Ey Diyarbekir Diyarbekir 19
İhalil
Ey Diyarbekir Diyarbekir 19
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Sende yaþamak, sende ölmek, benim için en büyük sevinç ve neþe kaynaðýdýr.
Peygamberlerinle, Nebilerinle, Sahabelerinle komþu olmak, en ali yaþam baðýdýr.
Üzerine yazýlmýþ, þarký ve türküleri dinleyerek, tam makamýnda söylemek ise,
Sadece ve sadece caný gönülden sana sevdalý olanlarýn harcýdýr.
Sanat þaheseri on gözlü köprüden, kýrklar daðýnýn düzünü seyretmek, ayrýcalýktýr.
Sende yaþayýp, sana hainlik edenler ise zalim oðlu zalim kancýk oðlu kancýktýr.
Kim, lezzet abidesi aþýný ekmeðini yemiþ ve hamravat suyundan kana kana içmiþse,
Adýn konuþulduðunda, seni mert ve babayiðitler gibi savunmamýþsa, kaný bozuktur.
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Dünya mirasý hevsel bahçelerinde, tavþan kaný ikindi çayýný yudumlarken, kalmaz bedende yorgunluk
Birbirlerine namuslarýný teslim eden komþular arasýnda, olmazdý hiç bir an kýrkýnlýk ile dargýnlýk.
Fakirlik yoksulluk vardý ama herkes karýnca kararýnca kýt kanaat helal geçinirdi,
Ýnce uzun tertemiz sokaklara, yaðmur yerine saðnak saðnak yaðardý sanki huzur ve mutluluk.
Dünyanýn beþinci mabedi camii Kebirde, her vaktin namazýnda vardýr birden fazla veli.
Yüzde yüz Diyarbekir’in velisi olan Aliþan a insanlarýn çoðu bilmeden derdi deli.
Yazýn kavurucu sýcaklarýnda, gözümüze uyku girmezdi, boncuk boncuk terlerdik.
Ancak ve ancak uyurduk, yorgunluðumuz giderdi, esince seherde sepserin meltem yeli.
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Gölgesi gür asýrlýk çýnar aðaçlarýnýn altýnda, güle oynaya kardeþçe, þen þakrak eðlenirdik.
Komþularýmýzýn mutluluðuyla mutlu olur, üzüntüleriyle de üzüldükçe üzülürdük.
Ayrýmýz gayrýmýz yoktu asla. Ana, baba, bacý, kardeþ, teyze, hala, dayý, amca iç içe ayný evlerde,
Caný gönülden seve seve, yardýmlaþarak namus ve þerefimizle kemlik nedir bilmeden yaþardýk.
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Çocukluðumu, gençliðimi özlemiyorum dersem, vallahi haddinden fazla yalan söylemiþ olurum.
Gerçek bir Diyarbekir’liye kötü bir laf söylendiðinde, kavgayý sevmediðim halde, belki onu vururum.
Misafirini evinin en üst köþesinde aðýrlar, yoksa dahi bulur getirir, en leziz aþlarla karnýný doyurur,
Diyarbekir’li candýr, canandýr sevdadýr ve kavurucu sýcaklarda Diyarbekir’li hararet giden buz gibi sudur.
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Karacadað eteklerinde, kýldan yapýlan çatýrlarda, yaþamanýn keyfi bir baþkadýr anlatýlamaz.
Þerefi, namusu, vicdan ve merhameti olan, seni hiçbir yerde kötüleyemez.
Helal süt ile emzirilmiþ, fikri güzel, gönlü güzellerin nazarýnda, sen yalancý cennetsin.
Yâd ellerde her akla geldiðinde, mert ve delikanlýlýðýn, namus abideliðin anlatýlmakla bitirilemez.
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Adlarý tarih sayfalarýna, altýn harflerle yazýlmýþ, onlarca þair, onlarca yazar doðmuþ ve yaþamýþtýr.
Sen, seni içten sevenlerinin hiçbir zaman, sevda pýnarlarý þarýl þarýl akarken, bendini aþmamýþtýr.
Her metre karende, buram buram medeniyetlere beþiklik etmiþ insana huzur veren, kokun vardýr
Senden ayrý yaþadýðýmda, gözlerim dolar, sana sevdalý gönlümü sýkýntý kaplar, daraldýkça daralýr.
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Urfa kapýsýndan, Mardin kapýsýndan, Dað kapýsýndan, her gelip geçtiðimde bahtiyar olurum.
Kalmaz gönlümde gam ve kasvet keder ve çile en ala neþe ve mutluluklarla, doldukça dolarým.
Sen olmazsan olmaz, sensiz yaþamak zül olur bana, firakýnda derinden nefes alýp veremem,
Sen, sana sýrýl sýklam sevdalý gönlümün ziyasý, sen hayata baðlýlýðým ve en mutlu yarýnlarýmsýn.
Ey Diyarbekir Diyarbekir!
Sen, otuz altý yýllýk eþime olan sadakatim, helal lokmalarla çocuklarýmýn karýnlarýný doyurduðum taamlarsýn.
Yorulmak nedir bilmeden, gönül asumanýmda uçan, özgürlük si mgesi bembeyaz güvercinlersin.
Üç tarafý denizlerle kaplý, bu yalancý cennet ülkemin, kýyamete kadar dalgalandýkça dalgalanan,
ve al kýrmýzý rengini, þehitlerimizin kanýndan alan, ay yýldýzlý bayraðýsýn.
29/Haziran/2021
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.