Bir zaman Ýbrâhim babasý Âzer’e:
“Bir takým putlarý kendine tanrý mý ediniyorsun?
Doðrusu ben seni de,
kavmini de açýk bir sapýklýk içinde görüyorum” demiþti. (8)
Biz Ýbrâhim’e delille akýl yürütmesi,
kesin bir ilme ve imana sahip olmasý için
göklerin ve yerin muhteþem saltanatýný
öylece gösteriyorduk. (9)
Derken gece bastýrýnca Ýbrâhim bir yýldýz gördü:
“Bu benim Rabbim, öyle mi?” dedi.
Yýldýz batýnca da:
“Ben batýp kaybolanlarý sevmem” dedi. (10)
Sonra doðmakta olan ayý görünce:
“Bu benim Rabbim, öyle mi?” dedi.
O batýp kaybolunca:
“Eðer Rabbim bana doðru yolu göstermeseydi,
elbette sapýklýða düþenlerden olurdum” dedi. (11)
Birgün de güneþi doðarken gördü ve hemen:
“Bu benim Rabbim, öyle mi?
Bu hepsinden de büyük!” dedi.
O da batýp kaybolunca asýl gerçeði haber verdi:
“Ey kavmim, þüphesiz ben,
sizin Allah’a koþtuðunuz ortaklardan beriyim.” (12)
Eðer onlara: “Gökleri ve yeri yaratan,
güneþ ve ayý insanlarýn hizmetine veren kimdir?” diye sorsan
mutlaka “Allah’týr” derler.
O halde nasýl oluyor da doðru yoldan sapýp,
bâtýl yollara sürükleniyorlar. (13)
Yine onlara: “Gökten suyu indirip,
ölümünden sonra yeryüzünü onunla dirilten kimdir?”
diye soracak olsan,
mutlaka “Allah’týr” derler.
Buna karþýlýk sen de onlara de ki:
“Bütün deliller kendisinin yegâne Rab ve Ýlâh olduðunu gösteren
Allah’a hamdolsun!”
Fakat insanlarýn çoðu akýllarýný kullanýp
gereði gibi düþünmezler (14)
Göklerde ne var, yerde ne varsa
hepsi Allah’ý tesbih etmektedir.
Tüm varlýðýn mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti O’nundur.
Bütün övgüler de O’na aittir.
O’nun her þeye gücü yeter. (15)
Sizi yoktan yaratan O’dur.
Böyle iken kiminiz kâfir oluyor,
kiminiz mü’min.
Allah, yaptýðýnýz her þeyi hakkiyle görmektedir. (16)
O, gökleri ve yeri gerçek bir gâye,
hikmet ve þaþmaz bir kanuna göre yarattý.
Size belli bir þekil verdi ve þeklinizi de güzel yaptý.
Sonunda dönüþ yalnýz O’nadýr(17)
O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir.
Sizin gizlediklerinizi de, açýða vurduklarýnýzý da bilir.
Allah, göðüslerde saklý tutulan bütün gizlilikleri bilir. (18)
Allah O’dur ki
gökleri sizin görebileceðiniz bir direk olmaksýzýn yükseltti,
sonra da arþ üzerine kuruldu
ve güneþle ayý emrine boyun eðdirdi.
Bunlarýn her biri belirli bir vakte kadar
yörüngesinde dönüp duracaktýr.
O, tam bir nizama koyduðu kâinatta
her iþi çekip çeviriyor,
her þeyi idâre ediyor
ve gerçeðin bütün iþaret ve delillerini
detaylarýyla açýklýyor ki,
bir gün gelip Rabbinize kavuþacaðýnýza
kesin olarak inanasýnýz. (1)
O Allah ki,
yeryüzünü enine boyuna yayýp geniþletti,
oraya yerinden oynatýlamaz daðlar yerleþtirdi,
nehirler akýttý
ve orada her bir ürünü çifter çifter yetiþtirdi.
O, sürekli olarak geceyi de gündüze bürüyüp duruyor.
Doðrusu bütün bunlarda,
sistemli düþünebilen kimseler için nice deliller,
alýnacak nice dersler vardýr. (2)
Yeryüzünde birbirine komþu kara parçalarý,
üzüm baðlarý, ekinler,
bir kökten birkaç gövde hâlinde
çatallý çýkan hurma aðaçlarý
ve bir kökten tek sürgü halinde
çatalsýz çýkan hurma aðaçlarý vardýr.
Bunlarýn hepsi ayný suyla sulanmaktadýr.
Buna raðmen canlýlara saðladýklarý ürünler bakýmýndan,
ayrýca tat, gýda ve kalite açýsýndan
biz onlarý farklý farklý yapýyor
ve bazýsýný bazýsýna tercih edilir kýlýyoruz.
Elbette bunlarda aklýný kullanan kimseler için
dersler ve ibretler vardýr. (3)
Görmez misin ki, göklerde olanlar, yerde olanlar,
güneþ, ay ve yýldýzlar, daðlar, aðaçlar,
yeryüzünde hareket eden bütün canlýlar
ve insanlardan birçoðu Allah’a secde etmektedir;
birçoðu hakkýnda da azap hükmü kesinleþmiþtir.
Allah kimi alçaltýrsa,
artýk onu yükseltecek kimse yoktur.
Þüphesiz Allah, ne dilerse yapar. (4)
De ki: “Söyleyin bana:
Eðer suyunuz yerin dibine çekiliverse,
size kaynaðýndan akýp duran
yeni ve tatlý bir suyu kim getirebilir?” (5)
Üzerlerinde kanatlarýný aça kapaya uçan
kuþlarý görmüyorlar mý?
Onlarý havada tutan Rahmân’dan baþkasý deðildir.
Þüphesiz O, her þeyi hakkiyle görmektedir. (6)
Gökleri ve yeri gerçek bir gâye ve hikmet ile,
yerli yerince yaratan O’dur.
“Ol!” dediði gün her þey birden oluverir.
O’nun sözü gerçektir.
Sûra üflendiði gün de
bütün varlýk ve mutlak hâkimiyet O’nundur.
O, duyularýn kapsam alaný dýþýnda kalanlarý da
kapsam alanýna girenleri de bilir.
O, her hükmü ve iþi saðlam
ve hikmetli olandýr ve her þeyden haberdârdýr (7)
Yüceler yücesi Rabbinin ismini tesbih et;
onu her türlü kusurdan ve ortaktan uzak tut.(19)
O ki, her þeyi yarattý ve onlarý güzel ve düzgün bir þekilde biçimlendirdi(20)
O ki, her þeye belli bir ölçü ve gâye takdir etti;
buna göre onlara yol gösterdi. (21)
O ki, yeþillikleri, otlaklarý, meyve ve ekinleri çýkardý. (22)
Sonra da onlarý çürüyüp kararmýþ artýklara çevirdi. (23)
(1) Ra’d / 2. Ayet (2) Ra’d / 3. Ayet (3) Ra’d / 4. Ayet
(4) Hac / 18. Ayet(5) Mülk / 30. Ayet (6) Mülk / 19. Ayet
(7) En’âm / 73. Ayet (8) En’âm / 74. Ayet (9) En’âm / 75. Ayet
(10) En’âm / 76. Ayet (11) En’âm / 77. Ayet (12) En’âm / 78. Ayet
(13) Ankebût / 61. Ayet (14) Ankebût / 63. Ayet
(15) Teðabün / 1. Ayet (16) Teðabün / 2. Ayet
(17) Teðabün / 3. Ayet (18) Teðabün / 4. Ayet (19) A’lâ / 1. Ayet
(20) A’lâ / 2. Ayet (21) A’lâ / 3. Ayet (22) A’lâ / 4. Ayet
(23) A’lâ / 5. Ayet