BUNU BANA SEN SÖYLE
Aramýzda belki kilometreler sayýlý.
Uzansam, tutabileceðim kadar yakýnýmdan geçiyorsun belki gün içinde.
11 numaranýn ucundasýn sadece.
Kapatýnca gözlerimi;
Baþým yine göðsünde Schubert’in Serenadý eþliðinde.
Hafif lavanta kolonyasý kokan zarif boynun
Ve elbette sevdalý gözlerin…
Peki nedir o zaman içimdeki özlemi harlayan bu korku?
Bu elle tutulabilen buz daðlarý.
Seni her düþündüðümde;
Kanatlarýný yüzüme yüzüme vuran bu simsiyah kartal da neyin nesi?
Saçlarýmýn kokusunu ona götürür mü acaba rüzgar diye düþünen bir kadýn var bu þehirde.
Elleri sana doðru uzanýrken güvercinler gibi edalý.
Aþkýndan büyük özlemi yüreðinden taþan bir kadýn…
Adýný söylerken yüreði cýz eden,
Yarasý bedeninden de büyük.
Birimiz kafeste, diðerimiz cehennemde.
Çok yakýn da olsak,
Uçsuz bucaksýz çöller var içimizde.
Her felaketin ve her güzel, özel günün bir saniyesinde aklýma düþen akýllý baþýn.
Aþk mý bu yoksa bir cinayet mi?
Bunu bana sen söyle!
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.