Çocukluğum gibi
Yine kýrlara gitsem
gelincikleri öpsem
yeni bir þarký öðrenip
öðretmenime gülsem...
Yine annemin elini tutsam
hanýmlar gününe gitsem
bisküvi ile ikram edilen çayý
terleye terleye içsem...
Yine bayram çocuðu olsam
sevinç neþe ile dolsam
kýrmýzý papuçlarýmý
yastýðýmýn altýna koysam...
Yine cývýl cývýl cývýldasam
dere olup çaðýldasam
anneme ablama durup durup
günde elli kere sarýlsam...
Yine kalemimin ucunu yontsam
sarý defterimi kaplasam
siyah körüklü çantama koyduðum
kitaplarýmý koklasam...
Yine zaman geriye dönse
ölen bütün komþular dirilse
en sevdiðim arkadaþým
her sabah kapýmýza gelse...
Nerede o güzel günler
baharda açýlan güller
grayder ve kepçelerden kaçýp
uzak diyarlara giden bülbüller...
Yine annem köpürtse saçlarýmý yýkasa
tas deðse kurnaya gözüme sabun kaçsa
þarký söylese þýrýl þýrýl su eþlik etse ona
sarýndýðým peþtemal ayaðýmdaki takunya...
Unutmadým tadýný dumaný tüten çöreðin
fýrýndan çýkardýðým nefis üzümlü kekin
büyükannemin baklavasýnýn küp peynirinin
annemin yaprak dolmasýnýn su böreðinin...
Anladým ben ne yapsam öyle olmuyor
o güzelliklerin yeri hiçbir þeyle doldurulmuyor
yaptýklarým yavan tatsýz lezzetsiz oluyor
saksýya ektiðim çiçekler açmadan soluyor...
Küçük bir çocukken hatta ergenken
annemi eleþtiriyor beðenmiyordum
bir gün sen de anlarsýn anne olunca derdi hep
haklýymýþ annemin dörtte biri bile olamýyorum...
Yine tahta merdivene üçer üçer atlasam
yün yorgana sarýlýp pembe rüyaya dalsam
aðlayarak ter içinde sýrýlsýklam
kâbuslarýmdan korkarak uyanmasam...
Yine zaman hýzla geriye dönse
evimize siyah beyaz televizyon gelse
iþlemeli mendil lokum badem þekeri
limon kolonyasý bayram kokulu kahve...
Ýþte yine hayale daldým
ve yine elbette havamý aldým
ne ben o kalýn camlý gözlüklü þirin çocuðum
ve ne de coþuyorum taþýyorum umutluyum...
Kalk yerinden diyor öðlene yaklaþan yorgun saat
döndüremezsin eskiyi istersen
çek baþýna yorganý akþamlara kadar yat
yahut kendini beþinci kattan aþaðýya at...
Yine eskisi gibi olsaydý keþke
gönlüme bir huzur dolsaydý keþke
keþkesiz bir günüm geçseydi keþke
güler miydi yüzüm bunlar gerçekleþse...
Bir kere veriliyor çocuk olma þansý
gençlik de bir armaðandý
o zamanlarda da saatler böyle süratli miydi
günler tren katarlarý gibi mi hýzlý koþardý...
Yine papatyaya sarý çiçeðe merhaba desem
sümbülleri kucaklasam
menekþeleri ýssýz duvar diplerinde
arayýp dursam...
Kokmuyor þu çiçekler
gül sümbül karanfil gibi
yediðim yemek içtiðim su
tatlý deðil çocukluðum gibi...
Gülhan Çeliktaþ
Sosyal Medyada Paylaşın:
Gülhan Çeliktaş Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.