ISIT BENİ
PÝRÝN PALAS ÞÝÝRLERÝ
Penceremden giren güneþ,
Isýt beni ýsýt beni…
Hücrem beton yok bir ateþ,
Isýt beni ýsýt beni…
Dondu kemik et iliðim,
Gitti sesim hem soluðum,
Belli deðil hiç varlýðým,
Isýt beni ýsýt beni…
Kýþ mevsimi azdý ayaz,
Kardan yerler beyaz beyaz,
Güneþ baba biraz biraz,
Isýt beni ýsýt beni…
Ýçim buruk yaktý közün,
Yok deðeri hiçbir sözün,
Bin güzelden tatlý gözün,
Isýt beni ýsýt beni…
Cantekin der; bu ne iþtir?
Dört bir yaným duvar taþtýr,
Güneþ iyi arkadaþtýr,
Isýt beni ýsýt beni…
12 EYLÜL ZULÜMDÜR
1980’li yýllar.
Zulmün kan kusturduðu yýllar.
Ýnsanlarýn asýldýðý, kesildiði, iþkencede öldürüldüðü, sakat býrakýldýðý yýllar…
Kiþiliði paspasa dönüþmüþ mahlûklarýn, sevmediði insanlara iftira atarak iþkencecilere ezdirdiði acýlý yýllar…
Hasýmlarýn intikamlarýný kahpece ihbarlar ile aldýðý yýllar…
Kitaplarýn yakýldýðý, topraða gömüldüðü yýllar…
Merdin-namerdin açýða çýktýðý yýllar…
Sahte kahramanlarýn bir tokatla dostunu, arkadaþýný, yoldaþýný, komþusunu, akrabasýný sattýðý yýllar…
Akrabanýn akrabaya sýrtýný döndüðü, tanýmazlýða vurduðu, görünce yol, sokak deðiþtirdiði yýllar…
Memurlarýn, öðretmenlerin 1402 sayýlý yasayla görevlerine son verildiði, açlýða mahkûm edildiði yýllar…
Kan ve gözyaþýnýn su gibi aktýðý yýllar…
Türk’ün Türk’ü astýðý, kestiði, dövdüðü, sövdüðü, ihbar ettiði, ezdiði yýllar…
Bizi bize düþman eden, yabancýlaþtýran, uzaklaþtýran zehir dilin sahiplerinin azgýnlaþtýðý, pervasýzlaþtýðý yýllar…
Dýþarýda anlatýlan iþkence hikâyeleri tüm yüreklere korku salmýþtý.
Ýþkence hikâyelerinin, iþkenceden daha çok etkili olduðu günlerden geçiyorduk.
12 Eylül güvenlik güçleri Elazýð, Bakýrköy ve yurt dýþýnda üç tane “KAFAYI YEMÝÞ” raporu olan Nihat isimli bir genci yakalarlar.
Genç çok korkar. “Beni dövmeyin, ne isterseniz yaparým” diye yalvarýr.
Sorguya çeken iþkenceciler, 10 kiþisi kendi öz akrabasý olmak üzere 100 kiþiyi suçlayacak ifade yazarlar. Gence imzalatýrlar. Bir gün lazým olur diye dosyaya koyarlar, bir kenara býrakýrlar.
6 ay sonra, Adýyaman sýkýyönetim komutanlarýndan Kara Bela tesadüfen bu ifadeleri görür. Kesin emir verir:
-“Bir hafta içinde bunlarýn hepsini toplayýn.”
Ýfadeyi alan polisler, “bu ifadenin temeli yoktur, biz uydurduk” demezler, diyemezler.
Bir ilçenin 10 seneden fazla birbirini görmeyen, evlenmiþ, iþ- güç sahibi olmuþ, çoluk çocuk sahibi olmuþ gençlerini, ayrý ayrý illerden toplayarak, Adýyaman’da iþkence hane olarak kullanýlan “PÝRÝNPALAS” denilen Yatýlý Ýlköðretim Bölge Okunda (YÝBO) toplarlar.
YÝBO’nun bodrumundaki odalar hücre haline getirilmiþti.
Beni Þubat ayýnda içeri aldýlar. Yerlerde kar vardý. Adýyaman’ýn ayazý jilet gibi kesiyordu. Hücrede kalorifer vardý. Yakýlmýyordu. Soba yoktu.
Su damlatan kaloriferin peteðinin altýna yoðurt kovasý koymuþlar. Verilen eski yataðýn altýna su gitmemesi gerekiyordu. Ranza yoktu. Yatak yerdeydi. Yoðurt kovasý dolmadan boþaltýyordum.
Okulun yukarý katlarý iþkence yapýlan yerlerdi.
Ýþkencenin her yöntemi bedenimde denendi. Adýyaman’da faili meçhul ne kadar cinayet, olay varsa kabul ettirmeye çalýþýyorlardý.
Ýþkenceye dayanmayan bir kiþi Adýyaman yöresinde iþlenen bütün cinayetleri kabul etmiþti.
Yurt dýþýna hiç gitmediði halde Ýtalyan baþbakaný Aldo Moro cinayetini, Amerikan baþkaný Kennedy cinayetlerini de kabul ettiðini bilinçli olarak ifadesine eklemiþti. Cahil polisler, iki cinayet fazla eklemiþ diye sevinmiþlerdi.
Hâkim mahkemede sanýða sormuþtu:
— Hiç yurt dýþýna çýktýn mý?
Sanýk:
— Hayýr efendim.
Hâkim:
— Yurt dýþýna çýkmadan baþkaný, baþbakaný nasýl öldürdün?
Sanýk þu cevabý verir:
— Benim gördüðüm iþkenceyi görseydin anneni, babaný, peygamberi hatta Allah’ý bile öldürdüðünü kabul ederdin.
Ýlk mahkemede hâkim onlarca cinayeti kabul etmiþ sanýðý tahliye eder.
Sanýk gerçekten suçsuzdur.
Öyle bir dönemdi ki öldürülen bir aða için birbirinden habersiz(!) dört ayrý dava açýlmýþ, ayný kiþi için iþkencede suçu kabul etmiþ dört davanýn onlarca sanýðý yýllarca ceza almýþtý.
Aðayý öldürmeyen kiþi, örgüt býrakmamýþlardý.
Ayný cinayeti bana da kabul ettirip beþinci davayý açacaklardý. Hiç görmediðim, tanýmadýðým köy aðasý için bana da ceza vereceklerdi. Kabul etmedim. Her cinayet suçlamasýna “DUYMADIM! GÖRMEDÝM! BÝLMÝYORUM” dedim.
Üç raporlu bir delinin ifadesiyle 24 gün barbarlaþmýþ görevlilerden iþkence gördüðüm Pirin palas’ta ondan fazla þiir yazdým.
Suçlulardan çok masumlarýn iþkence gördüðü bir dönemdi.
Ýt sürüsü kadar iftira atan namussuzlar türemiþti.
Ýftiranýn bir gelir kapýsýna döndüðünü yöre halký bilirdi. Örnek: Ýftiracý tabancasýnýn olduðunu bildiði ya da tahmin ettiði komþusuna gider “akþam komutanýn yanýndaydým. Senin silahýnýn olduðunu duymuþ. Bana araþtýr dedi. Bana þu kadar para verirsen, araþtýrdým, silahý yok, derim.” Ýstediði parayý vermek zorundasýn. Vermezsen gider seni ihbar eder. Silahýn olmasa da ilk dönemler doksan gün, daha sonra kýrk beþ gün dýþarý çýkanlarýn anlattýðý o vahþi iþkenceyi sen de görürsün.
Bir de 90 gün gözaltýnda olanlar, kâðýt üzerinde girdi-çýktý yapýlarak 180 gün, 270 gün gözaltýnda tutulanlarý da biliyoruz.
Ýhbarcýn aða ise iþin çok zordu.
O günlerin bir daha geri gelmemesi dileðiyle…
Sosyal Medyada Paylaşın:
Mahmut Cantekin Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.