KİMİN YÜREĞİ YANIYORDU
Bizim köyün bir Ümmü teyzesi vardý. Deyim yerindeyse elden ayaktan düþmüþ.
Ümmü teyzeyi hata baðlayan, ayakta tutan oðlundan gelen mektuplardý. Oðluna köyün öðretmenine yazdýrdýðý mektuplardý.
Ümmü teyzeye mektup gelmez olmaya baþlamýþ.
‘’ Ha bugün gelecek, ha yarýn gelecek’’ diye diye Ümmü teyze günleri, aylarý devirmiþ.
Ümmü teyze de derdinden oðluna mektup yazamamýþ. Daha doðrusu mektup yazdýrma fýrsatý bulamamýþ.
Ümmü teyze bir fýrsatýný bulup oðluna bir mektup yazdýrmýþ.
‘’Gýymatlý Guzum,
Çoktandýr mektubun gelmedi. Ýçime bi gurt düþtü. Gendi gendimi yeyip bitiririm.
Ben mektup yollamadým deyi mi edeng ne?
A guzum, anaðýn okumasý yazmasý var mý ki mektup yollasýn.
Köyün örgetmenine iki yumurtayla geder gönül rahatlýðý ile mektup yazdýrýrdým. Tavuðun bidenesini yoðolasý tilki gapmýþ. Öbücüðü gartaldý, yumurtadan kesti. Bideceðiz ferik galdý. O da yumurtaya baþlamadý tahý. El bilmez iþin iç yüzünü. Öðretmen ‘’Ýki yumurtayý benden esirger bir de utanmadan mektup yazdýrmaya gelir.’’ der mi ki deyi izirabýmdan gedemedim.
Bu mektubu köye bir derici gelmiþ. Ben de o gün azýcýk gývþþýrýk topladýydým. Bir topacýk hamur yoðuruverdim iki dek börek ediveriyim deyi.
Böreðin bidecenesini saca atar atmaz patdadanan kebekden biri çýkývermez mi? Þaþa galdým. ‘’ ‘’ Deri yok mu deri teyze?’’ deyince ‘’ Deri yok, ýsýcacýk börek var’’ dememe galmadan böreði gapýverdi. Acýkmýþ elleðem yutu yutuverdi. Üstüne bi kevki de hoþaf içti.
Daha elinden kevkiyi almadan goynumdan kaaðadý çýkarýverdim verdim eline. Gendining galemi varmýþ. Sað olsun ben söyledim o yazýverdi.
A guzum, derici bildiðim deðil. Bilmediðing adama her þeyi nahýl yazdýrýyým?
Bu gadar yazdýrabildim. Gusuruma bakma emi?
Mektubumu alýr almaz tezelden mektup yaz, ananggý merakda býrakma emi?
Bolcana selam eder gözlerinden öperim gýymatlý guzum.’’
Ümmü teyze, beklemiþ mektubun cevabýný beklemeye…
‘’ Ha bugün, ha yarýn…’’
Bugünler, yarýnlar bitmiþ. Mektup gelmemiþ.
Aylar bitmiþ mektup gelmemiþ.
Yýllar bitmiþ mektup gelmemiþ.
Ümmü teyze, elden ayaktan düþtükçe düþmüþ.
Sayýklamalar baþlamýþ.
‘’ Gýymatlýmdan mektup gelecek öyle öleceðim.’’
‘’ Gýymatlýmdan mektup gelecek öyle öleceðim.’’
‘’ Gýymatlýmdan mektup gelecek öyle öleceðim.’’
…
Ümmü teyzenin beklediði mektup gelmiþ. Mektup tek satýr: ‘’ Anacýðým, iþi, evi deðiþtirdim, fýrsat bulup mektup yazamadým. Yeni adresim:……..’’
Mektup okunduðunda Ümmü teyze gözlerini yummuþtu.
Son sözü ‘’ Mektubun geleceðini biliyordum.’’
Peki, oðlunun yazdýklarý doðru muydu? Doðru deðildi. Oðlu bir türlü gerçekleri yazamamýþtý.
Oðlu bir gece ansýzýn tutuklanmýþtý. Sebep? Eften, püften? Boktan…
Oðlu biliyordu suçu yok. Oðlu inanýyordu hapisten çýkacaðýna.
‘’Ha bugün çýkacaðým, ha yarýn’’
‘’Boþuna mektup yazýp anacýðýmý üzmeye gerek yok.’’
‘’Ha bugün çýkacaðým, ha yarýn…’’
‘’Ha bugün çýkacaðým, ha yarýn…’’
Ümmü teyzenin oðlu, aylar yýllar sonra ilk duruþmada çýkmýþtý.
Ýþi yoktu.
Evi yoktu.
Son yazdýðý mektuptan sonra anasý da yoktu.
***
Ýbrahim ÞAHÝN
FOTO: Medyaermenek
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.