Allah’ýn, gökleri ve yeri
belli bir gayeye,
hikmete dayalý olarak
ve mükemmel bir sistem hâlinde
yarattýðýný görmüyor musun?
Dilerse O sizi yok eder,
yerinize yepyeni bir toplum getirir. (1)
Bunu yapmak,
Allah için hiç de zor deðildir. (2)
Allah ki, gökleri ve yeri yaratan,
gökten su indirip
onunla size rýzýk olmak üzere
çeþit çeþit meyveler,
ürünler çýkaran O’dur.
Koyduðu kanunlara uyarak
denizde yüzüp giden gemileri
size boyun eðdiren
ve ýrmaklarý hizmetinize veren de O’dur. (3)
Bir düzen içinde
kendi yörüngelerinde dönüp durmakta olan
güneþi ve ayý hizmetinize veren
ve gece ile gündüzü de
faydanýza sunan yine O’dur. (4)
Hâsýlý O size,
kendisinden istediðiniz her þeyi verdi.
Öyle ki,
eðer Allah’ýn nimetlerini tek tek saymaya kalksanýz,
imkâný yok, onlarý toplu halde bile sayamazsýnýz.
Gerçekten insan çok zâlimdir,
çok nankördür. (5)
Allah’ýn azap emri ha geldi ha gelecek.
Artýk onun çarçabuk gelmesini isteyip durmayýn!
Allah, onlarýn koþtuklarý ortaklardan
çok uzak ve çok yücedir. (6)
Allah,
melekleri kendi tarafýndan bir vahiyle
kullarýndan dilediðine indirir
ve peygamberlerine insanlarý þöyle uyarmalarýný emreder:
“Benden baþka ilâh yoktur;
bana karþý gelmekten sakýnýn!” (7)
Allah, gökleri ve yeri
gerçek bir sebep ve hikmetle yaratmýþtýr.
O, müþriklerin koþtuklarý ortaklardan
çok temiz ve çok yücedir. (8)
O, insaný küçücük bir nutfeden yarattý.
Ama insan, yaratýcýsýna karþý
apaçýk bir düþman kesilivermiþtir. (9)
Hayvanlarý da O yaratmýþtýr.
Onlarda sizin için
elbise yapýlýp ýsýnmanýzý saðlayan
deri, yün, kýl gibi þeyler
ve daha baþka pek çok faydalar vardýr.
Ayrýca onlarýn bir kýsmýnýn da etlerini
ve ürettikleri yiyecekleri yersiniz. (10)
Akþamleyin aðýllara getirirken
ve sabahlarý otlaklara salýverirken
onlarda sizin için muhteþem bir güzellik
ve doyumsuz bir zevk vardýr. (11)
Hem bin bir güçlük çekmeden
ve yarý canýnýz çýkmadan
varamayacaðýnýz uzak yerlere
yükünüzü onlar taþýr.
Gerçekten Rabbiniz,
pek þefkatli ve çok merhametlidir.(12)
Allah atlarý, katýrlarý, merkepleri de binmeniz için
ve hayatýnýzý süsleyen bir zînet olsun diye yarattý.
O, sizin bilemeyeceðiniz
daha nice vâsýtalar yaratacaktýr. (13)
Yolun doðrusunu göstermek Allah’a aittir.
O yollardan eðri olanlar da vardýr.
Eðer Allah dileseydi,
sizi hep birlikte doðru yola erdirirdi. (14)
O Allah ki, gökten su indirir.
Ýçme suyunuz ondan meydana geldiði gibi,
hayvanlarýnýza yedirdiðiniz otlar
ve aðaçlar da ondan yetiþir. (15)
O su ile sizin için
ekinler, zeytinlikler, hurma aðaçlarý,
üzüm baðlarý
ve her türden daha nice ürünler yetiþtirir.
Þüphesiz ki bunda
sistemlice düþünen bir toplum için
elbette tevhidi gösteren
kesin bir delil vardýr. (16)
Sonra geceyi ve gündüzü,
güneþi ve ayý sizin hizmetinize O verdi.
Bütün yýldýzlar da
O’nun emrine boyun eðmiþlerdir.
Gerçekten bunda aklýný kullanan bir toplum için
nice ibretler, dersler vardýr.(17)
O, yeryüzünde sizin için
her türde
ve her renkte
daha nice hayvanlar
ve bitkiler yaratmýþtýr.
Elbette bunda düþünüp öðüt alan
bir toplum için
büyük bir ibret ve ders vardýr. (18)
Taptâze et yemeniz
ve inci, mercân gibi
takýnacaðýnýz süs eþyalarý çýkarmanýz için
denizi hizmetinize veren de O’dur.
Sen, gemilerin denizde sularý yara yara
gittiðini görürsün.
Bütün bunlar,
Rabbinizin lutfundan nasibinizi aramanýz
ve verdiði nimetlere þükretmeniz içindir. (19)
Allah,
sizi sarsmamasý için yeryüzüne saðlam,
sarsýlmaz daðlar çaktý;
yolunuzu bulabilmeniz için de
ýrmaklar ve yollar açtý. (20)
Bunlarýn dýþýnda yol gösterecek
daha nice iþaretler var etti.
Ýnsanlar geceleyin de yýldýzlarla
yönlerini ve yollarýný bulurlar. (21)
Yaratan, yaratamayan gibi olur mu hiç?
Hâlâ düþünüp
ders ve öðüt almayacak mýsýnýz?(22)
Allah’ýn verdiði nimetleri
tek tek saymak isteseniz,
imkâný yok,
onlarý toplu halde bile sayamazsýnýz.
Fakat Allah, çok baðýþlayýcýdýr,
engin merhamet sahibidir. (23)
Allah, sizin gizlice yaptýklarýnýzý da bilir,
açýkça yaptýklarýnýzý da. (24)
Müþriklerin Allah’tan baþka ibâdet edip
yalvardýklarý putlar
hiçbir þey yaratamazlar.
Çünkü,
zâten kendileri yaratýlmýþlardýr. (25)
Onlar diri deðil, ölüdürler.
Kendilerine tapanlarýn
ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.(26)
Sizin ilâhýnýz bir tek ilâhtýr.
Ne var ki âhirete inanmayanlarýn kalpleri,
bu en büyük gerçeði
ve ona dayanan daha pek çok gerçeði
inkâra þartlanmýþtýr.
Onlar,
boþ bir büyüklenme içindedirler. (27)
(1) Ýbrahim / 19. Ayet (2) Ýbrahim / 20. Ayet (3) Ýbrahim / 32. Ayet
(4) Ýbrahim / 33. Ayet (5) Ýbrahim / 34. Ayet (6) Nahl / 1. Ayet
(7) Nahl / 2. Ayet (8) Nahl / 3. Ayet (9) Nahl / 4. Ayet
(10) Nahl / 5. Ayet (11) Nahl / 6. Ayet (12) Nahl / 7. Ayet
(13) Nahl / 8. Ayet (14) Nahl / 9. Ayet (15) Nahl / 10. Ayet
(16) Nahl / 11. Ayet (17) Nahl / 12. Ayet (18) Nahl / 13. Ayet
(19) Nahl / 14. Ayet (20) Nahl / 15. Ayet (21) Nahl / 16. Ayet
(22) Nahl / 17. Ayet (23) Nahl / 18. Ayet (24) Nahl / 19. Ayet
(25) Nahl / 20. Ayet (26) Nahl / 21. Ayet (27) Nahl / 22. Ayet