ce
Şiir kelimeleri-3
Can:
1-Yaþayan varlýklarýn yaþamasýný saðladýðýna ve ölümle varlýktan ayrýldýðýna inanýlan madde dýþý varlýk
Herkes ölümden korkar" insanýn caný tatlýdýr
2.yaþama, yaþam.
"Boðulaný kurtarayým derken canýndan olmuþ" (ölmüþ)
Canýndan olmak
Hayal:Gerçek olmayan düþ
Gerçek:
1-el ile tutulup göz ile görülecek biçimde tam anlamýyla var olan, varlýðý hiçbir biçimde yadsýnamayan,
hakiki
2.
kendisi gibi olan, aslýna uygun bulunan, yapay olmayan.
"Gerçek inciden gerdanlýk pahalý olur"
Mucize:1.
akýl yoluyla açýklanamayan, bu yüzden de Tanrýsal bir güç tarafýndan yaratýldýðýna inanýlan doðaüstü olay.
Benzer:
tansýk
2.
insanlarý hayran býrakan olaðanüstü olay ya da þey.
Siyah: Kara
1-bütün ýþýnlarý emen, hiçbir ýþýný yansýtmayan en koyu renk, ýþýksýz, karanlýk gece rengi, kömür rengi.
Benzer:
Beyaz: Ak
1.
süt, pamuk, kar gibi þeylerin rengi.
2."Beyaz giysiler içindeydi"
Ýki: iki sayý
Çift:
Birbirini bütünleyen iki tekten oluþan, ikisi bir takým oluþturan.
"Ýki çift çorap aldým"
Gizem: Felsefe terimi:
Aklýn eriþemediði ve dolayýsýyla mantýða,
akla uygun bir açýklamasý yapýlamayan,
ne olduðu çözülemeyen,
Sýr:
1.
kimseye söylenmemesi, gizli tutulmasý gereken þey, giz.
2.
insan aklýnýn yeterince açýklýk getiremediði þey.
"Doða sýrlarla dolu"
Kul:
1.(Tanrý’ya göre) insan.
"Kul sýkýþmayýnca Hýzýr yetiþmezmiþ"
2.
eskimiþtir•tarih terimi
köle ya da karavaþ.
Ölüm:
1.
insan, hayvan, bitki gibi herhangi bir canlýnýn yaþamýnýn tam ve
kesin bir biçimde sona ermesi.
2.
ölme biçimi.
"Onun attan düþerek ölümüne inanmak zor"
Yaþam:
1-canlýlarda, doðumdan ölüme deðin, etkinliði saðlayan olgular bütünü.
2.
doðumdan ölüme deðin geçen süre.
"Gerçeði yaþamýnýn sonuna doðru görebilmiþti"
Hayat:
Yaþam,dirim.
2.
doðumdan ölüme deðin geçen süre.
Benzer:
ömür
Nefes:
1-Soluk
2.
(boþ bir inançla) iyileþtirir diye hastaya okuyup üfleme.
Kuþ:
Yumurtlayan omurgalýlardan, akciðerli, sýcak kanlý, vücudu tüylerle örtülü, gagalý, iki ayaklý, iki kanatlý uçucu hayvanlarýn ortak adý.
Kitap:
1-
Basýlý
Basým evinde basýlýp kapak geçirilmiþ kâðýt yapraklardan oluþan ve okumakta yararlanýlan nesne.
"Bu kitap yeni çýktý"
An: En küçük zaman
Direnmek:
1.
Herhangi bir düþüncede, bir durumda, bir istekte ayak diremek.
Ýnat etmek
2.
karþý koymak.
"Düþman direniyordu"
Çabalamak:
Güç bir durumdan kurtulmak ya da bir iþi yapmak, baþarmak için uðraþmak, güç
harcamak.
"Herkes bir yol bulmaya çabalýyor"
Düþmek:
-Boþlukta, yerçekiminin etkisiyle, yukarýdan aþaðýya doðru inmek.
"Bütün cisimler boþlukta ayný hýzla düþer"
-(insan, hayvan gibi yürüyebilen þeyler) dengesini yitirerek yere serilmek, devrilmek, yýkýlmak.
"Çocuk koþarken düþtü"
Dilemek:
1-bir þeyin yerine getirilmesi isteðinde bulunmak, yapýlmasýný istemek.
"Bu konuda gerekenin yapýlmasýný dilerim"
Benzer:
arz etmek
rica etmek
2.
biri için bir dilekte bulunmak.
"Ýyi yolculuklar dileriz"
Duymak:
1.
ses olarak algýlamak, ses almak, iþitmek.
"Saðýr deðilsen fýsýltýyý duyarsýn"
2.
Duyular aracýlýðýyla algýlamak,
nesnelerin fizik durumlarýndan duyular aracýlýðýyla bilgi edinmek.
"Yüzümde esen yeli duydum"
Terk etmek:
1.
Ayrýlýp gitmek, býrakmak, ayrýlmak.
2.
(bir þeyi) býrakmak, yapmamak.
"Sigarayý terk etmek kolay mý?"
Uzaklaþmak:
1-ayrýlýp uzaða, uzak bir yere gitmek.
"Ýçi, oradan hemen uzaklaþmak isteðiyle dolmuþtu"
2.
ilgisi azalmak, yabancýlaþmak.
"Sýk görüþmeyince insan dostlardan uzaklaþýyor"
Sarýlmak:
1.
Sarmak eylemine konu olmak.
"Düþman her yandan sarýlmýþtý Üzerine bez sarýlan yarasý acý veriyordu"
2.
Bir þeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaþýk asmaya sarýlmýþtý"
1.
sarmak eylemine konu olmak.
"Düþman her yandan sarýlmýþtý Üzerine bez sarýlan yarasý acý veriyordu"
2.
Bir þeyin üzerine bir ya da birkaç kez dolanmak.
"Sarmaþýk asmaya sarýlmýþtý"
3.
Kollarýný dolamak, kucaklamak.
"Kadýn bebeðine sarýlmýþtý"
4.
Bütün gücüyle ele almak, baþlamak.
"Ýþe sarýldýk"
5.Davranmak.
"Hemen silaha sarýlmak kabadayýlýk gösterisiymiþ.."
6.
mec.
Büyük bir istekle kendini vermek, benimsemek.
"Çocuk bu yýl derslerine iyi sarýldý"
7.
mec.
Hemen yapmaya koyulmak, iþe giriþmek.
"Haberi duyunca kutlamak için telefona sarýldý"
8.
mec.
Büyük bir umutla baðlanmak, güvenmek.
"Ýnsan hangi dala sarýlacaðýný bilmeli"
Boðulmak:
1.
Boðmak eylemine konu olmak.
2.
herhangi bir nedenle havasýzlýktan ölmek.
"Yüzme bilmeyen derin suda boðulur"
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.