yýrtýlmýþ bir mektubun üzerindeki adresten
incecik limon dilimi gibi fincanýmýn içine býrakýyorum seni
karþýmda duruyorsun öylece
aklýma vurup düþüyorsun
odanýn duvarlarýna
haykýrýyorum hiç susmayacakmýþ gibi
sevdan mayalanýyor
ince uçlu kalemle senli kelimeler karalanýyor
ruhumun mahzenleri resminle dolu
kafamýn içindeki dalgalara fýrlatýyorum cümlesini
denizinde bir sal
salda bir yolcu ve sen
dünya dönüyor
her þey gidiyor güz yaðmurlarýyla
hava gibi su gibi
oksijen gibi
sen gidiyorsun
gelgitlerine gün batýmý çizdiðim kentten
her gidiþ düþüncesinde
yüzlerce aðýr nikotin kokusu
deprem bölgesi yüreðim
gayzlar oluþturuyorsun içimde
faylarým kýrýlýyor
baþýmýn üzerinden daha da mor bir düþ
gecenin esintisiyle haþin haþin salýnýyorsun
saplanýyorsun nazarýmýn göðüne
dergahýnda boynu vurulmuþ
dizin dibinde oturuyorum
diz kýrýp öylece
eþref vakitlerin hoyrat ýslýðýna tutunuyor
soluðunun her zerresi
vazgeçiyorsun
kaçýyorsun bir muhacir gibi
çekip gidiyorsun onca yaþananlarýn ardýndan
hüzünler sýcak
gönül sýrça bir dokunsan aðlayacaðým
bir hançer gibi kalbimin dibini oyuyorsun
sýzýlar vuruyor ruhumun derinlerine
susmuyor içimin çýðlýklarý
bir çaðýltý düþüyor
ýslanýyor saatlerin on ikisi
kapanýyor gecenin kepenkleri
zihnimin zindanlarýnda suçlusun
gökyüzünün her ciheti yaðmur dolu
bir yanda bata çýka yürürken ýþýk dolu bulutlar
bir yaný fýrtýnayla boðuþan sen
hazan sarýlý her þimþeðin ýþýltýsýyla
acýlar býrakýyorsun yüreðime
bir fýrt sigara
demli bir bardak çay
gecenin son þarkýsý besteleniyor
sinemde senin sýktýðýn kurþun izi
körkütük sarhoþum
yol alýyor yorgun adýmlarým sana doðru
sallanýyorum þehrin kaldýrýmlarýnda
karanlýk gecede efkar kervanlarý
alýp götürüyorlar beni
redfer