dalga sesleri cama vuruyor
vapurun buðulu penceresine adýmý yazýyorum
elimde bir simit
bir bardak çay
hülyalara dalmýþým
deniz mavi
deniz sonsuzluk
denizin melodisi
denizin sesi
bir martý sürüsü
kýzýlca çýðlýklar öksürüyor
köpürüyor derya
rotasý meçhul bir sefere çýkýyorum
üç vardiya nöbetlerdeyim
boþluða düþüyor suskum
hýfz arþivime doluyor güneyden bir esinti
puslu bir havada sürükleniyor gemim
þehrin üstüne çöküyor sis
ay ve yýldýz kanat çýrpýyor baþýmýn üstünde
bir o tarafa bir bu tarafa sürükleniyorum
sulara gömülen adalar gibi
ayýn þavký vuruyor
parýltýlar dönüp duruyor civarýmda
keman çalýnýyor kýz kulesinin dibinde
ciðerime doluyor üsküdar naðmeleri
arzular gökyüzü griliðinde
bodoslama bir gök gürültüsü
iniyor ruhumun derinliðine
üþüyor akþam üstü
yorgun sözcükler beynimde zonkluyor
dönüyor gemi pervaneleri
beyaz köpüklere boðuluyor deniz
gece gündüz
yirmi dört saat
semanýn ýþýklarý sönüyor bir bir
arazi þimþekler çakýyor ard arda
sarsýlýyor tepeden týrnaða bütün cihetler
koca boþluk çöküyor üzerime
içimin kýrýlma noktasýndan
hýzla akýp gidiyor
efkarýmýn buðusu tütüyor
eski bir gemide sabahý bekliyorum
bir deniz ülkesinde
kopuyor nuh tufaný
korsan bir gök gürültüsü
umutlarýmý alýp götürüyor
redfer