mekke ve taif’in ulusu dururken
muhammed’e vahiy inecek ha... diyenler vardý
yok sayanlar vardý elçi’yi
ululuðun kan baðýndan deðil
iman baðýndan geldiðini bilmiyorlardý
gülün yoluna diken serilir mi
dikenler içinde diye gülden vazgeçilir mi
bilemezdiler bu ince sýrrý
hiç bilemeyecektiler
yürüdüðü yollara dikenli çalýlar attýlar
ne bilirlerdi ki
dikenleri güle dönüþtüren Vardý
*
hidayet dairesi gittikçe geniþliyordu
kur’an nuru bütün haþmet ve parlaklýðýyla
ruhlarý aydýnlatmaya devam ediyordu
kureyþ müþriklerinin telaþ ve endiþeleri
hat safhadaydý
hele parmakla gösterilen kahramanlarýndan biri
hazret-i hamza’nýn inananlar tarafýnda
beklenmedik bir zamanda yer almasý kendilerini
büsbütün endiþelendirdi
þirk kalesinde gün geçtikçe
yeni ve daha büyük gediklerin açýlmasý
onlarý deðiþik planlar kurmaya
yeni yeni tertiplere girmeye sevk etti
bir gün,
kureyþ kabilesi ileri gelenlerinden
utbe bin rebaa, bir grup müþrike
ey kureyþliler
muhammed’in yanýna gidip konuþsam
kendisine bazý tekliflerde bulunsam, nasýl olur
umulur ki, o bu tekliflerden bazýlarýný kabul eder
biz de arzusunu yerine getiririz
böylece kendisi de belki
bize karþý yaptýklarýndan vazgeçer
topluluk tarafýndan teklif kabul edildi
utbe, o sýrada yalnýz baþýna
mescid-i haramda bulunan
nebiyy-i ziþan efendimizin yanýna vardý
ey kardeþimin oðlu biliyorsun ki
sen aramýzda
þeref ve soy sop üstünlüðü bakýmýndan
bizden daha hayýrlýsýn ve ilerisin
ancak sen kavminin baþýna büyük bir iþ açtýn
onlarýn birliðini daðýttýn
akýlsýz olduklarýný söyledin
tanrýlarýný ve dinlerini kötüledin
gelmiþ geçmiþ baba ve atalarýný kafir saydýn
þayet beni dinleyecek olursan
sana bazý tekliflerim olacak
bunlar üzerinde düþünüp taþýnmaný istiyorum
belki bazýlarýný kabul edersin
resul-i ekrem efendimiz
söyle ey velid’in babasý
seni dinliyorum
tekliflerini sýralamaya baþladý utbe
sen ortaya attýðýn bu mesele ile
þayet mal ve servet elde etmek gayesinde isen
mallarýmýzdan sana hisse ayýralým
hepimizin en zengini olasýn
eðer, bir þeref peþinde isen,
seni kendimize reis yapalým
yok eðer bu sana gelen,
görüp de üzerinden atmaya kuvvetin yetmeyen bir evham
cinlerden, perilerden gelme bir hastalýk ve sihir ise
doktor getirtelim
seni tedavi ettirelim
seni kurtarýncaya kadar
mal ve servetimizi harcamaktan geri durmayalým
utbe tekliflerini yapmýþ ve susmuþtu
konuþma sýrasý resul-i ekrem efendimize gelmiþti
utbe’ye
ey velid’in babasý, söyleyeceklerin bitti mi
utbe…evet
resul-i ekrem
o halde, þimdi sen beni dinle
besmele çekerek fussilet suresinin 1-36 ayetlerini
kemal-i vakar ve heybet içinde okumaya baþladý
ha mim…
bu kitap, bilen bir topluluk için
Allah’ýn rahmetiyle müjdeleyici
ve O’nun azabýndan sakýndýrýcý olmak üzere
ayetleri açýklanýp ayýrt edilmiþ
arapça bir kur’an olarak
rahman ve rahim olan Allah tarafýndan indirilmiþtir
fakat onlarýn çoðu yüz çevirdiler
artýk hakka kulak vermezler.
peygamber efendimiz, utbe’ye döndü
ey velid’in babasý
okuduklarýmý dinledin
artýk gerisini sen düþün
kur’an’ýn nazmýndaki icaz
manasýndaki tatlýlýk
utbe’nin çehresini birden deðiþtirmiþti
öyle ki,
bunu kureyþliler fark ettiler
birbirlerine söylendiler
vallahi, ebu’l-velid,
çehresi deðiþmiþ dönüyor
yanlarýna gelince
ne getirdin, anlat bakalým dediler
utbe,
vallahi, ben, ömrümde
benzerini hiç iþitmediðim
bir kelam iþittim
yemin ederim ki, o ne þiirdir,
ne sihirdir
ne de kehanettir
utbe þöyle devam etti
ey kureyþ topluluðu beni dinleyin
hatýrým için bu iþin peþini býrakýn
muhammed’den vazgeçin
ondan uzak durun, ona dokunmayýn
yemin ederim ki, benim ondan dinlediðim söz
büyük bir haberdir
siz onu, sizin dýþýnýza kalan arap taifelerine býrakýrsanýz
daha iyi etmiþ olursunuz
araplar, ona engel olur
eðer o, araplara üstün gelirse
onun hakimiyeti sizin hakimiyetiniz
onun þerefi sizin þerefiniz demektir
muhammed sayesinde
insanlarýn en mesut ve bahtiyarý olursunuz
utbe’nin konuþmasý,
kureyþlilerin hiç de hoþuna gitmedi
tepki göstererek
ey velid’in babasý
gene muhammed
seni dili ile büyülemiþ
müþrikler böylece
server-i kainat efendimiz karþýsýnda
maðlubiyet üzerine maðlubiyete uðruyorlardý.
islam davasýna karþý tedbir ve çareleri
bir bir tükeniyordu
baþvurduklarý her tedbir
tasarladýklarý her plan geri tepiyor
hatta aleyhlerine tecelli ediyordu
çünkü; Cenab-ý Hakkýn
ben nurumu tamamlayacaðým
kafirler, müþrikler istemeseler bile.
diye vaadi vardý
resulüne emri þuydu Yüce Allah’ýn
sana vahyettiklerimi halka bildir
korkma, çekinme
çünkü, ben seni insanlardan
onlarýn þer ve belalarýndan koruyacaðým.
*
insana anlaþýldýðýný söylemek içindi
alemlerin Rabbinin sesleniþi
insana yalnýz olmadýðýný
çaresiz kalmadýðýný hatýrlatmak için
insana, Rabbinin umudu olduðunu bildirmek için
aldýrma dünyanýn darlýðýna,
çýkacaksýn buradan demek için
bakma böyle kirlendiðine
ümit kesme kendinden
yetim suskunluðunun da elinden tutan var diye
yüreklendirmek için
ümit etmenin gösteriþsiz suskunluðunu giyindi, itirazsýz
çok zaman sonra anlaþýlacak bir sýrrýn altýný imzalýyordu
insanýn gizli sýzýlarýný
yetim yakarýþlarýný
utangaç piþmanlýklarýný
gün yüzüne çýkarmak için iniyordu vahiy
redfer