Kadýnsan, sus dediler,
Gözlerinde bir okyanus derinliði,
Dalgalarý, sessizliðin,
Kýrýk dökük bir sandýðýn içinde saklý,
Hüzünlerin, sýrlarýn, çiðnenmiþ hayallerin.
Karanlýk bir sokakta,
Ay ýþýðýna hapsolmuþ bir gölge,
Ýçinde sakladýðýn çiçekler,
Küllerinden doðacak bir bahar,
Kapatýlmýþ pencere kenarlarýnda solgun.
Susma, dedim,
Kelimelerin rüzgarý,
Yüreðindeki fýrtýnayý serbest býrakmalý,
Bir kuþun kanat çýrpýþý gibi,
Hapisteki sesler özgürlüðe koþmalý.
Bir çiçek açmadan önce,
Köklerini beslemeli derinlerden,
Gözyaþlarýn bir deniz,
Her damla, bir çaðlayandan süzülen,
Yüreðini yaralayan, ama yeniden yeþerten.
Susma, kadýn,
Her sessizlikte bir yangýn,
Her cümlede bir dað,
Daðlarýn tepesinden bakarken,
Kendi gölgenle yüzleþmeyi öðrenmelisin.
Zamanýn rüzgarýnda savrulurken,
Aðaçlarýn bile fýsýldadýðý sýrlarý,
Unutma, sen bir ormansýn,
Köklerinle birlikte,
Bir þarký olmalý dudaklarýndan dökülen.
Býrak suskunluðun kýrýlmayý,
Ve tüm baharlar bir araya gelsin,
Her sesi, bir çýðlýkla,
Yüreðinde yankýlanan bir melodi,
Susma, çünkü senin sözlerin,
Bu evrenin en derin melankolisi.
Susma sen kadýn
Sakýn susma....
Nurefþan