gönül atlasýnda kaybolmuþ bir kervanýn hüznüdür bu, ne zamansýz çölde savrulan bir kum tanesi gibi, ne de kanatlarýnýn göðünde unutulmuþ bir ruh, sonsuzlukta yankýlanýr varlýðýn ortasýnda, ama yokluðun kucaðýnda, bir mecnun’un düþüþü misali, sükûtun ikliminde sürgün.
tekmil arabî aþklar kusuyorum gecelerde, ama hiçbir aþk bu acýlara merhem deðil, leyla. iyilerin iðrenç masallarýndan býktým artýk, her biri leyla’sýz bir mecnun gibi, yarým kalmýþ hayallerin izinde. kimse kendi kanatlarýnýn göðünü unutamaz, zira hangi acý bizi kirimizden arýndýrabilir ki? hepimizin büyük korkularý var, bizi unutan hatýralarýn aynalarýnda.
gözlerinden dökülen her damla, firdevs’in yapraklarýna damlar, ancak orada da erir, cehennem ateþinde, bir damla kan, bir damla aþk, birbirine karýþmýþ, aþkýn kývýlcýmý, kâh rahmet olur, kâh zahmet. bu zamansýz âlemde, her nefeste bir nar taneleri gibi daðýlýr aþklar, ve sen ey meczup, hangi taneleriyle yarana derman ararsýn? çünkü her bir tanelerde firdevs’in dehlizlerinde saklý bir azap vardýr, sabýrla yýkanmýþ, kanla yazýlmýþ.
beni anlamasan da leyla, aþký parantez içine al, ve çarp bir kör kuyunun duvarlarýyla, nasýl özlemez ki bir kalp diðerini, elde var hüzün. aþký karalamýþýz kitaplardan, satýlmýþ ve simsiyah bir akþamdan kalan çýkmýþým suyun üstüne devrilmiþ bir kýrmýzý balýk gibi. ben senin delin, ve askersiz bu savaþta, evet, askersiz, çocuklar ve analar ölür borsalar için, ama deliler seksidir her coðrafyada, leyla.
ve sen, mi’râc’a ermiþ bir ruhun esiri, ne semanýn sýrlarý fýsýldanýr sana, ne de yerin cevheri. zebanîlerin gölgesinde soluksuz kalmýþ bir derviþ misali, her adýmda kaderin mühürlü yollarýnda, nerede baþlar, nerede biter bu aþk, bilemezsin.
bir ney sesi, meczubun rüyasýdýr bu yolculuk, ne mahlas bulur ne de bir medhiyeye nail olur. zamansýzlýða hapsedilmiþ bir þairin lisanýnda, her kelime bir hançer, her mýsra bir zindan olur. her kelime, her harf, asuman’ýn çatlaklarýndan sýzan mecazi bir çýðlýktýr, topraðýn altýndan göðe yükselen.
sana bi þiir dinletisi yaparým aklýn durur, di mi ’nâzým’, di mi ’nâzým’? ama her þiirim, imkânsýzýn histerik yivlerinden geçmiþ deli bir mermidir, herkesin ölmesine gerek yok kardeþ, ne bileyim ne çok sevmiþimdir o kýzý, tüm kanamalý drenlerimde o vardýr. pardon bi de sað ön kol kesisi var, yani size ne ya da edebiyat tarihine ne, çünkü bu saraylar yeter mi? kýbleler 6. filoya, vietnam’a, afganistan’a, pakistan’a ve bilumum ’tan’lara.
bu yüzden, acý ve hüzün iç içe geçmiþ, bir telve içinde, kahvenin en koyu deminde, ve þu dünya, neye yaranýr? aþkýnla kavrulmuþ bir derviþ, gönül dergâhýnda ne arar? ilâhi bir oyun bu, zâhirde gizli, bâtýnda aþikâr.
ama deliler seksidir her coðrafyada, leyla, çünkü her öpmek bir kýyamettir dudaklardan baþlayýp ormanlarý tutuþturan. ve sen, ey âþýk! rindlerin yolunda, tüm kâinatýn sýrrýný çözüp, leyla’yý mecnun’da, ferhad’ý daðda, yusuf’u kuyuda bulacaksýn. ancak o zaman, anla ki aþk, varlýkta yok olmak, ve yoklukta var olmayý bilmekmiþ.
bu, ne bir hikmet ne de bir masal, bir cevher, ebediyete mührünü vurmuþ, ne zaman çözülecek bu sýrr-ý azim, kim bilir? yalnýzca gökyüzünün satýrlarýnda saklý, yankýsý susmayacak bir müjdenin izahý.
Sosyal Medyada Paylaşın:
CaNMaYBuL Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.