kendime sözümdü
gar sancýsý çekmiþ soðuk ve yabancý
bir insan ýrký önünde yüzümü doðuracaktým
ve doðurdum
makamlar bir bekçinin düdüðüne toparlanýp
dur diyordu
duramýyordum
durmak ýsýrýyordu topuklarýmý
ve peronlar adýmlarýmla çoðalýrken
fikrimde kalabalýk bir yolcu endiþesini
inþa ediyordum kendime
dizlerimin baðlarýný kirpiklerimle oynatýp eðlendiriyordum korkularýmý
saçlarý daðýnýk bir ülkenin kalbini toparlayýp geçiyordum
ve benimle birlikte geçen bir þeyler daha vardý
varlýk ve benlik sorgusundan diri kurtulanlar gibi
sonra þehirleri kovalayan aðaçlarýn yapraklarýný çalmaya baþladým
kendime çalýnmýþ gibiydim
hat sýnýrlarý belirginleþtikçe
týrnaklarýmýn altý terleyip
tahmini bir sonu anýmsatýyordu bana
inancýný yitirmiþ bir kabile gibi durdum
duruyordum
sonra
durduklarýmý sayýp, sayýp
parmaklarýma astým
parmaklarým,parmaklarým
evet
onlarla yüz yüzeydim
durdum mu durmadým mý
anýmsýyor gibiyim durduðumu
Kesin durdum
çünkü daha önce hiç bu kadar kalabalýk durduðumu hatýrlamýyordum
parmaklarým evet parmaklarým
onlarla yüz yüzeydim
durmuþtum
boyuma sataþan bir yüktü rüya
oysa bir bavuldan fazlasý deðildi dünya
dolmuþtum