DÜŞ'LEK
çok öncelerden tanýyorum sanki sizi
eski bir çarþýdan.
henüz iþportaya düþmemiþ
fakat sýrasýný bekleyen...
kekik kokusunda yakýnsýnýz galiba
saçlarýnýz sedeften...
bir mercaný andýran gözleriniz
düþmemiþ hala korkulara
bir meddah gibi
savunmasýz ve günahsýz kýlýyor beni.
þimdi ikimiz
bu çarþýda hem aðlayan
hem oynayan çocuklar gibiyiz.
sabahlar, erken bizim için
akþamlar uzak þimdi...
ellerinde içi gözyaþý dolu bir balonu gezdirir gibi
biraz haylaz biraz tedirginiz...
patlasa sanki þimdi þuracýkta
tüm dünya boðulacak sanki...
söyleyin þimdi!
neyin doðrulamasýdýr geçmiþ?
ne kadar acý çektiðimizin mi?
ne kadar ders aldýðýmýzýn mý?
hem ben;
yaþamý boyunca her dersten sýnýfta kalýrken
siz nerelerdeydiniz ki?
þimdi o çelik/çomak tutan elleriniz
hangi milattan kaldý
bir yandan beni
diðer yandan kendinizi döversiniz?
yapmayýn!
ne olur yapmayýn
bu kurutulmuþ defne kokulu çarþý
bir þeyler fýsýldýyor hep kulaðýma
eskidik ama kaybolmadýk henüz der gibi...
hem ben kaybolsam,
siz bilirsiniz, bulursunuz beni
siz kaybolsanýz
bulurum ben de sizi
henüz düþmeden tezgahlarda
ne olur bakmayýn artýk geriye
tükeniriz..
daðýlýr bu çarþý tek bir sorguyla...
köle pazarlarýna düþeriz...
Özlem SABA
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.