Saatin İkisi
Dolunay’ým
Öyle
Güzel tebessüm ediyor ki
Bu gece
Belki bana öyle geliyordu
Seni özlemek
Resmedebilmek gibi
O gökyüzünü tualinden
O sayfiye, samime salonun
Açýk hava, berrak müzesinden
Çalabilmek
Bir nebze
Tüm yoðunluðundan
Tüm olumsuz yüklerinden
Arda kalaný dualarcasina
Gecenin baþka rengi
Köþesinden,
Bir haleli çerçeveyle bakýþýna
Söküp alabilmek gözlerini
Öyle derin süzerken
Öyle kývrýlýrken sürmeleri
Kirpiklerinden,
Rüzgar deðen tellerinden
Bir þiir çaðýrýrken, estirirken
Ve dilercesine
Uzaklardan, sessizliðinden
Eskilerde bir kýþ vaktinden belki
Zamana
“
Gece saatin, ikisi
Bir kuþ sesiydi büyüleyen beni
Öyle ahenkliydi ki
Saate inat sabahý mücdeler gibi.
Gece saatin, ikisi
Kulaðýmda bir þarkýnýn melodisi
Öyle içtendi ki
Hasrete inat Aþk’ý anlatýr gibi.
Gece saatin ikisi
Deniz gözlerindi bana getiren seni
Öyle derinlerdi ki
Kadere inat kaybolup gider gibi.
Gece saatin ikisi
Sözlerindi, ilhamýndý yazdýran bu dizeleri
Öyle gerçeklerdi ki
Cümle aleme inat, yaþar gibi
2014”
Sosyal Medyada Paylaşın:
Semiha Türkmen Çiçekoğlu Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.