tüm bu tahriklere sabretti Allah’ýn elçisi
ki o’nun sabrý
müjdeyi besleyen akýþkan nehri oldu her daim
çünkü kekre sabrýn topraðýnda büyürdü
sözcüklerin tohumlarý
sessizliðin tüllendirdiði çatlaklardan sýzardý
söz’ün ince þavký
hakaretler karþýsýnda sustu aziz elçi
sustu ki
vahyin üzerine kendi sözünün gölgesi düþmesin
sustu ki
vahyin kaynaðýna dair kýl kadar þüphe düþmesin akýllara
þüphe edenlere de þefkat ettiðindendi susuþu
konuþanýn kendisi deðil
kendi Rabbi olduðunu haliyle söylemek için
bu çileli susuþa büründü
hakikatin hamilesi olmanýn çekilesi sancýsýydý
biliyordu ki kendisi sustukça
kendi yerine konuþan göklü söz’e meydan açýlacaktý
vahiy yaðmuru karþýsýnda
elçi de herkes gibi yerliydi
gözünü yukarýlardan ayýrmazdý
ne ölçüde sessiz olursa toprak
o ölçüde yaðmura susayacaktý
yaðmurun tenezzülüne arz olmak içindi
susadý...
sustu…
sessizliðe büründü
*
bi’setin 5. senesi
müþriklerin her gün biraz daha þiddetini arttýran
eziyet, hakaret ve iþkenceleri neticesi
mekke,
müslümanlar için yaþanmaz bir þehir hale gelmiþti
günden güne artan eza ve cefalar
dini ibadetlerini
gönül rahatlýðý içinde yapma imkaný
ellerinden alýnmýþtý
bu gaddarca, merhametsizce davranýþlarýndan
kolay kolay vazgeçmeye de niyetleri yoktu müþriklerin
resul-i ekrem efendimiz
müslümanlara bir gün
siz yeryüzüne daðýlýn bari
Allah Teala sizi
yine bir araya getirir buyurdu
sahabiler
ya resulallah, nereye gidelim?" diye sorunca
eliyle habeþistan`ýn bulunduðu tarafý
iþaret ederek
siz habeþ ülkesine gitseniz iyi olur
habeþ hükümdarýnýn yanýnda
hiç kimse zulme uðramaz
orasý doðruluk yurdudur
umulur ki,
Allah, sizi orada ferahlýða kavuþturur
resul-i kibriyanýn bu müsaade ve tavsiyeleri üzerine
ilk olarak
10`u erkek
5`i kadýn
on beþ kiþilik
bir müslüman kafilesi
dinlerini ve inançlarýný korumak mukaddes gayesiyle
yerlerini, yurtlarýný, bað ve bahçelerini
anne ve babalarýný
akraba ve komþularýný
terk ederek
yabancý bir diyara doðru
gizlice yola koyuldular
kýzýldeniz istikametinde habeþistan`a vardýlar
habeþ necaþisi tarafýndan
gayet müspet karþýlandý
islam’ýn ilk hicret kafilesi
hz. osman, zevcesi hz. rukiyye`yi yanýna alýp
herkesten önce yola çýkmýþtý
bunu haber alan efendimiz þöyle buyurdu
lut peygamberden sonra ailesini yanýna alýp
Allah yolunda hicret eden ilk insan, osman`dýr
nebiyy-i ekrem efendimizin habeþistan`ý tercih ediþi
birkaç sebebe dayanýyordu
her þeyden evvel
orasý mekkeliler tarafýndan
gayet iyi bilinen bir yerdi
zira, bu ülke ile eskiden beri
ticari münasebetleri vardý
habeþ necaþi`sinin adil hükümdar oluþu
bu ülkenin tercih edilmesine
ikinci bir sebepti
adaletiyle þöhret bulmuþ necaþi
elbette bu mazlum zümreye
haksýzlýk etmeyecekti
bir diðer sebep
habeþistan halkýnýn ehl-i kitaptý
hristiyan dinine mensuptular
bu nedenden dolayý
þüphesiz müslümanlara karþý
tavýr ve davranýþlarý
müþriklerin ehl-i islama karþý
hareket ve davranýþlarýndan farklý olacaktý
nitekim,
mekke`yi sessiz sedasýz terk eden sahabiler
habeþ necaþi`si ve halký tarafýndan
gerçekten çok güzel karþýlandýlar
buraya yerleþtikten sonra
ibadetlerini ifa
dini inançlarýný yaþama hususunda
herhangi bir engel ve zorlukla
karþýlaþmadýlar
bizzat hicret eden müslümanlar
biz burada hayýrlý bir komþuluk
dinimize dokunulmazlýk gördük
incitilmedik
hoþlanmadýðýmýz bir söz de duymadýk
huzur içinde Rabbimize ibadet ettik …dediler
gerçekten resul-i ekrem efendimiz (a.s.m.) tarafýndan
bir baþka ülkenin deðil de
habeþistan`ýn hicret ülkesi olarak seçiliþi
dikkat çekiciydi
bir müþrik ve putperest ile
bir müslümanýn hiçbir zaman
ruhen kaynaþmasý mümkün deðildi
bir müslüman ile bir hristiyanýn hiç olmazsa
inanç noktasýnda bazý müþterekleri bulunduðundan
anlaþmalarý mümkündü
nitekim habeþistan halkýnýn
müslümanlara karþý nazik tavrý
dini vazifelerini yerine getirmede
gayet müsamahalý davranmalarý bu gerçeði doðrular
bütün bunlarla birlikte
bu hicret hadisesi çok daha mühim
bazý müsbet neticelerin doðmasýna sebep oldu
bu sayede islamiyet etraftan da duyuldu
hicret hadisesinin arkasýnda
bu yüksek gayenin bulunuþundan dolayýdýr ki
müþrikler göç eden bu bir avuç müslümanýn
habeþistan`a sýðýnmalarýndan endiþe duydular
telaþa kapýldýlar
bu uzak diyarda dahi onlarý
rahat býrakmak istemediler
habeþistan’a hicret eden ilk müslüman kafilesi
ülkenin hükümdarý tarafýndan iyi karþýlanmýþ
dini ibadetlerini serbestçe
ve gönül huzuru içinde
ifa edebilme imkanýna kavuþmuþlardý
bu durumu haber alan
kainatýn efendisi resul-i ekrem efendimiz
mekke’de kalan müslümanlara da
hicret etmelerini tavsiye buyurdu habeþistan’a
bi’setin 7. senesi
resul-i ekremin amcasý ebu talib’in oðlu
hazret-i cafer’in baþkanlýðýnda
habeþ ülkesine doðru
yola çýkan ikinci kafile
önceki kafileden daha kalabalýktý
10’u kadýn
92 kiþilik bu topluluk
sað salim
sýrf dinlerini emniyet altýna almak
ibadetlerini huzur-u kalb ile
ifa edebilmek gayesiyle
mekke’den ayrýlýp vardýlar habeþ ülkesine
müslümanlar göç ederken
peygamber efendimiz her þeye raðmen
mekke’den ayrýlmadý
müþriklerin eziyet ve iþkencelerine
göðüs germeye devam etti
Cenab-ý Hakk’ýn hýfz ve inayetiyle
sürdürdü kudsi ve ulvi hizmetini
redfer