bana uygun bir dil bul seni anlatacaðým
-dedim kendime
yýl bindokuzyüzdoksanaltý
adým tam dört harf ile kodlanmýþtý ülkemin þuuruna
tam dört kural
tam dört bilinmezlik
o zamanlar kendini öðütmekle meþgul bir deðirmendim
o zamanlar þairliðim ýska geçilmiþ çýplak bir trajediydi
kelimelerim kemiklerinden kýrýlmýþ bir ucube gibi dolaþýyordu
-dilimin caddelerinde
sadece kirli þeyler biriktiren bir kalbin kumbarasýydým
sadece siyah þeyler
sadece dünyaya bilenen þeyler
çok çirkin þeyler
istasyonlarda gazete çiðneyen çocuklar
ortaçað aðýzlý ve melon þapkalý iþtah satýcýlarý
ve bolca ekmek arasý ütopya
ve bolca tanrý
ve bolca Cem Karaca, bolca "tamirci çýraðý"
ve gitgide saçlarý bukleli o çocuktan uzaklaþan
-esmer tenli bir trene dönüþüyordum
her kavgada kaybolan yumruðumu babam bir yerlerden bulup getirirdi
ve onarýrdý kýrýk dökük yerlerini, gazlý bez ve tentürdiyot
gitgide yaþamak, olur olmaz þeyleri yok eden bir sihirbaza dönüþtü
abrakadabra; önce yüzümdeki çeliði
abrakadabra; sonra babamý
þahane dedim
ne þahane bir yok oluþ bu
-hayat elindeki taþla gün sektirip durdukça, yaþamak gölünde
ha bire kýsrak biriktiren benim
ha bire, keserle yontulmuþ su taþlarý
ha bire hengame
ha bire koþmak
ne aðýr bir varsayýmdýr bir bilsen
yýllardýr ayný asfaltý aþýndýran sabahý uyanmak
ayný yüzünle, ayný çirkinlikle, ayný küfürle
-geceyi bir sýrtlan gibi kemirmeyi öðreten
hantal ve süt tenli adamlarýn
kafasý kýyak ve gün yüzü görmemiþ þatafatlý sözlerine aldýrmadan
çeliði ve topraðý çatlatýrcasýna eþmeye çalýþmak
göðsünün yaban yanýyla emzirdiðin sokaðýn ve kuþlarýn
tandýr ekmeðinden çýkan o ezoterik kokunun
ve her iðde mevsiminin kasýklarýndaki o þubat sancýsýný hissederek
tütün ve kekik daðlarýnda, ceplerinde barut kokusu biriktiren benim
kan revan bir yenilginin tam ortasýndaki, anadan üryan o heykel
velhasýl tüm evrenin damarlarýnda bir müptela gibi kýskývrak duran
durmadan duran
durmadan duran
o izdiham benim...
zaman zembereðini kýrdýðýnda
-evet, zaman kýrýldýðýnda bir ay gibi
ahh diye bir sesle yýkýlan, parçalanan þeylerim olmuþtu
bir kere kýrýlmýþtý þavký, yüzümüzdeki denizin
bir kere aldanmýþtýk yaðmurun ve aþkýn cazibesine
içimizdeki erkeksi ve diþil iradenin doðurup durduðu
ve hokkabazlarýn çýlgýnca var ettiði bu halüsinasyon
"yanýldýn dedi" yaralarýmýn sahibi
bu külkedisi masalý içinde anlatýlan sen deðilsin
makyajlý yüzler ve çamurdan aynalar sen deðilsin
senin adýn; yok olan þeylerin üzerine ýþýkla mühürlenmiþ
en az bir abrakadabra kadar masum deðilsin
-ne þahane deðil mi
yok olan þeylere sahip olmak...
anladým dedim sahip
insan bir yok olmalar iþçisi
ve hep iþçi kalacak...