her insan arkasýnda bir hikaye býrakýr
kaldýrým kenarýndan akan su gibi sessiz
gök kubbenin üstüne çöktüðü aðýr bir sis gibi
yaðmurun sesi gibi
avuntusuz
üzüntüsüz
hayatýn bize sunacaklarýný
bizden götüreceklerini geceler boyu düþünsek de
bu yüzden çok uykusuz gecelerimiz olsa da
Ýçimizdeki þiddetli fýrtýnayý dindiren
bizi sakinleþtiren tek þeydir
ölüm
bir kuþ gibi uçup giden ömrün
kim bilebildi ki kýymetini ?
sanki hiç ölmeyecekmiþ gibi tutunduðumuz
bu dar-ý dünyada
yaklaþmakta olan saati kim duyabildi ki ?
suskunluðumuz çoðu kez
canýmýzýn çok yandýðýný söyler
yaralarýmýzý ortalýða sermeden
kimseye göstermeden
ihanetleri söyler
göðsümüz her daraldýðýnda
ölümü söyler
kimsenin birbirine dokunamadýðý
yaklaþamadýðý, kucaklaþýp sarýlamadýðý bir zamanda
hareket halinde olan tek þeydir aslýnda ölüm
hiçbir sözün yetmeyeceði
ne söylenecekse teselli olmayacaðý
bir halden baþka bir hale geçerken seslerin çýkmayacaðý
çaresizce kalplerimizden geçirdiðimiz tek þeydir
çoðu dostlarýmýz
baþýboþ bir ýssýzlýða çekildiler
sükut içinde
yeniden geldikleri yere döndüler
sustular
susarak
geçmiþin sesini var gücüyle silip süpürdüler
güzel insanlarýn yüreði acýrmýþ aslýnda
yokluktan, geçimsizlikten çaresizlikten
birkaç damla yaþ yüzüne düþtüðü zaman
katlanýrsýnýz çoðu kez suskunluðunuza
kendinize
bir insaný sustuðu yerden tanýyabilirsiniz
acýsý yoksa insan dediðiniz ne iþe yarar ?
içiniz de fýrtýnalar koparan sert rüzgarlarýn
gül bahçelerini daðýtarak kendini göstermesi gibi
aklýnýz, fikriniz tarumar edildiði vakit
dua etsen ne çare
af istesen ne yazar
defterler dürülmüþ
hesap görülmüþ
ve süre bitmiþtir artýk
hep uzak olan biz deðil miyiz
her gün bir kapýya uðrayan ölüme
ölüm yeniden doðuþtur aslýnda
ölümü zevk bilenler için
yüce Dost’a dönüþtür
çünkü
öldüren O
dirilten O
redfer