Rasûlüm!
Ne durumda olursan ol,
Kur’an’dan ne okursan oku,
ey insanlar siz de her ne iþ yaparsanýz yapýn,
o iþe dalýp gittiðiniz zaman
mutlaka biz üzerinizde þâhidiz.
Ne yerde ne gökte
zerre miktarý bir þey bile
Rabbinden gizli kalabilir.
Bundan küçük olsun,
büyük olsun
ne varsa hepsi istisnâsýz
apaçýk bir kitapta kayýtlýdýr. (18)
Gözler O’nu göremez,
fakat o gözleri görür.
O, yarattýklarýnýn ihtiyacýný
bütün incelikleriyle bilip karþýlayan
ve her þeyden haberdâr olandýr. (11)
Allah’a gönülden saygý besleyen,
O’na karþý gelmekten sakýnýp
emirlerine titizlikle uyanlar ise
cennet bahçelerinde
ve ýrmak kenarlarýndadýrlar. (12)
Hiç þüphesiz
göklerin ve yerin
mutlak mülkiyeti ve hâkimiyeti Allah’ýndýr.
O, diriltir ve öldürür.
Sizin Allah’tan baþka
ne bir dostunuz
ne de bir yardýmcýnýz vardýr. (13)
O, kullarýnýn üzerinde
her istediðini yapma kudret ve kuvvetine sahiptir.
Ayrýca üzerinize, yaptýklarýnýzý kaydeden
ve sizi koruyan melekler gönderir.
Nihâyet birinize ölüm gelip çattýðýnda
elçilerimiz onun canýný alýrlar;
vazîfelerini yerine getirirken de
en küçük bir kusur ve ihmalde bulunmazlar. (1)
Sonra alýnan o canlar
gerçek sahipleri olan
Allah’ýn huzuruna getirilirler.
Ýyi bilin ki,
bütün hüküm ve tasarruf yetkisi
yalnýz O’na aittir
ve O hiç geciktirmeden,
en çabuk bir þekilde hesap görendir. (2)
Onlara þöyle de:
“Karanýn ve denizin karanlýklarýna, tehlikelerine
maruz kaldýðýnýzda
sizi bundan kim kurtarýr?
Ki böyle anlarda tüm samimiyetinizle
boyun bükerek,
bazan O’na aðlaya sýzlaya yakarýr,
bazan içten içe dua eder
ve: «Eðer Allah bizi bu sýkýntýdan kurtarýrsa,
söz veriyoruz, kesinlikle
þükredenlerden olacaðýz!» diye
yalvarýrsýnýz. (3)
De ki:
“Sizi bu tehlikelerden ve her türlü sýkýntýdan
sadece Allah kurtarýyor;
fakat kurtardýktan sonra siz
yine O’na ortak koþuyorsunuz.” (4)
Þöyle de:
“O, üstünüzden veya ayaklarýnýzýn altýndan
size azap göndermeye,
yahut sizi fýrkalar hâlinde birbirinize düþürüp
kiminize kiminin hýncýný tattýrmaya
elbette kadirdir.”
Bak, onlar iyice anlasýnlar diye
âyetleri nasýl inceden inceye,
döndüre döndüre açýklýyoruz? (5)
Þüphesiz Allah,
daneyi ve çekirdeði çatlatýp yarandýr.
Ölüden diriyi O çýkarýr;
diriden ölüyü çýkaran da O’dur.
Ýþte Allah budur.
Bu gerçekler karþýsýnda nasýl oluyor da
bâtýl sevdâlar peþine düþüp
O’na kulluk etmekten yüz çeviriyorsunuz? (6)
Gece karanlýðýný yarýp
sabahý ortaya çýkaran O’dur.
O, geceyi bir dinlenme zamaný,
güneþ ve ayý da vakitlerin tespiti için
birer hesap ölçüsü olarak yaratmýþtýr.
Bütün bunlar,
kudreti dâimâ üstün gelen,
her þeyi hakkiyle bilen
Allah’ýn takdiridir. (7)
O, karanýn ve denizin karanlýklarýnda
gideceðiniz yolu bulasýnýz diye
yýldýzlarý sizin için var edendir.
Biz hikmetlerini bilecek bir topluluk için,
gerçeðin iþaret ve delillerini
iþte bu þekilde detaylarýyla açýklýyoruz. (8)
O, sizi tek bir nefisten yaratandýr.
Sizin için bir müddet emânet olarak kalacaðýnýz,
bir de sürekli kalacaðýnýz bir yer vardýr.
Biz,
gerçeði derinden ve etraflýca
kavrama gayretinde olanlar için
âyetlerimizi en güzel þekilde açýklýyoruz. (9)
O, gökten su indirendir.
Biz, her türlü bitkiyi o suyla yetiþtiririz.
O bitkiden bir filiz,
filizden de üst üste dizili dâneler,
baþaklar çýkarýrýz.
Hurma aðacýnýn tomurcuklarýndan
yere doðru sarkan salkýmlar,
üzüm baðlarý,
zeytin ve nar bahçeleri çýkarýrýz.
Bunlarýn hepsinin
hem birbirine çok benzeyen yönleri,
hem de birbirinden çok farklý özellikleri vardýr.
Her birinin meyvesine
bir ilk ortaya çýktýðý,
bir de olgunlaþtýðý zaman bakýn.
Gözünüzün önünde cereyan eden bu iþlerde,
iman eden bir toplum için
elbette nice dersler ve ibretler vardýr. (10)
Hepinizin dönüþü yalnýzca O’nadýr.
Bu, Allah’ýn verdiði kesin bir sözdür.
Çünkü O,
varlýklarý önce yoktan yaratýr;
sonra da iman edip sâlih amel iþleyenleri
âdil bir þekilde mükâfatlandýrmak için
ölümlerinin ardýndan
tekrar hayata döndürür.
Kâfirlere gelince,
sürekli küfür içinde bulunduklarýndan dolayý
onlar için kaynar sudan bir içecek
ve can yakýcý bir azap vardýr. (14)
Güneþi parlak bir ýþýk kaynaðý,
ayý ise bir nûr yapan,
yýllarýn sayýsýný ve vakitlerin hesâbýný bilmeniz için
aya menziller takdir eden O’dur.
Allah,
bütün bunlarý boþ yere deðil
gerçek bir gaye,
sebep ve hikmete dayalý olarak yaratmýþtýr.
O, bilip anlayacak kimseler için âyetlerini
bu þekilde detaylarýyla açýklamaktadýr. (15)
Þüphesiz geceyle gündüzün,
süreleri deðiþerek ardý ardýna gelmesinde,
Allah’ýn göklerde ve yerde
yarattýðý her varlýkta,
kalpleri Allah’a karþý saygýyla dopdolu olan
ve hayatlarý boyunca
O’na karþý gelmekten sakýnanlar için
elbette nice iþaretler, deliller vardýr. (16)
Müþrikler,
Allah’ý býrakýp kendilerine
ne zarar
ne de fayda veremeyen putlara tapýyor
ve: “Bunlar,
Allah yanýnda bizim þefaatçilerimizdir”
diyorlar.
De ki:
“Böyle bir þey sözkonusu olacak da,
Allah onu bilmeyecek,
öyle mi?
Yoksa siz Allah’a,
göklerde ve yerde
O’nun bilmediði bir þeyi mi
haber veriyorsunuz?”
Þüphesiz ki Allah,
onlarýn ortak koþtuklarý þeylerden
pak ve yücedir. (17)
(1) En’âm / 61. Ayet (2) En’âm / 62. Ayet (3) En’âm / 63. Ayet
(4) En’âm / 64. Ayet (5) En’âm / 65. Ayet (6) En’âm / 95. Ayet
(7) En’âm / 96. Ayet (8) En’âm / 97. Ayet (9) En’âm / 98. Ayet
(10) En’âm / 99. Ayet (11) En’âm / 103. Ayet (12) Kamer / 54. Ayet
(13) Tevbe / 116. Ayet (14) Yunus / 4. Ayet (15) Yunus / 5. Ayet
(16) Yunus / 6. Ayet (17) Yunus / 18. Ayet (18) Yunus / 61. Ayet