rahatsýzlan azýcýk
depremini baþlat
zelzeleye tut kalbini
önce rahatý vur kalbinden
yak gövdeni
kanat tenini
bu yüzden birkaç kez
rüyada mýyým diye çimdikle kendini
ne kadar acýrsa canýn
o kadar uyanýk olmalýsýn
ne kadar kanarsan
o kadar kalbine sokulmalýsýn hayatýn
usulca
sinirleri çekiliyormuþçasýna
dayanýlmaz aðrýlar inmeli göðsüne
kalbin damarlarýna eðeler sürülmeli
daha bir can yakan sancýlar vurmalý þakaklarýna
acý arttýkça zonklamalý zihninin duvarlarý
ömrün o tozlu kýyýlarýnda
ruhu irkilten
kalbi daðlayan
sancýlar duymalýsýn
çok sonralarý
belki de az sonra
bir de bakmýþsýn ki
unuttuðuna aldýrmaz olmuþsun
unutulduðunu hatýrlamaz olmuþsun
bir an gelir ki
izbe zamanlarýn incecik kýymýklarý
habire batar gözüne
izin verirsin sorularýn canýný yakmasýna
rahat bir nefes almak için
açtýðýn pencerelerden
rüzgarlar yýðýlýr nefesine
ekip biçtiðin huzur tarlalarýndan
kaç hasadýn külleri savrulur yüzüne
bir vakit
sýký bir nefis muhasebesine tutarsýn kendini
pencerende karlý daðlarý
gölgeli vadileri
örümcek aðý gibi örülmüþ yollarý
kar aklýðý içine siyah lekeler gibi serpiþtirilmiþ
kasabalarý seyredersin düþünde
kendine dönersin sonra
içine bakarsýn
tenine dokunursun
yüreðine sancýlar düþer
dünyada bu kadar günah varken
bunca gözyaþý ve kan akarken
kendine huzuru çok görür
rahatlýðýndan utanýrsýn
kurduðun o gösteriþli debdebede
kaç serçe çýrpýnýr avuçlarýnda
biriktirdiðin o esrik sükunetin
kaç çýðlýðý
aðzýna kapaný verir
kalbinin üzerine attýðýn o kalýn þalýn altýnda
kaç yangýnýn üþümelerini söndürürsün
bir bakmýþsýn
ittiðin, attýðýn, unuttuðun, uyuttuðun sancýlar
bir dokunuþla
namlunun ucuna gelivermiþ aniden
anlarsýn ki
gitmekten baþka çaren kalmamýþ
*
hicretin 5. yýlýnda
sa’d b. muaz hazretleri vefat etti.
o,ensarýn en üstün fazilete sahip
þahsiyetlerinden biri idi
mus’ab b. umeyr hazretleri
resul-i kibriya’nýn emriyle medine’ye
kur’an öðretmek üzere geldiði zaman
müslüman olmuþtu
müslüman olduðunu duyan
abdü’l-eþhel oðullarýndan kadýn erkek hepsi de
o gün müslüman olmuþlardý
bu kahraman ve fedakar sahabe
hendek harbi’nde kolundan bir okla vurulmuþ
kolunun damarý kesilmiþti
yarasý aðýr ve ýzdýrap verici idi
kurayzaoðullarý hakkýnda hüküm vermesinden
kýsa bir müddet sonra
bu aðýr yarasý tekrar deþildi
çok geçmeden de hicret’in 5. yýlýnda
otuz yedi yaþýnda þehiden vefat etti
resul-i kibriya efendimiz ve müslümanlar
son derece müteessir oldular
efendimiz, sa’d b. muaz’ýn vefatýyla
arþ-ý ala titredi
cenazesinde yetmiþ bin melek hazýr bulundu buyurdu
cenaze namazýný da bizzat kendileri kýldýrdý
hicretin 5. yýlýnda
müzeyne kabilesinden on kiþilik bir heyet
medine’ye gelerek, resul-i ekrem’in huzurunda
müslüman oldu
heyetin baþýnda
huzai b. abdi nühm bulunuyordu
müslüman olup efendimize biat edince
yurduna döndü
kavmini müslüman olmaya davet etti
müzeyneler,
biz senin sözüne itaat ederiz diyerek
islamý kabul ettiler
hicret’in 5. yýlý receb ayýnda
medine’ye gelenlerin sayýsý dört yüzdü
resul-i ekrem onlarý
yurtlarýnda ikamet etmelerine raðmen
muhacirler sýnýfýndan saydý
siz nerede olursanýz olunuz, muhacirsiniz
muhacirlik þerefini hak ettiniz
mallarýnýzýn baþýna dönünüz buyurdu
bu emir üzerine
müzeyneler yurtlarýna döndüler
hicretin 5. yýlýnda
selman-ý farisi hala yahudilerin kölesi idi
resul-i ekrem bir gün kendisini çaðýrarak,
ey selman…
kendini kölelikten kurtarmak için
efendinle pazarlýk yaparak anlaþ dedi
hz. selman, efendisine durumu arz edince
efendisi…
üç yüz hurma fidanýný diker
ayrýca 1.600 dirhem altýn verirsen azat ederim dedi
hz. selman, resul-i ekrem’in yanýna gelip
durumunu arz etti
efendimiz, ashabýna
kardeþinize yardým ediniz buyurdu
bu emir üzerine sahabeler
bir anda kendi aralarýnda gerekli olan
üç yüz hurma fidanýný topladýlar
hurma fidanlarý toplanýnca efendimiz
ey selman git de þu fidanlar için çukurlar kaz
bitirince de gelip bana haber ver
ben onlarý kendi elimle dikeyim diye
ferman etti
sahabelerin de yardýmýyla hz. selman
çukurlarý kazýp bitirince
efendimize haber verdi
resul-i kibriya bizzat mübarek eliyle
bütün hurma fidanlarýný dikti
o sene zarfýnda
efendimizin diktiði bütün fidanlar hurma verdi
böylece, hz. selman
beni kurayza yahudilerinden olan efendisine
hurma aðaçlarý borcunu ödemiþ oldu
hz. selman’ýn sadece altýn borcu kaldý
bunu da bizzat hz. selman þöyle anlatýr
resulullah (a.s.m.), gazalarýn birinden
tavuk yumurtasý kadar bir altýn külçesi getirmiþti
beni huzuruna çaðýrttý
ey selman
bunu al, borcunu öde buyurdu
ben, ya resulallah...
bu kadarcýk altýn parçasýyla
borcum ödenmez ki dedim
külçeye elini sürdü
al bunu
Allah, senin borcunu bununla ödeyecektir buyurdu
bunun üzerine ondan alacaklýya tartýp tartýp verdim
borcum olan kýrk 1.600 dirhem verdikten sonra
o tavuk yumurtasý kadar olan altýn parçasý
eskisi gibi bana kaldý
hicret’in 5. yýlýnda
muðîre b. þu’be,
dört arap dahisinden biri idi
belli ve büyük meseleleri halletmede
son derece mahirdi
iri yarý ve heybetli bir zattý
hendek savaþý yýlýnda müslüman oldu
muhacir olarak medine’ye geldi
hicretin 5. yýlýnda
medine’de zelzele oldu
resul-i kibriya efendimiz bunun üzerine
Rabbiniz, sizi, razý olacaðý duruma döndürmek istiyordur
o halde siz de,
O’nun rýzasýný dileyiniz buyurdu.
yine hicretin 5. yýlý
cemaziyelahir ayýnda ay tutuldu
resul-i kibriya efendimiz
ay tutulmasý geçinceye kadar
husuf namazý kýldýrdý
küsuf ve husuf
güneþ ve ay tutulmasý namazý sünnettir
iki rekattýr
rüku ve secdeleri
nafile namazlarda olduðu gibi yapýlýr
ezan ve kamet okunmaz
ancak husuf namazý için
es-selatü camiatün
namaz için toplanýnýz diyerek seslenir
resul-i kibriya efendimiz
bir hitabelerinde þöyle buyurmuþlardýr
þüphesiz ki güneþ ve ay
hiçbir kimsenin ölümü
veya doðumu sebebiyle tutulmazlar
onlar, Allah’ýn kudret ve azametini gösteren
alametlerden iki alamettir
siz onlarýn tutulduðunu gördüðünüz zaman
namaza durunuz
chiliyye devrinde insanlar
güneþ ve ay, ancak
yeryüzü halkýnýn büyüklerinden bir büyük için tutulur
batýl inancýný taþýrlardý
mübarek sözleriyle efendimiz
chiliyye devri insanlarýnýn bu batýl inançlarýný deðiþtirmiþ
güneþ ve ay tutulmalarýnýn
Allah’a ibadet vakti olduðunu beyan buyurmuþlardýr
bu vakitlerde
insanlarýn boþ þeylerle deðil
Allah’a ibadet meþgul olmalarý gerektiðini
ifade etmiþtir
eðer namaz ve ibadetten
dünyevi bir maksat niyet edilse
yalnýz onlar için yapýlsa
o namaz batýl olur
bu sebeple,
güneþ veya ay tutulmalarý halinde
onlarýn açýlmasý niyetiyle ve kastýyla
namaz kýlýnmaz
belki
güneþ ve ayýn tutulmasý zamanlarý
bu çeþit ibadetin vakitleri olarak bilinmeli
sýrf Allah’ýn rýzasý kast edilerek
namaz kýlýnmalý
redfer