Her insanýn hayýr veya þer
ne iþlediðini görüp gözeten Allah,
hiç bunu yapmaktan âciz olan putlarla
bir tutulabilir mi?
Buna raðmen,
kalkýp bir de Allah’a ortaklar koþuyorlar.
De ki:
“Haydi bunlarý adlandýrýn;
kimdirler, ne iþ yaparlar?
Ne o, yoksa siz
Allah’a yeryüzünde bilmediði bir þeyi mi
haber veriyorsunuz?
Yahut geliþi güzel, anlamsýz sözlerle mi
kendinizi aldatýyorsunuz?”
Doðrusu o kâfirlere kurduklarý tuzaklar
süslü gösterildi
ve böylece doðru yola girmeleri engellendi.
Zâten Allah kimi sapýklýk içinde býrakýrsa,
artýk hiç kimse onu doðru yola iletemez. (9)
Bizim, emrimizle yeryüzüne gelip
onu etrafýndan nasýl eksiltip durduðumuzu
görmüyorlar mý?
Allah hükmünü verir;
O’nun hükmünü denetleyecek
ve tatbikini engelleyecek
hiçbir güç yoktur.
Allah, hesabý çok çabuk bitirendir. (10)
Rabbiniz,
içinizde taþýdýðýnýz niyet ve düþüncelerinizi
en iyi bilendir.
Eðer siz bir kýsým hatalardan sonra
hâlini düzeltenlerden olursanýz,
þüphesiz Allah,
günahlarýndan içten tevbe edip
kendisine yönelenlere karþý
çok baðýþlayýcýdýr. (18)
“Þüphesiz Allah,
açýktan söylediklerinizi bildiði gibi,
gizlice söylediklerinizi de bilir.” (19)
Rabbin,
halký zâlim memleketleri yakalayýp
cezalandýrdýðý zaman
iþte böyle cezalandýrýr.
O’nun cezasý,
gerçekten çok acý verici
ve pek þiddetlidir. (4)
O halde,
iman etmeyenlere þöyle de:
“Elinizden ne geliyorsa yapýn.
Elbette biz de vazîfemizi yapacaðýz.” (5)
“Olacak olanlarý bekleyin bakalým;
biz de onu bekliyoruz.” (6)
Kâfirler senden, iyilikten önce
kötülüðün bir an önce gelmesini istiyorlar.
Halbuki kendilerinden öncekilerin baþýna da
nice ibret verici olaylar gelip geçti.
Elbette senin Rabbin,
zulüm ve haksýzlýklarýna raðmen
insanlara karþý çok baðýþlayýcýdýr.
Bununla birlikte
senin Rabbinin cezalandýrmasý da
çok þiddetlidir. (7)
Peki, Allah adýna yalan uyduranlar,
acaba kýyâmet günü hakkýnda ne düþünüyorlar?
Hiç þüphesiz Allah,
insanlara karþý büyük lutuf sahibidir,
fakat onlarýn çoðu þükretmezler. (1)
O inançsýz insanlara,
baþlarýna gelen
kýtlýk ve hastalýk gibi sýkýntýlardan sonra
bir nimet ve âfiyet tattýrdýðýmýzda,
hemen âyetlerimiz hakkýnda
bir takým hileler ve tuzaklar
düþünmeye baþlarlar.
De ki:
“Allah, o düþündüðünüz tuzaklarý
siz onlarý uygulamaya koymadan baþýnýza geçirir.”
Unutmayýn ki,
elçilerimiz, kurmakta olduðunuz
bütün o hile ve tuzaklarý
tek tek kaydediyorlar. (2)
Yeryüzünde kýmýldayan bütün canlýlarýn rýzký
yalnýzca Allah’a aittir.
Allah, her canlýnýn anne karnýndan baþlayýp
devam eden hayat yolculuðunun
her basamaðýnda uðrayacaðý menzili,
orada kalacaðý süreyi
ve bu basamaðýn sonunda
emânet býrakýlacaðý yeri de bilir.
Bütün bunlar,
apaçýk ve açýklayýcý-ayrýþtýrýcý
bir kitapta kayýtlýdýr. (3)
Ýnsanlar inansýn diye
ilâhî bir kitapla daðlar yürütülecek,
yeryüzü parça parça edilecek
ve ölüler diriltilip konuþturulacak olsaydý,
o kitap yine bu Kur’an olurdu.
Fakat inatçý kâfirler buna da inanmazlardý.
Gerçek þu ki,
her þeyi murad edip yapmak
yalnýzca Allah’ýn elindedir.
Mü’minler hâlâ þunu anlamadý mý:
Eðer Allah dileseydi
bütün insanlarý doðru yola erdirirdi.
Fakat o kâfirlerin yaptýklarý iþler,
kurduklarý düzenler ve sistemler yüzünden,
baþlarýna âni ve büyük felâketler gelmesi
veya bunlarýn yurtlarýnýn hemen yakýnýna inmesi
devam edecektir.
Allah’ýn verdiði söz yerine gelinceye kadar da
bu böyle sürüp gidecektir.
Allah verdiði sözden asla caymaz. (8)
“Hani Rabbiniz size:
«Þâyet þükrederseniz
size olan nimetlerimi artýrýr da artýrýrým.
Yok eðer nankörlük ederseniz,
þunu bilin ki benim azabým
çok þiddetlidir» buyurmuþtu.” (11)
Allah, iman edenleri,
inanýp ikrar ettikleri o deðiþmez söz sebebiyle
dünyada da âhirette de sapasaðlam tutar
ve ayaklarýný kaydýrmaz.
Zâlimleri ise þaþýrtýr,
onlarýn doðru yoldan çýkmasýna fýrsat verir.
Allah dilediðini yapar. (12)
Rasûlüm! Öyleyse,
sakýn Allah’ýn peygamberlerine verdiði sözden
cayacaðýný sanma!
Çünkü Allah,
karþý konulamaz kudret sahibidir
ve inkârcýlardan intikam alandýr. (13)
Allah,
herkese kazandýðýnýn karþýlýðýný vermesi için
böyle yapacaktýr.
Þüphesiz ki Allah,
hesâbý çok çabuk bitirendir. (14)
Sen onlarýn doðru yola gelmelerini
ne kadar çok istesen de,
Allah sapmalarýna fýrsat verdiði kimselere
doðru yolu göstermez.
Onlar için bir yardýmcý da bulunmaz. (15)
Yahut da Allah’ýn kendilerini
korkuta korkuta,
eksilte eksilte,
içten içe çürütüp yok edivermesinden
emin midirler?
Þunu bilin ki Rabbiniz,
çok þefkatli ve çok merhametlidir.(16)
Allah yarattýðý þeylerden
sizin için gölgeler yaptý
ve kimi daðlarda sizin için
barýnaklar meydana getirdi.
Sizi sýcaktan ve soðuktan koruyacak elbiseler
ve savaþta sizi düþmandan koruyacak
zýrhlar var etti.
Allah,
size olan nimetini böylece tamamlýyor ki,
tam bir teslimiyetle
O’na yönelip itaat edesiniz. (17)
Ýþte gerçek budur.
Mü’minlerden kim kendisine yapýlan haksýzlýða
misliyle karþýlýk verir,
sonra yine haksýzlýða uðrarsa,
elbette Allah ona yardým edecektir.
Þüphesiz Allah çok affedicidir,
çok baðýþlayýcýdýr. (20)
(1) Yunus / 60. Ayet (2) Yunus / 21. Ayet (3) Hûd / 6. Ayet
(4) Hûd / 102. Ayet (5) Hûd / 121. Ayet (6) Hûd / 122. Ayet
(7) Ra’d / 6. Ayet (8) Ra’d / 31. Ayet (9) Ra’d / 33. Ayet
(10) Ra’d / 41. Ayet (11) Ýbrahim / 7. Ayet (12) Ýbrahim / 27. Ayet
(13) Ýbrahim / 47. Ayet (14) Ýbrahim / 51. Ayet (15) Nahl / 37. Ayet
(16) Nahl / 47. Ayet (17) Nahl / 81. Ayet (18) Ýsrâ / 25. Ayet
(19) Enbiyâ / 110. Ayet (20) Hac / 60. Ayet