MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

razı ol gitmeye
redfer

razı ol gitmeye





giderken,
ardýndan gitme diye yalvaran çýðlýklarý hatýrla
gitme, kal diyen dostlarýn feryadýna
bir daha kulak ver
gitmek candan olmaktýr aslýnda
hep öyle oldu

oysa gitsen de kalsan da candan olacaksýn
zaten canlý kalmayacaksýn
öyle diyorlardý
bil ki kardeþim gök kubbe altýnda yaþayan
yeryüzünde hareket eden her ne varsa
gün gelecek gidecek

kalmaya direnmenin kime faydasý var
vakti geciktirmek kime hayat bahþeder
durduramadýðýn zamaný bir anlamla doldur
önünü alamadýðýn can veriþini
bir sevdanýn pazarýna sür
tükenmeden sat canýný

deðeri düþerken deðil
deðerli bir bedele ver ömrünü
razý ol gitmeye
öncelediklerini ertele
ertelediklerini öncele

gidenlerin ardýndan aðlamak deðil ki görevimiz
her gidiþten yeni filizler çýkarmak hayatýmýza
aðlamak deðil sadece iþimiz
kendimize yeni baþlangýçlar yapmak
onurlu bir gidiþin bedelini
seve seve üstlenmektir

ey yolcu
ardýna bakmadan yürüyen can
ciðer yakan, yürek sýzlatan
bize candan öte bir deðer yüklemek içindir
hayattan öte bir sevda taþýtmak içindir
gitmek…

kim ki kaygýsýný terk edip
ruhunu su içirmeye koþturursa
yürürse yarýna
kim ki can endiþesinden sýyrýlýr da,
canan uðruna can verecek teslimiyete
eriþirse

ki gözyaþý akýttýðý kadar
ki matemi için ter döktüðü kadar
ki uðrunda can verdiði kadar
þehittir


*
hicretin 6. senesi, zilkade ayý
resul-i ekrem bir gece rüyasýnda
hiçbir korku ve endiþe duymadan
ashabýyla birlikte gidip
kabe-i muazzama’yý tavaf ettiklerini
kiminin baþýný kazýttýðýný,
kiminin de saçýný kýsaldýðýný görmüþtü

efendimiz, bu rüyasýný anlatýnca ashab-ý kiram
görülmedik bir sevinç ve heyecan izhar etmiþlerdi
muhacirin mekke’den medine’ye hicretlerinin üzerinden
altý yýl geçmiþti
bu altý yýl zarfýnda
büyüklü küçüklü bir çok hadise cereyan etmiþti

vatanlarýnýn hasreti yine de gözlerinde tütüyordu
doðup büyüdükleri vatanlarýna
bir gün tekrar kavuþacaklarýný
her an hayallerinde yaþýyorlardý
hasret duyduklarý belde alelade bir yer de deðildi.
her gün beþ vakit namazlarýnda yöneldikleri
kabe-i muazzamanýn bulunduðu mübarek bir belde idi

resul-i ekrem
siz muhakkak mescid-i haram’a gireceksiniz müjdesi
müslümanlar arasýnda büyük bir sevinçle karþýlanmýþtý
hemen o yýl gidip
kabe-i muazzamayý tavaf edeceklerini
zannettiler ve bunu umdular

efendimiz, yerine medine’de
abdullah bin ümmi mektum’u býraktý
yemen iþi giydiði iki elbisesi ile pazartesi günü yola çýktý
birlikte hazýrlanan müslümanlarýn sayýsý 1.400 idi
kafilede 4 de kadýn vardý
bunlardan biri efendimizin muhterem hanýmlarý
ümmü seleme (r.a.) idi
müslümanlardan sadece 200’ü atlýydý

yanlarýnda yolcu silahý olan kýlýçtan baþka
bir silah da bulunmuyordu
onlar da kýnlarýnda idi
ümre kafilesiyle birlikte
ayrýca kurbanlýk 70 de deve vardý

resul-i ekrem (a.s.m.) ashabýyla
zü’l-huleyfe mevkiine gelmiþti
bu sýrada hz. ömer huzura çýkýp
ya resulallah
seninle harp halinde bulunan bir kavmin üzerine
silahsýz ve atsýz mý gireceksin
diyerek endiþesini dile getirdi

resul-i Ekrem…ben, umreye niyetlenmiþtim
silah taþýmak istemem diyerek
mübarek niyetlerinin muharebe olmayýp
mücerred umre, kabe-i muazzamayý
ziyaretten ibaret olduðunu ifade buyurdu

zü’l-huleyfe
medinelilerin mýkatý
ihrama girme yerdir
efendimiz de burada
öðle namazýný kýldýktan sonra ihrama girdi
yetmiþ kadar olan kurbanlýk develere de
iþaret vurdurdu

müslümanlarýn bir kýsmý da burada ihrama girdi
efendimiz, öðle namazýný kýldýktan sonra
kýbleye döndü telbiye getirdi

lebbeyk! Allahümme lebbeyk!
lebbeyke la þerike leke lebbeyk
innel hamde ven’nimete leke
ve’l-mülke la þerike leke

bu ulvi seda
her tarafý nurani bir havaya büründürdü
sahabilerin heyecanlarý zirvedeydi
henüz zü’l-huleyfe’den ayrýlmamýþlarken
resul-i ekrem müþriklerin durumunu öðrenmek
kendi geliþ gayesini de bildirmek üzere
büsr bin süfyan’ý mekke’ye gözcü olarak gönderdi

müþrikler,
efendimizin kalabalýk bir sahabi topluluðu ile
gelmekte olduðunu öðrenmiþ
kati karar almýþlardý
muhammed ve beraberindekiler
mekke’ye asla sokulmayacaktý

bunun için,
halid bin velid emrinde 200 kiþilik bir süvari birliðini
süratle küraü’l-gamim denilen mevkie göndermiþlerdi
müþriklerin bu kati karar ve gayretlerini
tecessüs için gönderilen büsr bin süfyan
gelip usfan mevkiinde resul-i ekrem’e haber verdi
fahr-i kainat bu haberi alýnca þöyle buyurdu

yazýklar olsun
kureyþ helak oldu
zaten harp onlarý yiyip bitirmiþtir
ne olurdu
benimle diðer arap kabileleri arasýna girmeselerdi
beni onlarla baþ baþa býraksalardý


heyhayt
kureyþ müþrikleri kuvvetlerinin çok olduðunu mu zannediyor
vallahi
Allah’ýn tebliði için beni göndermiþ olduðu dini
hakim ve üstün kýlýncaya kadar
þu baþým þu gövdemden ayrýlýncaya kadar
onlarla savaþmaktan asla çekinmeyeceðim.

kureyþ müþriklerinin karþý koymak için hazýrlanmalarý
efendimizi fazlasýyla müteessir etti
resul-i ekrem
halid bin velid kumandasýnda bir kureyþ süvari birliðinin
gamim mevkiine gelmiþ olduðunu duyunca
ashabýna
halid bin velid bir takým süvari ile birlikte
gözcü olarak gamim mevkiinde bulunuyor
bu bakýmdan siz
yolun sað tarafýný tutup gidiniz buyurdu

yol güzergahýný deðiþtirerek
müslümanlarý bir baþka yoldan götürdü
halid bin velid,
islam ordusunu uzaktan görünce
derhal dönüp kureyþlilere durumu haber verdi

sahabilerin bu kararlýlýðýndan
efendimiz son derece memnun oldu
haydi öyle ise, Allah’ýn ismi ile yürüyünüz buyurdu
müslümanlar tekbir ve telbiyelerle mekke’ye
kabe-i muazzamaya doðru adým adým yol alýyorlardý

kasva,
efendimizin þevkiyle kalkýp yürüyüverdi
kureyþlilere doðru gitmeyip
baþka tarafa saparak
hudeybiye denilen mevkiin nihayetindeki
suyu çekilmiþ bir kuyunun baþýna indi
efendimiz, müslümanlarýn da gelip oraya
konmasýný emir buyurdu
hudeybiye’de yerleþilen saha
susuz bir yerdi

resul-i ekrem
ashabýyla hudeybiye’de bulunurken
huzaa kabilesi reisi büdeyl ibni verka
kabilesinden birkaç kiþi ile çýkýp huzura geldi

tihame kabilelerinden olan huzaalýlar
cahiliye devrinde bir husustan dolayý
peygamberimiz (s.a.v.)’in mensup olduðu
beni haþim ile ittifak etmiþlerdi

islamiyetin zuhurundan sonra da
bu anlaþmaya sadakat göstererek
efendimize taraftarlýk gösterdiler
müslüman olsun, müþrik olsun hepsi
kureyþ’in hal ve hareketlerine dair
mekke’de olup bitenleri
efendimize gizlice haber verirlerdi

peygamberimiz (s.a.v.)’in huzuruna çýkan büdeyl
kureyþliler seninle çarpýþmaya ant içmiþ
beytullahý ziyaret etmene
asla müsaade etmeyecekler dedi.

resul-i ekrem geliþ maksadýný tekrarladý
þöyle buyurdu
biz, buraya herhangi bir kimse ile
çarpýþmak için gelmedik
maksadýmýz, umre yapmak
beytullah’ý tavaf ve ziyaret etmektir…

büdeyl
ben, senin söylediklerini kureyþlilere ulaþtýrýrým deyip
peygamberimiz (s.a.v.)’in yanýndan ayrýldý
büdeyl, adamlarýyla mekke’ye dönüp
durumu kureyþlilere bildirmek istedi

kureyþliler
bizim, ondan gelecek bir habere ihtiyacýmýz yoktur
onun bilmesini istediðimiz tek þey vardýr
bizden tek kiþi sað kalýncaya kadar
o mekke’ye giremeyecektir.

sonra büyükleri olan urve bin mes’ud araya girdi
siz ne diye
büdeyl ve arkadaþlarýný dinlemek istemiyorsunuz
dinleyiniz
söyleyeceði þey hoþunuza giderse kabul edersiniz,
hoþunuza gitmezse reddedersiniz

büdeyl’i dinlediler
kureyþin ileri gelenlerinden biri olan
urve bin mes’ud
büdeyl’in sözlerini yerinde buldu
onlara þu teklifte bulundu

doðrusu, büdeyl size
doðruluk ve sulh yolunu göstermek üzere gelmiþtir
siz, onun tekliflerini kabul ediniz
benim de gidip onunla konuþmama
görüþmeme izin veriniz.

kureyþ müþrikleri bu sözlerden hoþlanmadýlar
muhammed’e git
ancak kendi görüþünü gelip bize haber verme
deyip urve’yi azarladýlar

urve,
çýkýp peygamberimiz (s.a.v.)’in yanýna geldi
müþriklerin hazýrlýklarýný
hudeybiye suyu baþýnda beklediklerini
hiçbir kimseyi mekke’ye sokmamaya
kararlý olduklarýný tekrarladý

efendimiz þöyle buyurdu
ey urve Allah için söyle
þu kurbanlýk develerin kurban edilmelerine
þu beytullahý ziyaret ve tavafa engel olunur mu

biz çarpýþmak için gelmedik
niyet ettiðimiz umremizi ifa etmek
kurbanlýk develerimizi
kurban etmek arzusundayýz

sen kavmime þunu haber ver
benimle beytullah arasýndan çekilsinler
býraksýnlar umremizi yapalým
kurbanlarýmýzý keselim

urve bin mes’ud
bir taraftan peygamberimiz (s.a.v.) ile konuþuyor
diðer taraftan sahabalerin resul-i ekreme karþý
davranýþ ve hareket tarzlarýný göz ucuyla süzüyordu

ashabýn peygamberimiz (s.a.v.)’e karþý
son derece hürmetkar
kendisine teslimiyet içinde hareket ediþlerine
hayran kalmýþtý

kureyþ müþriklerinin yanýna dönünce
efendimizin maksadýný bildirdikten sonra
hayranlýk duyduðu müþahedelerini
anlatmaktan da kendisini alamadý

ey kavmim
ben birçok hükümdarýn huzuruna
elçi olarak çýkmýþ bir kimseyim
vallahi,
ben bunlardan hiçbir hükümdarýn adamlarýnýn
ashabýnýn muhammed’e hürmet ettikleri
sayýp sevdikleri gibi görmedim

ashabýndan herhangi biri
ondan izin almadan konuþmuyordu
muhammed onlara bir þey emrettiði zaman
yerine getirmek için adeta birbirleriyle yarýþýyorlardý

sahabileri onun yanýnda konuþurlarken
seslerini alçaltýyorlardý
kendisine olan hürmetlerinden dolayý
yüzüne dikkatle bakamýyorlar
gözlerini yere indiriyorlardý.

ben öyle anladým ki,
bu kavim hiçbir zaman onu yalnýz býrakmayacak,
onun bir tek kýlýný bile kimseye teslim etmeyecek,
hiçbir kimseyi onun tenine dokundurmayacaktýr
gerisini siz düþünün.

sonra da,
o, size bir sulh teklifinde bulunmuþtur
gelin bu teklifi kabul edelim dedi
urve’nin bu teklifi
kureyþ ileri gelenleri tarafýndan hoþ karþýlanmadý

artýk her iki taraf
karargah kurduklarý yerde müzakereler yapýyor
birbirlerine gönderdikleri karþýlýklý elçilerle
tekliflerde bulunuyorlardý

elçisini öldürmeye kalkýþtýklarý halde
resul-i ekrem üzerlerine yürümedi
teenni ile hareket etti
onlardan yeni teklifler bekledi
çünkü, onun maksadý kan akýtmak deðildi

efendimizin bütün bu söylenenlere raðmen
geri dönmediðini gören kureyþliler
bu sefer ahabiþlerin reisi huleys bin alkame’yi
elçi olarak gönderdiler

efendimiz uzaktan huleys’i tanýdý
ashabýna
bu gelen kurbanlýklara inanç ve saygýsý olan
bir kavimdendir
kurbanlýk develerin hepsini
ona karþý salýveriniz de görsün buyurdu

müslümanlar kurbanlýk develerini
huleys’e karþý sürüverdiler
lebbeyk! Allahümme lebbeyk... diyerek
telbiye getirdiler
bu ulvi ve masum manzara karþýsýnda
huleys’in gözleri dolu dolu oldu

huleys’in bu masum ve kudsi manzara karþýsýnda
söylenecek baþka bir þeyi yoktu
doðruca kureyþlilerin yanýna döndü
müþriklere açýkça þöyle demekten çekinmedi
ben onu kabe’yi tavaftan menetmemizin
doðru olmayacaðý fikrindeyim

kureyþ ileri gelenleri
sen nihayet bir arapsýn
cahilliðin ortada
sus, bu iþlere aklýn ermez diyerek
hakarette bulundular

elçiler vasýtasýyla görüþmeler devam ediyordu
resul-i ekrem bir an evvel
kati neticeyi elde etmek istiyordu

resul-i ekrem
hz. osman’ý yanýna çaðýrdý
þu talimatý verdi
kureyþlilere git
biz buraya hiç kimse ile çarpýþmak için gelmedik
sadece þu beytullahý ziyaret için gelmiþ bulunuyoruz
yanýmýzdaki kurbanlýk develeri kesip döneceðiz
diye söyle
sonra da onlarý islamiyete davet et

hz. Osman onlarý islama davet etti
bu görüþmeden de bir netice alýnamadý

redfer

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.