İslam yük mü...

Ýslam yük mü...

Zararlý hale getirilmiþ bir ayet daha..."Bakara/286

" Allah insana kaldýramayacaðý yük yüklemez""Bakara/286

Allah daðýna göre kýþ adamýna göre iþ verirmiþ demeleri bundan iþte.lakin böyle kolay olsa negüzel olacak ya, kurban olduðum Allah verdikçe verince, bazen aciz ve acýlý kul da durup hey kuru kabuk yumurtaya can býrakan koca rabbim,bu kadarýný ben bile taþýyamam diyiveriyor kul ne de olsa.Aç susuz kadýlar bu vataný bize vatan kýlmak için ecdadýmýz...onlarýn ödülü ile bizim ki bir olur mu...ödül yük kadardýr...

insaný allahýn yüklediði yükler konusunda düsünceye iten, dolayýsýyla "peki ama yük niye?"...ödül verecek yük veriyor...de.yük görme yükü ödüle sebeb gör...

Güneþe çevirebileceði kadar gezegen, aðaca kaldýrabileceði kadar dal, insana taþýyabileceði sayýda el takýlmýþ. Devenin yükü ayrý, karýncanýnki ayrý. Balýða uçmayý, aslana yüzmeyi teklif etmemiþ.

Görevine göre fýrat verildi...sen yük dedn yk saydýn yan geldin yatý...sorgulanýrsýn...

Ýslam ilim ölçülüdür esma ölçülüdür..."Kadýnlarý eve hapis etmenin cezasý üzerinizde ahirette anlayacaksýnýz"

"Bakara/286"ilim hangi yükü yüklüyorsa Allah o yükü yükler diye anla bu ayeti ilme asi mi Allah...nefse düþman.Ýlim belirler yükü

Neden mi nefisliyiz çünkü...kuvvetleri nispetinde, hatta bir lütuf olarak, güçlerinin çok altýnda teklifte bulunulsa da Alah hep lütuf beklemiþiz.Þýmarýklýk bu

"Allah kaldýramayacaðýmýz yükü yüklemez"deyen Þýmarýk... ödül yük kadardýr.nefse sorarsan sabah namazý acýmasýzlýktýr.Kural belli ödül yük kadardýr...çünkü adil var...

"Faiz haram mý bu mekke þartlarýnda olan bizlere...hayýr...amasunnilik adýna faizin haramlýðýný savunuyorsun bu ayete asiliktr bu...Peygamber v Allah Mekkede sahabeye hangi yükü yülediyse onu yüklemelisin günün mekk atlarýndaki inanalarýna..

"Faiz her þartta haram"dersen bu ayete asisin...Bu ayeti de zararlý hale getirdiniz...Bakara/286 siz veyl okuyor felsefeisiniz siz...hakikat arayýcýsýoun artýk.sunnilik bayatilaç zehirliyor iþte...þifalý deðil...

Bizim gücümüz için son hudut, namazý beþ vakit kýlmak, orucu bir ay tutmak mý? Elbette hayýr! on müþrike çabada parada silahda cesare denk oabilir miyiz evet...efisle kavga þart ama bunu için...Ýþimize gelen yrde müslümanýz..dolandýrýcý halidir ama bu...9 yaþýndaki kýzla evlliði terk edemeyince uydur bir iftira peygambere...

Onlar “Ey Musa! Onlar orada olduklarý müddetçe, biz asla oraya girmeyeceðiz. Sen ve Rabbin gidin onlarla savaþýn; biz burada oturacaðýz” dediler(Maie/24)nefislerin misadesi kadar kulluz Allaa...evet Alahý azý etmek hiç de kolay eðil alimi razý etmek içinilmin yük görmedðniyük grmeyeceksin yük kadardýr ödül adil var varlýkta...

Yük ödüle sebeb...nefsine bunu anlat ve kabul ettir...

Akait âlimleri ise “güç yetirme” meselesini “akýl” yönüyle ele almýþ ve sýkça sorulan bir soruya þöylece açýklýk getirmiþler:

“Dünyanýn ýssýz bir köþesinde yaþayan ve cemiyet hayatýndan habersiz olan bir insan, mücerret aklýyla hangi hakikatleri bilmeye güç yetirebilirse, sadece onlardan sorumlu!...

Faiz bu þartlarda haram deðil de artýk...sorumlusun...þartlar faizi þart kýlmýþsa "Haram"demenin zararý varsa esmaya köleliðe zararlýysa da mý faiz Haram...Osmanlý alimlerine asi olma...bilerek gerçekleri gizleme...Medine Müslümaný olamazsýn...nasbsizsin anla bunu.içki vergisinden maaþ alýyor cami imamýn.Nasibin yok güzelliklerden...Nüklerin yoksa güzelliklerden nasibin yok adildir çünkü Allah...Hatana tevbe et...


"Ya Rabbenâ! Bizden öncekilere yüklediðin gibi aðýr yük yükleme" ayeti var. Ama Allah kiþiye kaldýramayacaðý yük yüklemez, deniyor. Yeknolojiye sarýldýkça yükler hafifliyor dünya iþlerinde...On müþrike denk olursunteknolojik silah üreterek makine üreterek...eskilerin yükü günümüzde kolaylaþtý haça gitmek uçakla...ödül de yük kadardýr...

Yahudiler hata ve günahlarýnda aþýrýya gittikçe üzerindeki yükler de arttýrýlmýþtý. Yahudiler de olduðu gibi Muhammed (asm) ümmetini bu þekilde cezalandýrmamasý hususunda dua etmemizi Allah Teala buyurmaktadýr.

"Herkesin kazandýðý iyilik kendi lehine, yaptýðý kötülük ise aleyhinedir."

"Rabbimiz, eðer unutacak veya yanýlacak olursak bizi sorumlu tutma."

Peygamber Efendimiz bir hadis-i þeri­finde þöyle buyurmuþtur:

"Þüphesiz ki Allah, ümmetimden hata etmenin, unutmanýn ve kendisine zorla yaptýrýlan þeyin sorumluluðunu kaldýrmýþtýr."

Yük ödüle sebeb...nefsine bunu anlat ve kabul ettir...

Ah nefisler þýmarýk kullar þýmarýk ama yük ödüle sebeb "Allah size kolaylýk diler, zorluk dilemez..." (Bakara, 2/185)

Merhum Elmalýlý Hamdi Yazýr’ýn, Bakara suresi 285-286. ayetlerle ilgili açýklamalarý þöyledir:

285. Peygamber, Rabbi’nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarýna ve peygamberlerine iman ettiler. ’Biz Allah’ýn peygamberleri arasýnda ayýrým yapmayýz, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, baðýþlamaný dileriz, dönüþ ancak sanadýr.’ dediler.

286. Allah hiç kimseye gücünün yeteceðinden baþka yük yüklemez. Herkesin kazandýðý hayýr kendisine, yaptýðý kötülüðün zararý yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, eðer unuttuk ya da yanýldýysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediðin gibi aðýr yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceði yükü de yükleme! Baðýþla bizi, maðfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamýz, kâfir kavimlere karþý yardým et bize.

NÜZUL SEBEBÝ: Rivayet olunduðuna göre, "Siz içinizdekini açýða vursanýz da gizleseniz de" (Bakara, 2/284) âyeti nazil olunca, bu ashaba pek aðýr geldi, toplanýp Resulullah’ýn huzuruna vardýlar, diz çöktüler: "Ey Allah’ýn Resulü, namaz, oruç, cihad, sadaka gibi gücümüzün yeteceði amellerle mükellef olduk. Þimdi ise bu âyet indirildi. Halbuki bizim buna gücümüz yetmiyecek." dediler ve "Herbirimiz, kendi gönlünde öyle þeyler konuþur ki, dünyalarý verseler bunlarýn kalbinde bulunmasýný arzu etmez." diye insanýn elinde olmadan içinde bulunan duygu, düþünce, tasarý ve hayallerden söz ettiler. Peygamber (s.a.v.) onlara:

"Siz de sizden önceki Kitap ehli gibi, ’Duyduk ve karþý koyduk.’ mu demek istiyorsunuz? ’Duyduk ve uyduk, ey Rabbimiz ðufranýný dileriz, dönüþ ancak sanadýr.’ deyiniz!" buyurdu.

Bunu hep birlikte okumaya baþladýlar, okudukça dilleri alýþtý ve gönülleri yatýþtý. O zaman (Âmene’r-Resulü...) âyeti nazil oldu. Böylece Allah’a tazarrû ve niyaz ile yalvarýp yakardýklarýndan, istiðfar edip Allah’a sýðýndýklarýndan dolayý bir süre sonra arkasýndan (La yükellifullahu...) âyeti nazil oldu ve güçlerinin yetmiyeceði ve ellerinde olmayan þeylerden hesaba çekilmeyecekleri bildirilerek, endiþeleri giderilmiþ oldu.

Demek ki, Ashab-ý Kiram "Siz içinizdekini açýða vursanýz da gizleseniz de Allah onunla sizi hesaba çeker." nazmý celîlinin gizli ve açýk yönleriyle bütün ihtimallerini dikkate almýþlar ve bu âyetin gerekli kýldýðý sorumluluðun akla doðan düþünce ve duygularý da kapsamý içine alma ihtimalinden korkmuþlar ve kendilerince âyetin insan gücünün üstünde bir sorumluluk yüklediðini düþünerek, bunun böyle olmamasý gerektiðine hükmedip Hz. Peygamberden, her ihtimale karþý bu hükmü yorumlayacak bir açýklama aramýþlardý. Buna karþý her þeyden önce kayýtsýz þartsýz itaat, istiðfar ve yalvarma ile emrolununca derhal itaat gösterdiler. Ýçlerinde kaçýnýlmaz olarak mevcut bulunan endiþe ve korkuya raðmen, ilâhî sorumluluða ve Hz. Peygamber’in emrine boyun eðdiler ve hiç itiraz etmeden olduðu gibi kabul ettiler. Allah Teâlâ da evvela bunlarýn kâmil imanlarýný, bu söz dinlemelerini ve emre uymalarýný, alçak gönülle yakarmalarýný, "Rabbena, Rabbena" diye yalvarmalarýný ve yalnýzca kendisine sýðýnmalarýný övgüyle dile getiriyor. Onlarý medh ü sena ederek bu þekilde dua etmeye devam etmelerini teþvik ediyor ve destekliyor. Ayrýca bir müddet sonra lütuf ve merhametini açýða vurup, "Allah hiç kimseye gücünün yetmeyeceði yükü yüklemez." þeklinde iltifatta bulunuyor. Ýstek ve ihtiyaçlarýna uygun olarak hüküm göndermiþ ve ýzdýraplarýna sebep olan hayal ve hatýra sorumluluðundan doðan endiþeyi gidermiþtir ki, iþte itaatýn ve Allah’a sýðýnmanýn ürünü daima böyledir. Ýtaat vesvese ve endiþeyi yok eder.

Hasan ve Mücahid ile Ýbnü Sirin’den, bir rivayette de Ýbnü Abbas’dan naklen anlatýldýðýna göre, (Âmene’r-Resulü...)’den itibaren bu son iki âyet, Cibrîl vasýtasýyla nazil olmamýþ, Resulullah bunlarý Mi’rac gecesinde vasýtasýz olarak iþitmiþtir. Bundan dolayý Bakara Sûresi Medine devrinde nazil olmuþtur, ancak o takdirde bu iki âyet müstesna olarak daha önce nazil olmuþ demektir. Bununla beraber bir baþka rivayette Ýbnü Abbas, Ýbnü Cübeyr, Dahhak ve Ata: "Bunlar da Medine’de Cibrîl ile nazil oldu." demiþlerdir.


Sosyal Medyada Paylaşın: