Anlatýlana göre Marko Paþa, Sultan Abdülaziz zamanýnda yaþamýþ ünlü bir Rum hekimmiþ. Ayný zamanda devletin bürokratik kademelerinde de bulunmuþ. Marko Paþa halk arasýnda çok kýsa sürede ünlü olmuþ çünkü kimseyi baþýndan savmaz, herkesin derdini uzun uzadýya dinlermiþ. Ama gel gör ki halk çözemeyeceði dertleri de kendisine getirir olmuþ. Hatta gün gelmiþ hastalýk dýþýndaki sýkýntýlarý da paþaya taþýmaya baþlamýþlar.
Marko Paþa’nýn gönlü kapýsýna geleni baþýndan göndermeye hiç razý olmazmýþ. Karþýsýndakine derdini çözemeyeceðini de söyleyemezmiþ. Derdi dinler dinler, hastanýn konuþmasý bitince, “Anladým anladým, ama ne?” diye sorarmýþ. Hasta da þaþýrýrmýþ tabii. Baþlarmýþ baþtan anlatmaya. Yine anlatýr, anlatýr, lafýn sonu gelince ayný tepkiyle karþýlaþýrmýþ: “Anladým anladým, ama ne?”
Üçüncü anlatmadan sonra paþa yine ayný tepkiyi verince karþýsýndaki çaresiz kalýr, en sonunda pes eder, evine geri dönermiþ. Kýsa zamanda Marko Paþa hekimliðiyle deðil de hiçbir þeye çözüm bulmamasýyla anýlýr olmuþ. Ýnsanlar o günden beri çözülemeyecek bir iþle karþýlaþtýklarý durumlarda “Derdini Marko Paþa’ya anlat” diyerek konuyu kapatmaya baþlamýþlar.
Ýþte böyle, alt yaný çýkmaz sokak olan, bir itin öteki ite, onun da kuyruðuna buyurduðu, içinden çýkýlmaz durumlar için kullanýlýr bu deyim.
Sosyal Medyada Paylaşın:
YUSUF ASIM Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.