gönül ve zihin dünyamýzda
ciddi kýrýlma noktalarý yaþanýyor
söz ile öz
dava ile eylem arasýndaki boþluk
çok büyük
bazen insanlar çok þey yaþar
çok þey görüp geçirirler
o yaþantýlarýn onlarda bir bilgi hazinesine dönüþebilmesi için
bir bilinç açýklýðý belki bir tür zihni patika gerek
unutulmanýn karanlýðýnda kalakalýyoruz bazen
sevdiklerimizle yaþadýðýmýz güzel günlerin arasýna örülen
o kalýn duvarlar
ne yapsak aþýnmýyor
dizlerinde uyuduðumuz
akþam iþten dönmesini iple çekip
boynuna atladýðýmýz babacýðýmýz
gün oluyor bizi tanýyamýyor
evet…
müzmin bir hastalýktan bahsediyorum
zamanla hafýzaya ket vuran o meþum hastalýktan
hatýralarý bir bir derin kuyulara gönderen
insana eþini, çocuklarýný yabancýlaþtýran…
yaþanmýþ …böyle bir hikaye iþte
babam elimdeki fotoðrafa uzun uzun baktý *
gülümsedi
Ýþaret parmaðýný fotoðraftaki kadýnýn yüzünde gezdirdi
bu, dedi
sensin…
fakat fotoðraf neden siyah beyaz
peki ya þu adam
kim o
kocan mý
ne de güzel bakmýþsýnýz birbirinize
gözlerim doldu
hayýr baba
eþim deðil ama dünyada en sevdiðim adam o
babam alzaymýr hastalýðýna yakalanalý tam altý yýl oluyor
her biri birbirinden zor geçen koca altý yýl
annem onunla bir bebek gibi ilgileniyor
yemeðini yediriyor,
bütün sitemlerine katlanýyor
öfkesine gülüp geçiyor
iþ çýkýþlarý alt kata, onlarýn yanýna gidiyorum
babamla sohbet ediyor,
eski defterleri karýþtýrýyorum
hafýzasý giderek siliniyor
ona annemle niþanlarýnda çekilmiþ bir fotoðrafý gösterdim
uzun uzun baktý…
beni anneme benzetmiþ olacak
bu sensin
sonra kendi yüzüne yýllar önceki resmine baktý
öyle uzaktý ki o yüz ona
üstelemedim
doktoru da sýk sýk uyarýyor zaten
ona hakikati dayatmayýn
onun kendi gerçeði içinde yaþamasýna izin verin
siz de zaman zaman bu oyuna katýlýn hatta
babamla geçmiþi yeniden dokuyoruz
ölüleri konuþturuyor
insanlara yeni isimler veriyoruz
son günlerde daha asabi oldu
doktor bizi uyarmýþtý
fakat ne yalan söyleyeyim bu kadarýný beklemiyordum
çocukluðumdan bu yana
aðzýndan bir tek kötü söz duymadýðým adam
küfürler ediyor,
akla hayale gelmeyecek sözler söylüyordu
en ufak þeylere sinirlenip,
baðýrýp çaðýyor
sonrasýnda ulu orta hakaretler…
zavallý anneciðim
her þeye dayanýyor da babamýn bu öfkesi
zaman zaman onu da öyle zor durumda býrakýyor ki...
daha geçen gün anneme biraz hava aldýrayým
bir deðiþiklik olsun istedim
tuttum ikisini yemeðe götürdüm
annem bir güzel giyindi kuþandý
babamý da iki dirhem bir çekirdek giydirdi
birlikte çýktýk.
týpký eski günlerdeki gibi
kenarda bir masa seçtik lokantada
gözlerden uzak bir yerde…
bir ara lavaboya kalktým
döndüðümde
babam ayaða fýrlamýþ
avazý çýktýðý kadar baðýrýyor
garsona
çevresine saranlara hakaretler yaðdýrýyordu
annem ne yapacaðýný bilememiþ bir vaziyette
insanlara laf yetiþtiriyordu
bir ara
hýçkýrarak aðlamaya baþladý
hemen yanlarýna koþtum
önce babamý sakinleþtirmeye çalýþtým
muvaffak olamadým
çevresini saran kalabalýk
onu daha fazla strese sokuyordu
sürekli konuþuyorlardý…
olmaz ki caným,
çoluk çocuðumuzla yemek yemeye geldik buraya
sen yanýndaki kadýnlara dua et
yaþlý baþlý adamsýn
utanmýyor musun
kadýnlarýn içinde böyle konuþmaya
yeterrrrr…
diyebildim boðazýmda düðümlenen son nefesimle
yeter, susun
görmüyor musunuz
hasta o
babam alzaymýr hastasý
……sustular
donup kaldýlar öylece.
lokantadan apar topar çýktýk
babam olanlara anlam verememiþti
arabaya yürürken sordu
içeride ne oldu
boþ ver baba dedim
unut gitsin…
zaten …hep öyle yapmýyor muydu …*
hayatýn binbir yüzü var
kimin payýna ne düþer bilemeyiz
kim nasýl bir imtihandan geçiyor
gülen yüzlerin ardýnda hangi acýlar
hangi kederler gizli
hayat her dem
ipil ipil parlayan yüzünü göstermez insana
gök kubbe gibidir hayat
yaðmuru da olur rüzgarý da
karý da olur
boraný da
gecesi de
gündüzü de …
an geliyor varlýkla veriyoruz imtihanýmýzý
an geliyor en çok sevdiðimiz ile sýnanýyoruz bu hayatta
karþýmýzda günden güne eriyip tükenmesine þahit oluyoruz
hele ki bitip tükenen sadece bir insan deðil
bütün bir geçmiþimizse
sýzlýyor sol yanýmýz
o zaman…
hasta bir adam,
gözü yaþlý bir eþ ve çaresiz genç bir kadýn
etrafýný saran insanlarýn kýnayýcý bakýþlarý arasýnda
verilen bir hayat mücadelesi.
ne kadar da zor olmalý böyle biriyle yaþamak
düþünsenize
yirmi dört saat
hayatýnýzý askýya almak zorundasýnýz.
akþam çaylarýnda
evinize misafir kabul etmek bir lükse dönüþür
hele çýkýp dolaþmak
bir yerlerde bir þeyler yemek
çevrenizdekilerin çoðu evinize kapanmanýzý bekler
onlarý rahatsýz etmemenizi isterler
kimileri
madem hasta otursun evinde
bizim huzurumuzu kaçýrmaya hakký yok ya
gibi
laflar ederler
evet, o yaþlý
hastalýðýnýn da etkisiyle aðzý alýnmayacak sözler sarf ediyor
ilk baþta böylesi bir durum için,
evinde otursun daha iyi, denilebilir
peki
ya o adamýn eþi ve kýzý
onlarý da evlerine mahkum etmeye hakkýmýz var mý
yargýlayan bakýþlarýmýzla
kýrýcý sözlerimizle
belki geçirecekleri mutlu bir akþam yemeðini
ellerinden almamýz
ne kadar da doðru …
kim bilir,
o genç kadýn yýllar sonra ilk defa
babasýyla eski günlerdeki gibi
bir akþam geçirmeyi hayal etti.
annesine birkaç saat olsun nefes aldýrmak
onu hastalýðýn kasvetli havasýndan az da olsa
uzaklaþtýrmak istedi.
ya bizler ne yapýyoruz
acýlarla dolu hayatlarý
tarumar etmekten baþka
kendimizi onlarýn yerine koysak
biz de günlerce
hatta yýllarca
eve kapanmayý göze alabilir miyiz
acaba…
redfer