BUNLARI BİLİYOR MUYUZ?
vatan sevdalýsý,
yorgun ama cesur bir savaþçý.
ümidi keskin bir kýlýç,
korku yok alfabesinde,
ve gözlerinde.
dedi; sevgiyle kardeþçe,
eþitlikle yaþayýn barýþ içinde,
özgürce,
cumhuriyetin gölgesinde.
Atatürk önderliðinde, düþmanýn saldýrýlarý karþýsýnda ya var olma ya da yok olma mücadelesinde zor þartlar altýnda Kurtuluþ savaþýný kazanarak gücünü gösteren Türk milleti, Ankara’da 23 nisan 1920’de TBMM’yi açmýþ, 29 Ekim 1923 yýlýnda da Atatürk önderliðinde Cumhuriyeti ilan etmiþtir.
Atatürk ölmeden önce yurdun farklý yerlerine çeþitli ziyaretler yapmýþtýr. 8Mart 1930 tarihinde Ýzmir’ den Antalya’ya ziyarete gelmiþtir.
O gün coþkulu bir karþýlama töreni yapýlarak köþke geçildi. Köþkün önünde biriken halkýn bitmeyen sevgi gösterileri , hoþ geldiniz, sefalar getirdiniz nidalarý göðü kaplýyordu. Atatürk balkona çýkarak halký bir kez daha selamladý. (bu gün Atatürk müzesi olarak kullanýlan eski öðretmenevi karþýsýnda, Karaalioðlu ya da diðer ismiyle Karaoðlan parký giriþindeki köþk)
Daha sonra karadan bugünkü Lara yolu üzerinde Rumkuþ mevkiine gidildi. Atatürk oradan denizi, karþý sahilleri, karla örtülü Beydaðlarý’ ný uzun uzun seyretti ve “Hiç þüphesiz ki Antalya dünyanýn en güzel yeridir” dedi. Bulunduðu yerin adýný sorduðunda “Rumkuþ” olduðunu öðrenince Türk topraklarýnda Türkçe adýn olmasý gerektiðini söyleyerek adýnýn “Erenkuþ” olarak deðiþtirilmesini istedi.
09 Mart 1930 tarihinde Pazar günü öðleye doðru tarihe ve eski eserlere son derece önem veren Atatürk Serik, Büyükbelkýs Köyü’ndeki Aspendos Antik Tiyatrosunu görmeye gitti. Serik ve Belkýs’ta toplanan halkýn sevgi gösterileri arasýnda Aspendos’ a ulaþýldý. Tiyatronun önüne Yörük çadýrý kurulmuþ, her taraf bayraklarla donatýlmýþtý. Tiyatro, Antalya Müzesi Müdürü Süleyman Fikri Bey’in rehberliðinde gezildi. Atatürk tiyatronun dünyadaki benzerleriyle karþýlaþtýrmasýný yaparken Sanat Tarihi ve Arkeoloji alanýnda sahip olduðu engin bilgilerini ortaya koyuyordu. Aspendos Tiyatrosunun derhal onarýlarak ziyarete açýlmasý için direktifler verdi. Burada temsiller, konserler, güreþ müsabakalarý düzenlenmesi talimatýný verdi. Halk Ata’mýzýn onuruna oyunlar oynadý, türküler söyledi.
Atatürk, vatan için mücadele eden, nereli olursa olsun er de olsa asla onu asla unutmaz ve ziyaret eder, minnetini, þükranýný, sevgisini gösterirdi. Savaþ bitmiþ, uzun zaman geçmiþ olmasýna raðmen silah arkadaþý er deveci Hüseyin’i sormuþ ve Sarýabalý köyünden Hüseyin’i bulup getirmiþler. Karþýsýnda paþasýný gören Hüseyin asker selamýný vererek, hoþ geldiniz der, öpmek için Atanýn ellerine sarýlýr ikisi de milli mücadeleyi, kurtuluþ savaþýný hatýrlar ve ikisinin de gözleri dolar. Üstü baþý eski ve yamalý olan Hüseyin’in halini hatýrýný sorar, keçilerinin olduðunu çobanlýk yaptýðýný söyler. Ata bir isteði olup olmadýðýný, kendisine maaþ baðlanmasýný teklif ettiðinde, Hüseyin; Paþam ben vatan vazifemi Allah rýzasý için yaptým, bir bedel istemiyorum, sadece sizin saðlýðýnýza duacýyým der.
Atatürk, yanýndakilere dönerek; bu gönlü tok, vatan sever, ahlaklý, cesur, dürüst Türk evlatlarý olduðu müddetçe dünyada yenemeyeceðim hiçbir güç ve devlet yoktur, hepsini yenerim der.
"Ey aðalar beyler, Toroslara çýkýn bir bakýn. Nerede kara bir Yörük çadýrý görürseniz, dumaný da tütüyorsa dünyada hiç bir güç bizi asla yenemez" demiþ Atatürk. Bu sözüyle Türk milletinin tarihi bilincini asla kaybetmemesini, aksi durumda yabancý hayranlýðýnýn, kendi kültürümüzü küçümsemenin bir gün Türk milletini felakete sürükleyeceðine iþaret eder.
Atatürk’ün Havran’ý ziyareti sýrasýnda bir olay gerçekleþir.
Seyit Onbaþý, köyüne döndükten sonra, daðdan topladýðý odunlarý satarak hayatýný kazandý. Odun kömürü yaptý, sattý. Daha sonraki yýllarda yaþlanýp tomruklarý derelerden çýkaracak takati kalmayýnca Havran’da bir zeytinyaðý fabrikasýnda hamallýk yaptý.
Çanakkale’deki kahramanlýðýndan hiç söz etmedi. Kimse onun Çanakkale Kahramaný Koca Seyit olduðunu bilmedi.
Taa ki, 9 Þubat 1923 günü, Mustafa Kemal Paþa’nýn, Edremit’e giderken uðradýðý Havran’da, Kaymakam’a,
“Burada Çanakkale kahramaný Seyit Onbaþý olmasý lâzým; onu bana bulun” diye soracaðý zamana kadar!..
Mustafa Kemal Atatürk, Edremit Kaymakamý’na (o zamanlar Havran, Edremit Kaymakamlýðý’na baðlýydý), Koca Seyit’i tanýyýp tanýmadýklarýný sorar, tanýmadýklarýný anlayýnca çok üzülür.
Onu bana bulun, sizinle tanýþtýrmak istiyorum. Yaptýðýnýz, milletin kahramanlarýna vefasýzlýktýr. Kendisini tanýyýn ki, bu topraklar üzerinde yaþamanýn bir bedeli olduðunu bilesiniz” der.
Kaymakam, hemen Koca Seyit’i buldurur. Seyit’in üstü baþý periþandýr. Kaymakam, kendisinin bir takým elbisesini giydirdikten sonra, Koca Seyit’i Mustafa Kemal Paþa’ya çýkarýr.
Kemal Paþa ;
-Koca Seyit evladým.
Koca Seyit;
-Emret Komutaným, hoþ geldiniz, sefalar getirdiniz.
-Tek baþýna nasýl kaldýrdýn o koca mermiyi?
-Ýþte !.. Allah’ýn izniyle oluverdi Komutaným. Sanki mermi ufacýk bir çam tomruðu gibi geliverdi.
-Peki, sen Komutanlarýndan hiçbir ödül kabul etmemiþsin, varlýklýda deðilmiþsin, acaba nedendir?
– Olsun Komutaným. Memleketimize kýrk yýlýn baþý bir iþ, bir hizmet yaptýysak, hemen ödül, mükafat mý olurmuþ. Ben ne yapýverdiysem Al sancaðým için, vataným için yapýverdim Komutaným!
Mustafa Kemal Atatürk, Koca Seyit’i görmekten çok memnun olmuþtur. Ancak, üzerindeki elbisenin kendisine ait olmadýðýný öðrenince, ona maaþ baðlatmak ister.
Koca Seyit,
“Paþam, geldiðini duyunca çok sevindim, beni aradýðýný duyunca dünyalar benim oldu. Paþam, ben vücudumu devlete satmam, vataným için ölürüm ama bu maaþý kabul edemem. Ben ormandan kestiðim aðaçlarý satýp geçimimi saðlýyorum, bana ormancýlar engel olmasýnlar yeter” der.
Yoksul ama onurlu hayatýný sürdüren Koca Seyit, 1934 yýlýnda Soyadý Kanunu çýkýnca, “Çabuk” soyadýný alýr..
1939 yýlýnda, daha 50 yaþýndayken, ciðerlerinden rahatsýzlanýr, kýsa süre sonra da hayatýný kaybeder.
Ölümünün üzerinden yýllar geçtikten sonra, köyüne adý verilir ve köy, “Seyit Onbaþý Köyü” adýný alýr. Köy meydanýnda adýna bir park yapýlýr.
Atatürk, Koca Seyit’e ’Büyük kahramanlýk yaptýn Koca Seyit. 276 okkalýk top mermisini kaldýrýp bugün belki Çanakkale Savaþý’nýn seyrini deðiþtirip ayakta durmamýzý saðladýn. Kahramanlýðýnla çok büyük iþ yaptýn’ der. Kendisine maaþ baðlatmak istemesine raðmen Seyit Onbaþý ’görevini yerine getirdiðini’ belirterek bunu kabul etmez."
Atatürk ; bu gönlü tok, vatan sever, ahlaklý, cesur, dürüst Türk evlatlarý olduðu müddetçe dünyada yenemeyeceðim hiçbir güç ve devlet yoktur, hepsini yenerim der.
Araþtýrýp Yazan Orhan ÞENTÜRK
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.