Üzülmeyelim desek de art arda bir türlü kesilmeyen þehit haberleri millet olarak hepimizi üzmektedir. Ýþte dün ve bugün iki askerimiz daha þehit oldu. Karþýlýðýnda belki daha fazla kiþi de can verdi. Elbette þehitlik yüce bir makamdýr ve mertebeleri vardýr. Bunda þüphemiz yoktur. Ancak kardeþ topraklar üzerinde ve bir zamanlar omuz omuza birlikte yürümüþ bunca insaný bugün dur deyip barýþtýramamak ve hesaplarýn hep ölüm üzerine kurulmasý vicdaný olan herkesi rahatsýz etmektedir. Bunda yetkisi ve etkisi olan herkese büyük vazifeler düþmektedir. Bu konuda kendi kendine dertlenmekten baþka bir gücü olmayan bir kiþi olarak bu konuda ki herkesi bir daha bir daha düþünmeye davet ediyorum. Maddi medeniyetin bu kadar ileri safhalarda olduðu bir dönemde manevi yönde geri kalýp güçlülerin daha güçlü olmak ve güçlü kalmak uðruna kurduklarý tezgâhlarý, tuzaklarý boþa çýkarma zamaný çoktan gelip geçti. Bu kavgalarýn bitmesi için sadece kýyametin kopmasýný bekliyorsak onun günü bellidir, kopacaktýr. Fakat bizim bu derdimize çâre aramamýz ve bulmamýz da gerekir. Çaresiz de deðiliz. Bildiðim bir cümleyi burada paylaþayým ki bu cümle dahi bu derdimize bu en büyük derde dermanýný belirtiyor: “DOSTLARA KARÞI MÜRÜVETKÂRANE(Yiðitçesine, Mertçesine) DÜÞMANLARA KARÞI SULHKÂRÂNE(Barýþ ile) MUAMELE ETMEKTÝR.” Esefle söyleyeyim ki; bunu bilmeyenimiz olmadýðý gibi benimsemeyenimizin de olacaðýný düþünemiyorum. Ancak þeytan ve nefis ve onlarýn peþinde yürüyenler bu kavgalardan nemalanmakta ve dünyayý yaþanmaz hale getirmektedir. Elbette büyük bir imtihan içerisindeyiz ve de bu sýnavý kazananlardan olmak bize her iki dünyada güzellikler kazandýracaktýr. Ümmet olarak, millet olarak bu güzelliklere koþmamýz ve bu güzellikleri yakalamamýz dualarý ile… Þehitlerimize Cenabý Hak’tan rahmetler ve de yakýnlarýna sabýrlar dileyerek…