azlar az kalmazlar
tohumlar azýn kabuðunu kýrar
bilir adý mustafa (sav) olan çekirdeklerin
birazý aðaç olur
görür ahmed (sav) diye yad edileni
dallar aylar boyu ölü kalsa da
diriliþleri bir ömür vaat eder
görür insan
filizlenen tohumlar azdýr amma
çoðalmaya durur
emindir insan
kýrýlgandýr fidanlar, dal budak aðaç olacaklardýr
güneþin elinden tutacak
semaya doðu yol bulacaklardýr
þahittir insan
yeri göðe taþýrýr azlar
göðü yere indirir nadir yýldýzlar
gönle sonsuz baharlar serer
nazenin tomurcuklardan büyür insan
kuru dal uçlarýnda birikir zaman,
ince budaklardan yaðar hayat
hep insaný söyler
az oluþuna aldýrmadý
Allah’ý bir bilmenin
bin canlýk ömür sakladýðýna sessizce inandý
çoklarýnýn çokluk hesabýný boþa çýkardý
Bir’in hesabýnda olunca
çoðaltma telaþýyla koþturanlara
sadece gülmekle mukabele etti
çok olmakla ezmeyi umanlarý
tebessümle seyretmekle yetindi
refah içinde yüzdükleri halde
kendilerine verileni inkar eden çoðunluðu
Bana býrak…buyurdu Rab
nankörlüðün soðuk duvarlarýný yýka yaka yürüdü
Allah’ýn elçisi.
sesini ve sözünü, niyetini ve gayretini
çaðýnýn tutsaklýðýndan kurtardý
geleceðin kalbine can diye taþtý
vaktin sedefine inci diye koydu kalbini
ebede doðru akmaya baþladý insanlýðýn gündemi
þimdi yaðmur biriktiriyor avuçlarýmýzda
güneþ topluyor geleceðimiz için
kaldýrýyor mahcup yüzümüzü yerden
sözün libasýyla sarýyor yaralarýmýzý
Rabb-i Rahim’in rahmet göðüne açýyor kesik nefeslerimizi
dünyanýn parmaklýklarýndan kurtarýyor kýrýk kanatlarýmýzý
duanýn ufkuna taþýyor utangaç itiraflarýmýzý
bir þafaðýn serin meltemine
akýtýyor umutlarýmýzý
hasreti, vuslat kadar güzel biliyor insan
yaralarýndan Yaradan’a yol buluyor
azalmamýzý istemiyor Allah’ýn elçisi
az almamýza razý olmuyor þu dünyada
cennetimizin kapýsýný aralýyor
rahmani sözlerle
redfer