Yeryüzünde ki bütün ayaklanmalarýn sebebi; “Ben tok olayým, baþkasý açlýktan ölse bana ne.” Ve bütün kötü ahlâkýn kaynaðý ise; “Sen çalýþ ben yiyeyim” düþünceleridir. Birincisini zenginlerin vereceði zekât, ikincisini ise faizin yasaklanmasý ortadan kaldýrýr. Bugün, bütün Ýnsanlýk; bu iki cümlenin doðruca hayata geçirilmesini, yani; faizin tamamen ortadan kaldýrýlmasýný ve “Ben Müslümaným” diyen zenginlerin, zekâtlarýný fakirlere vermelerini bekliyor. “Zaman ihtiyarlandýkça Kur’an gençleþiyor” iþareti açýða kavuþuyor. Çünkü Kur’an; zekâtý emrediyor, faizi yasaklýyor. Tabi ki bu iþ de; her fiilin(yüklemin) failsiz (Öznesiz) olmayacaðý gibi bütün insanlýðý bu fiile yönelmelerini gerektiriyor. Bu; durum da gösteriyor ki: Zekâtý vermeyen kimse, fakirin malýndan hýrsýzlýk yapýyor; faizden vazgeçmeyen kimse de insanlýðý dolandýrýyor demektir. Ýnsanlýk aklýný baþýna almalýdýr derim…
Þu koca dünyayý yiyip sömürdün Doymadý gözlerin, be hey ribacý! Hep kendi baþýna bir devran sürdün Doymadý gözlerin, be hey ribacý!
Kýrk yýllýk emeði üç günde aldýn Sanma ki böylece çok kârlý kaldýn Hýrsýzsýn, masumun malýný çaldýn Doymadý gözlerin, be hey ribacý!
Görülen þu güneþ gün gelip söner Sanma ki þu dünya boþuna döner Göklerden bacana bir yumruk iner Doymadý gözlerin, be hey ribacý!
Geçici dünyaya konup, avunan Seni icat edip seni savunan Onlar ki ebedi olacak yanan Doymadý gözlerin, be hey ribacý!