ne gün bana yar uzaklýðýnda
ne ben yare gün yakýnlýðýndayým
her ne varsa
bir yol gidiyor zamanýn gizemine
yollarýn bitmezliðine
eylüle güneþ kondu
günler güneþe teslimiyetin yanmýþlýðýnda kývrandý
sonra hasret dile gelip söylenir oldu
sevgi adýna
duygu adýna
güzel ve güzel ötesi adýna ne varsa
söylendi de
kaç bahar geçti
kaç güz ekledi üstüne
sonra gitti çok uzaklara
bir daha ne gören
ne de haber getiren oldu
gidiþi
o gidiþ
cam arkasýndan el ediþi kaldý geriye
birde vaktin serinliðindeki gülümseyiþi
martýlarla sohbet
dalgalarla denize akýþ
anýlarýn býraktýðý ne varsa
birkaç kelime
birkaç söz
tanýþtý udun telleriyle
ne kaldý geriye
denizin dalgalarla haykýrýþýnýn
bir adým ardýnda býraktýðý köpükler
güneþ yanmýþlýðýna aldýrmadan ayaklarýmýn titreyiþi
gözyaþýna dönüþen ufuk ötesi birkaç damla yaðmurun
serin bir rüzgarýn
tenime dokunuþu
duygu yoðunluðum
yüreðimin derinliðine iniyor
ve içinde yaþadýðým
yaþamaktan mutlu olduðum yere yürüyor
zamanla yarýþ...
onca koþuþturmanýn önüme koyduklarý
artýk ben de papatyalarla konuþuyorum
güneþin doðuþuna dek
kapanmayan gözlerimde sitem yok
uyku yok
o koyu muhabbetin
o tatlý dakikalarýn derinliðinde
o yýldýzlarýn þafaða ulaþmýþlýðýnda
sessizlik var
bende kalan bir bardak çayýn
bir yudum suyun
bir tas ayranýn rahatlýðýnda maziye yürüyüþün
ve de sefere çýkmýþ ayaklarýn tüm yükünde
önümdeki dakikalara uzanýþýnda
her ne varsa
denize birleþik rüzgarýn serinliðinde geçen akþamlarýn
sesli sessiz baþýmý döndürdüðü
tansiyonumu yükselttiði
vücudumu ateþlerin teslim aldýðý
kýyýlara doyamadýðým saatlerin
tadýný
hüznünü
beraber yaþamanýn üzerimdeki aðýrlýðýný taþýyorum
rüzgarlardaki esintiyle
benli bensiz üzerime oturuþunda kaybolmayan izlerini
kelimelerle ifade etme adýna
zamana dur demek lazým bazen
gül tazeliðinde
sabah yeli gibi saf ve temiz
oturduðum, yürüdüðüm, konuþtuðum, sevdiðim
her ne varsa
çalý dikenleriyle süslenmiþ yamaçlar
eylül baþýnda gecemi gündüzüme katýp
kelimelerin yutkunduðu
serin günleri teslim alan o köy türkülerime
öküzlerin karýnlarýný doyurmak için
bütün gün dolanýp durduðum
yorulduðum, düþtüðüm, aðladýðým
oyunlar oynadýðým
sevdiðim yere...
þimdi yamaçlarýnda rüzgarým
dizlerime karlar yaðan aydayým
gecemi gündüzüne karmýþým
yalnýzým
ateþe kor olmuþ zamanlardayým
geceler boyunca
bir avuç sevgi istiyorum.
bir ömür cam arkasýnda
yorgun gözlerimi kapatan duygularýn
ve hasretin bilinmez sessizliðine yol yürürken
eylülün gizemi iner diz kapaklarýma.
adýmlarým zordadýr
zor olan, zora yürümektir
bu daðlar tanýr beni
bu yollar da
bu mevsimde
sessiz ve mahzun akan ýrmaklar
tenha ve ýssýz nehir boylarý
yamaçlarýnda rüzgar almýþ çocukluðum
üþürdüm o zamanlar, titrerdim
çalýlarý ateþe verir, ýsýnýrdým
ýsýnýrdým da
ateþi görmeyen yanýma kar yaðardý
hepten üþüyorum bugünlerde
ateþin tenime tesiri kalmadý
ne rüzgarýn esintisi, ne çalýlarýn çatýrtýsý etkiliyor
eylülün son günlerinde kar aktý yüreðime
yaylalarýndan yola çýkýp
etrafýný serinlete serinlete yol yürüyen
kar sularýnýn sessiz akýþýndaki gizem
oturdu yüreðime
akþam sofralarýnda gönül alýndý
anýlar tazelendi
þarký okundu memleket üstüne
artýk yola çýkmalýyým
gökyüzünde onlarca bin metre yol yürüyen
bedenimin kimseyi dinlediði yok
ilgilendiði yok
aldýrdýðý yok
bulutlarý dahi tepeden izlemiþ gözlerin
beynime tesiri yok
sisim yok
çisem yok
yaðmurum yok
zamana teslim olmuþum
ben hala nehir kýyýsýnda çakýllarla oynayan
güneþ yanmýþlýðýna aldýrmayan
bir güz rüzgarýyým
redfer