Sevgi ve nefret, birbirine zýt duygular gibi görünse de, bazen bir iliþkiyi bitirmenin en acýsýz yolu olarak nefretin seçilmesi ne kadar ironik deðil mi? Ýnsan, sevginin aðýr yükünü taþýmaktansa, kalbine nefretin soðuk kalkanýný yerleþtirmeyi tercih edebiliyor. Ancak, bu kaçýþ aslýnda gerçek bir nefret deðil; yalnýzca sevginin gölgesinde var olan bir yanýlsama.
Ayrýlýrken gösterilen nezaket, sevginin son anlarýnda bile kendini koruma çabasýdýr belki de. "Aðzýný açýp, öfkeyle konuþmak" yerine, birlikte geçirilen anýlara saygý duymak, aþkýn en büyük onurudur. Eðer her insan sevgiye bu denli saygý gösterebilseydi, belki de aþk hikayeleri hep yeni baþtan yazýlýr, aþk her defasýnda taze bir sayfa olurdu.
Bu derin bilinç seviyesine ulaþan insan, aþkýn deðerini bilerek, belki de daha çok aþk romaný yazýlmasýna ilham olur. Ama belki de aþk, yedi sütuna manþet olmayý gerektirmeyecek kadar sessiz ve derinden yaþanmalýdýr...
Selda Ýyiekmekci (Erdoðan)
Sosyal Medyada Paylaşın:
İYİEKMEKÇİ Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.