Ah Leyli! gün kurusu serinliðinde bir mezar taþý vefasýyla beklerken seni bu yaðmurlar gider bu rüzgar, eflatun ve eylül bu güz de ölür
Ah Leyli! bu yalnýzlýk çift kiþilik deðildir bu kadifeler bu inat... ve kýþ geçer, yaþamýn en ýslak yerinden adýna þiir yazýlmamýþ çiçekler solar
Ah Leyli! yüzünde üþüyen güneþ lekesi derlenmiþ güzel sözler yýrtýlmýþ cümlelerden ay ýþýðý, gök mavisi, kuþ sesi... birde bir yorgunluk belirtisi âmâ gözlerinde mesafelerden
Ah Leyli! bir acý ýstýrap bir ince düðüm boyamýþ saçlarýný ýssýzlýðýn rengine gün eskir, gece aðlar acýlarsa kördüðüm müphemlere dökülen hýçkýrýðýn rengi ne?
Ah Leyli! ay ýþýðýndan habersiz hüzünler derlemiþtim umudumu yýrtýnca yoruldum demelerden öykü þefkatinde deðil, sürgün tadýnda sýr tut ki inat etmiþtim, tut ki hiç sevmemiþtim hasretinin kýskacý sol yanýmdan ýsýrýr...
Sosyal Medyada Paylaşın:
Ömer Hüdayi Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.