anamdan miras kalan yün yataða kafamýn içideki soru mezbahasýyla giriyorum
iyi bir evlat olmak adýna onun sorularýný da yüklüyorum göz kapaklarýma
ben, orta yaþlý gecenin keskin býçaðýyla lime lime doðrarken uykumun kaslarýný bayaz kireciyle çanak tutuyor marazlý duvarlar
acýyla kývranýyor uykum ölüm kalým muharebesine hazýrlanýyor bilincim
þu cýrcýr böcekleri de maraton sanýyorlar kalbimin yorgun nabzýný
kafamýn içi, diyorum terkedilmiþ bir meteorolog þemasý üzerinde dört nala giden bulutlar ve bir köþeden öbür köþeye, kýran kýrana çarpýþan soðuk-sýcak hava dalgasý ... ...
iþte... yine horoz ötüyor yine helikopter sesi yine endiþe yine evham... (bunu geçelim en iyisi!)
ve pencere ve perdesi ve pervazý ve iki tamahkar kuzgun aradýðým cevaplarýn içine etmeye gelmiþ olmalý