dünyayý dünyadan ibaret bilenlerin
dünyadan ötesine körelenlerin hesaplarý tutmaz
onlar hasat mevsimini bilmezler
onlar Allah’tan ve ahret gününden ümitlenmezler
dünya ahiretin üzerinde incecik bir tüldür
oradan buraya ýþýklar sýzar
buradan oraya ýþýklar düþer
dünyada kaybederiz; elimizden çýkar sevdiklerimiz
elinden çýkacaðýz sevdiklerimizin
belli ki kaybedeceðiz.
belli ki kayýp edileceðiz
çünkü dünya ahretin tarlasýdýr
dünyasýný ahretinin tarlasý bilenler,
bu tarlayý ekerken görünüþte kaybedeceklerini bilirler
en kýymetli canlarýnýn topraða düþeceðine razýdýrlar
bir çiftçinin hoþnutluðu ile can tohumlarýný topraða býrakýrlar
bir çiftçinin umudu ile azalýrlar dünyada, az alýrlar dünyadan
hasadý bilir onlar
daha çoðunu umarlar
tükenenin ardýnda tükenmeyenin bilirler
sonlarýn sonunda sonsuzluða aþinadýrlar
*
safa tepesinde peygamberliðini ilan ettikten
halký islama davette bulunduktan sonra
kureyþli müþrikler eziyet ve hakaretlerini
su yüzüne çýkardýlar
kat kat artýrdýlar
peygamber efendimiz, onlarý tevhide çaðýrýyor
onlarsa putperestlikte ve þirkte direniyorlar
efendimiz, onlarý fazilete
dünya ve ahret saadetine davet ediyor
onlar ,yarasanýn ýþýktan kaçmasý gibi
faziletten ve saadetten uzaklaþýyorlar
kainatýn efendisi, onlarý insanca yaþamaya
insan kutsiyetine yakýþýr davranýþlarda bulunmaya çaðýrýyor
onlar, insanýn þeref ve haysiyetini rencide edici
ayaklar altýna alýcý
çirkin ve rezil hareketler içinde
günlerini gün ediyor
resul-i ekrem, onlar için ebedi saadet istiyor
beka, lika, cennet istiyor
onlar , kendilerini ebedi cehenneme götürecek
davranýþlarýn içinde yuvarlanýp gidiyor
hazret-i resulullah daveti ile onlarý
esfel-i safiline düþmekten kurtarýyor
alayý illiyyin makamýna çýkarmak istiyor
onlarsa esfel-i safilini düþmeye çabalýyor
elbette, bu yaþayýþta ki müþrikler
fahr-i alem efendimize karþý çýkacak
onunla amansýz mücadelede bulunacak
onu tesirsiz hale getirmeye çalýþacak
sebat ve metanetini
cesaret ve gayretini
kýrmaya azmedecekler
bunun için türlü türlü iþkencelere
hakaret ve su-i kastlara
teþebbüs edecekler
her peygamber, kendi zamanýnda
gönderildiði kavmi tarafýndan hoþ karþýlanmamýþ
hakir görülmüþ
eziyet ve iþkencelere tabi tutulmuþtu
bütün bu eziyet, hakaret, iþkencelere raðmen
davalarýný anlatmaktan geri durmadýlar
inançlarýndan asla taviz vermediler
memur bulunduklarý hakikatleri duyurmaya
daha fazla bir aþk ve þekle çalýþtýlar
Allah’ýn hýfz ve inayeti altýnda bulunan
sultan-ý levlaký engellemek
bir cehennem oduncusunun haddine mi düþmüþtü
yeðen Allah’a amana ve saadete davet ediyor
öz amca ise, ona muhalefet ediyor
halký onu dinlememeye çaðýrýyor
bir rahmet güneþi olarak doðan efendimizi
ruh ve vicdanlarý þirkin karanlýklarýna gömülü
müþrik ileri gelenlerinin
en aðýr iþkence ve suikast teþebbüsleri karþýsýnda
Cenab-ý Hak da sevgili resulünü koruyor
himaye ediyordu
müslümanlar üzerindeki baský, eziyet ve iþkenceler
gün geçtikçe artýyordu
müslümanlar dini vazifelerini
ve ibadetlerini
rahat ve serbest bir þekilde
ifa edemez bir durumla karþý karþýya gelmiþlerdi
Allah’a ibadetin serbestçe yapýlabilmesi için
emin bir yer gerekliydi
Allah resulü, bizzat bu emin yeri tespit etti
saf’a tepesinin doðusunda
dar bir sokak içinde ki
ilk müslüman erkam bin esed’in evini
ev giriþ çýkýþlar için elveriþli
etraftan gelen gidenlerin
kolayca kontrol edilebileceði
emin bir yerdi
artýk, kainatýn efendisi (s.a.v.) muallim
ilk müslümanlar da talebe idi
imkan ve fýrsat dahilinde öðrendiklerini
baþkalarýna duyuruyor ve aktarýyorlardý
darü’l-erkam emin bir evdi
efendimizin hocalýðýný yaptýðý ilk medrese
ilk islam üniversitesi
resul-i ekrem burada yürüttü
islamý öðretme ve anlatma vazifesini
darü’l-erkam ilk okul
islam tarihinde büyük ehemmiyete haiz ev
hazret-i ömer gibi birçok kimse
müslüman olma þerefine erdiler bu evde
redfer