Dört bin yıllık dua

Tanrý’m!.
Beni yavaþlat.
Aklýmý sakinleþtir, kalbimi dinlendir…
Zamanýn sonsuzluðunu göster,
Lütfen þu telaþlý hýzýmý dengele…
Günün karmaþasý içinde bile bana
Ebedi yaþayacak tepelerin sükunetini ver.
Sinirlerim ve kaslarýmdaki gerginliði,
Belleðimdeki akarsularýn melodisiyle yýka,
al götür.
Uykunun o iyileþtirici gücünü tadmama izin ver…
Bir çiçeðe bakmak için yavaþlamayý,
Güzel bir köpek ya da kediyi okþamayý,
Güzel bir kitaptan birkaç satýr okumayý,
Sakinleþerek balýk avlayabilmeyi,
Hülyalara dalabilmeyi öðret bana …
Her gün nefsime kaplumbaða ile tavþanýn masalýný hatýrlat.
Hatýrlat ki yarýþý her zaman hýzlý koþanýn bitirmediðini,
hayatta hýzý arttýrmaktan daha önemli sýrlar olduðunu unutmayayým…
Heybetli meþe aðacýnýn dallarýndan yukarýya doðru bakmama yardým et.
Yardým et ki,
Kaderimin yýldýzlarýna doðru daha olgun,
Daha saðlýklý daha mutlu olarak yükseleyim.
Ve hepsinden önemlisi…
Tanrý’m !
Bana deðiþtirebileceðim þeyler için CESARET,
Deðiþtiremeyeceklerim için SABIR,
Ýkisi arasýndaki farký bilmek için AKIL
Aþkýn büyüsünden körlüðünden koruyacak YARENLER ver…


(HiTiTLERiN M.Ö.2000 YILINDA Ki DUVAR YAZISINDAN ALINMIÞTIR.)
Sosyal Medyada Paylaşın: