Veda Kokusu
Ve yine bir sonbahar yine bir kýþ yolunda
Hani bir kuþ gibi ürkek olduðum bir anda
Elveda ile süslenen penceremin tam kenarýnda
Sararmýþ yapraklarýn soðuk kokusuyla
Ne kadar unutursa bir insan artýk
Nasýl özlerse hiç unutmadan ardýndan.
Yaný baþýnda bazen hemen þuracýkta
Bir çay kokusu kadar sýcak ve yakýn gibi
Bitmek bilmeyen geceler kadar esir
Ve doðan her güneþe mahkum sabahlar
Hadi uyan diyen saatlerin duruþu sanki
Vuruyor zaman, neydi ki geriye kalan
Ya hepsi yalan ya da her þey talan.
Uykulu gözlerin yorgunluðunda
Merhaba ile baþlayan ayrýlýðýn sesleri
Bir elin diðerine dokunamamasý gibi
Ölümün çaresizliði kadar zor
Doðumuna sevinememek kadar çok daha zor
Ayný cümleye ismimizi yazamamak gibi
Kýsacýk sözlere seni sýðdýramadým belki
Ah be hayat öðrenemedim gitti.
Son defa geriye ardýndan bakýyorum
Gözün gözlerime dönmeden usulca git
Seninle hani ilk merhabamýz vardý
Sen gider ben kalýrdým hep
Þimdi beni unuttuðun o yerde
Yüzün sararmýþ saçlarýn taranmýþ
Ýnandýðým her elin iþte
Bir veda kokusu varmýþ.
.
.
Veda Kokusu - Mert Zafer Cansever ( Mawish )
Vedalaþýr gibi doðmak ne kötü. Gözünü açtýðýnda dünyaya yarýna hoþça kal demek gibi. Kapanan gözlerimize yeniden merhaba demek ve sonsuza dek kapanmayacak bir yarayý geceyle sarmak kadar zor bir hayat. Ýki çizgi arasýnda git gel sanki. Papatyalar ile kendimizi kandýrmak kadar Gülünç ve hüzünlü bir þey iþte. ’’