kimselerin uðramadýðý sokaklarda
düþmeyesin diye
senin elini tutan ben olmuþtum
sen ve ben yürümüþtük
ümitlerin mavi gözlerine
baþkasýnýn seni sevmesinden de çok
herkesin yokluðunu kanýksayacaðýndan
unutacaðý zamandan daha çok
sevmiþtim seni
sürgülü tuzaðýna düþürmüþtün sancýlý bekleyiþlerimi
ben seni öylece özlerken
sen beni yollamýþtýn kalbinin çöllerine
sen benim göðsüme koymuþtun baþýný
ben senin saçlarýný taramýþtým
ümitlerinden bahsetmiþtin bana
teslim almýþtýn ruhumu gizli sancýlarla
kar tanesi yumuþaklýðýnda avuçlarýma inmiþti
adýmý söylediðin her fýsýltý
susamýþtým
kalbimin çatlaðý sen olmuþtun
susadýðým sen olmuþtun
ekmeðim çorbam,
tadým tuzum…
öyle bir aþk hikayesiydi iþte bizimkisi
yürümüþtük sessizce þehrin kaldýrýmlarýnda
ak köpüklü bir deniz gibi usul usul
buðulu gözlerine katmýþtýn beni
ayný sýrra tutunup akmýþtýk
mavi akýbetlere
geçip gitmiþtik bambaþka ummanlara
ayný aynanýn gamzesine düþmüþtü nazarýmýz
toprak ve ateþ kadar yakýndýk seninle
sevmeyi en çok hak edenler kadar
sevildiðini bilenlerin farkýnda olduðu kadar
sevmiþtik birbirimizi
beraber örmüþtük saklý bahçemize giden yolu
hayallerimizi sevdalarýmýzý heyecanlarýmýzý
deli dolu zamanlarýmýzý beraber yaþamýþtýk
redfer