Ya oğlan olur ya kız
Karýsý öðlen vakti azýðýný götürüyor.
Adam karýsýna ’ Etraf yabancýyla dolu
yalnýz baþýna buralara, der,
Karýsý ’Ee ne olur beni mi yerler
Kocasý kýzarak ’Ya kendini bilmezin biri
baþýna çökerse ne olacak,
kadýncaðýz, ’ne olacak ya oðlan olur ya kýz
adam ayaða kalkar kadýn kaçar...
_ Dayý oðlu hele þunu bir daha anlat demekten kendimi
alamýyorum Çaylar yenilendi, keyfimiz katmerlendi.
-Vallahi diye baþlýyor, bizim köyde bildiiniz felan var ya..
-Aþaðýda deðirmenin orada tarlasýnda çalýþýyor,
Karýsý da öðlen vakti azýðýný götürüyor. Adam karýsýna
’etraf yabancýyla dolu üstelik ana yoldur yalnýz baþýna
buralara... Kadýncaðýz;
-Ee ne olur benimi yerler
Kocasý kýzarak
-Ya kendini bilmezin biri baþýna çökerse ne olacak, deyince kadýn
- Ne olacak ya oðlan olur ya kýz olur demesiyle
adam ayaða kalkar kadýn kaçar...
Þubat baþlarý - henüz virüs saldýrýsý olmayan-
Emekli Eðitimci kardeþim Ýsmail Hocanýn Natoyolu Cad.
giriþinde Saðlýk Ocaðý karþýsýnda küçük marketindeyiz.
Komþu köyden dayý zadelerden hoþ sohbet - o da
bizim gibi emekli - Mehmet olmak üzere sohbetteyiz.
Soba yanýyor çay demleniyor Keyfimize diyecek yok.
Tahmin edileceði üzere çoðunlukla anýlardan dem vurulur
bu gibi ortamlarda. -emekliyiz ya- Bugün dayý oðlunun
günüymüþ gibi daha çok o anlatýyor çocukluðundan
çobanlýk iþçilik anýlarýndan anlattý da anlattý. O anlattýkça
biz gülüyoruz, biz güldükçe ilgi duydukça o iþtahlanýr ki
sormayýn. Dedik ya hoþ sohbettir dayý oðlu
Mehmet.
Anlattýklarýndan en çok güldüðümüz bir köy anýsýydý.
Toplumumuzda hep nüktedan, her hal ve hareketine
konuþmalarýna gülünen birileri bulunur bilindiði gibi,
- Eee ne de olsa Nasrettin hocanýn kültürel torunlarýyýz-
Hele anlattýklarýndan bire hem çok gülmüþ hem anlamlý ve
manidar bulmuþ olduðum biri için
_ Dayý oðlu hele þunu bir daha anlat demekten kendimi
alamýyorum Çaylar yenilendi, keyfimiz katmerlendi.
-Vallahi diye baþlýyor, bizim köyde bildiiniz felan var ya..
-Aþaðýda deðirmenin orada tarlasýnda çalýþýyor,
Karýsý da öðlen vakti azýðýný götürüyor. Adam karýsýna
’etraf yabancýyla dolu üstelik ana yoldur yalnýz baþýna
buralara... Kadýncaðýz;
-Ee ne olur benimi yerler
Kocasý kýzarak
-Ya kendini bilmezin biri baþýna çökerse ne olacak, deyince kadýn
- Ne olacak ya oðlan olur ya kýz olur demesiyle
adam ayaða kalkar kadýn kaçar...
Þimdi, sabah sabah bu da nereden geldi aklýma derseniz.
Tv.lerde günlerdir anlatýlan conor - 19 saldýrýsý ve
çýkarýlan infaz tahliye kararýndan geldi aklýma.
Öðle ya ’ ya oðlan olur ya kýz’ dediði gibi kadýnýn.
Virüs saldýrýsý kapýya dayanmýþ, ateþ bacayý sarmýþken
kimilerine açýp kimilerine kapýyý açmamak onlarý açýktan
ölüme terk etmekten yani , cinayetten bir farký var mýdýr.
Dedik ya, olacaklar olanlardan bellidir.
Perþembenin geliþi çarþambadan bilindiði gibi.
Bu hatayý sade bu iktidar deðil geçmiþ tüm iktidarlar bu yanlýþý
yapmýþlardý.
En adi iðrenç suçlarý iþlemiþ olanlarý býrakýp sade bir düþünce
yazýsýndan sözünden dolayý içeride tutmak, sosyal ve siyasal
yanlýþlýktan öte suçtur, suçluluktur hep olmuþ olanlar.
Aslýrda, olan, bu suretle tutulan kiþi
mahkum edilen düþüncedir, düþünce.
Kimseler ne hasmým ne hýsýmýmdýr.Bir insan olarak
Düþünmekten kendimi alamýyorum. hepsi bu.
Yarým yamalak hir hukukçu olarak bir ömür merkep deðil
hukuk üzerine yazýlmýþ mürekkep yalamýþ biri olarak
biliyor ve diyorum ki:
Suçun ana unsuru kasýttýr
Düþünce insana verilmiþ birnimet bir ayrýcalýk bir üstünlüktür
Hep geliþmeye çapýný geniþletme yeteneði ile donatýlmýþ
sanrýsal deðil Tanrýsal bir güçtür.
Düþünce ne zaman suç olur topla tüfekle saldýrýya geçildiði zaman
- hep olduðu gibi- olur. O da zaten düþünce deðil hýrstýr,kindir
akýldan düþünceden baþka her þeydir.
Kastýn düþünülen düþmanlýðýn icraatý için gerekli suç alet ve edavetini
temin etmetir bu da yetmezmala can iktidara kurulu düzene yönelik saldýrýdýr
Fiili saldýrý olmalý, ya da bu hususta yeterli neden ve materyalin bulunmasý
gerekir.
Yani sadece eleþtiriden, görülenyanlýþý yazmak söylemek, beðenmemekten
ibaret olan düþünceler asla suçun unsuru olarak kabül edilemez, düþünülmemesi
gerekir. Aslýnda suç olan onu suç olarak görmektir.
Sýrf düþünmek düþünceyi söylemek yazmak suç olmayýp bunun da yasal haklardan
olduðu, yasal güvence ve teminat altýna alýndýðýdýr Tüm dünya temel yasalarýnda artýk
bu ilke, yaþam hakký gibi yer almaktadýr , artýk günümüzde,deðilse bile olmasý
gerekir diyorum.
Ve diyorum ki konumuz olan düþünceyi söylemek yazmak hakkýna gelince
Bu hak yasal temel hak kim içindir. Söyleyen yazannýn þahsý için mi. Baþka anlatýmla
kim için söylemiþ, kim için yazmýþ , neden buna gereksinme duymuþ acaba, diye
kendi kendimize hiç mi düþünmedik. Düþünmedik olur mu. .Ama nevsimiz,
hýrsýmýz kinimiz, saltanatýmýz ne diyor, ne demiþ insanlýk tarihi boyunca kitleleri peþine t
akýp kurbanlýk kuzular , koçlar gibi götürmediler mi.
Ýþte ne yazýk ki bu ikinciler hep öne çýkmýþ, ’ Demoklesin kýlýcý gibi’ diðerlerinin baþýnda,
ensesinde sallanýp durmuþtur siyasal tarihleri boyunca toplumlarýn.
Tekrar konumuza dönecek olursak: Düþüncenin yaþam hakký gibi temel haklardan
sayýlýp yasal teminat altýna alýnmasý öyle kolay kolay elde edilmiþ bir hak olmadýðý gibi
halen de tam anlamýyla varýlmýþ bir sonuç olduðu da söylenemez.
Kim yasalarda var olduðu kadarýyla
Kim için þahsýn kendisine tanýnmýþ bir ayrýcalýk olmasý için midir?
Yoksa toplumun duyma bilme öðrenme, bu suretle bilgisini sosyal siyasal
kültürünü geliþtirmekle bilgiden bilinç aþamasýna gelmek düþüncesiyle mi?
Hayvanda da akýl var alýþkanlýklar var ama mantýk idrak yani bilinç bulunmaz.
Ýþte insaný hayvandan farklý kýlan budur. Bilgi birikimiyle düþüncenin bir üst basamaðý
olan bilince eriþmek. Yeni yeni buluþ ve icatlarla geliþtirilen teknolojiyle yaþam seviyesini
daha yükseltmektir. Maðara devrinden uzay çaðýna yaradýlýþýn sýrrýlarýndan olan gen
genetik daha nice ince bilim çaðýna gelinmesini yine sosyal siyasal bilgi birikimiyle
varýlan aþamalardýr.
Baþa dönecek olursak
Düþünce düþünce
illaki özgür düþünce
Ýlla ki düþüncenin yazýlmasý konuþulmasý
Eleþtirilere geniþ ve kulak verici olunmasýyla olur. an
Bunun yani düþüncenin nimetlerinden yararlanmak düþüncesidir.
Ýnsanýn durmadan düþünce yeni yeni düþüncelerinin dinamizmi yine
insanýn kendisi içindir.
Yasal teminat altýna alýnan iþte budur . Nedir bilgi birimiyle bilinç oluþumudur.
Bilinç birikimleriyle toplumlarýn yani toplum içinde yaþýyan üretici beyinin
üretiminden nimetinden yararlanacak olan toplumunyaný sýra toplumun bir ferdi olan þahsýn ( mucidin) kendisidir.
Mahkum edilen budanan iðdiþlenen kýsýrlaþtýrýlan düþüncedir. Toplumun nimetlerinden yoksun býrakýlan düþüncedir, üretici güçtür, orada saklý olan gizemli YARATICI gücün kendisidir.
Tekrar baþa dönecek olursak:
Toplumlarýn sosyo ekonomik siyasal teknolojik aþamalar anca böyle oluþur.
Yani düþünceyle, üretici düþünceyle.
Ýþte toplumun geliþimi yaný daha üst seviyelerli yaþam koþullarý ve geleceði için
düþüncelerini mahkum etmek iðdiþlemek kýsýrlaþtýrmak yerine tersine desteklemek gerekir,
Destek olamýyorsak hiç olmazsa köstek olmamalý,dünyamýz genelinde bu böyle olsa gerek.
Bunun günümüzdeki en güzel en canlý örneðini Orta Doðu halkýnýn yerinden yurdundan býkýp
yani çekilmez olan yaþam koþullarýndan kurtulmak için ölümü evet ölümü göze alýp
çoluk çocuk yollara revan olup batýya kendi toplumundan daha ileri yaþam seviyesinde olan
batýya hen de gavur kafir küffar dediði daha doðrusu öyle þartlandýðý batýya sýðýnmaya can
atmalarýnýn nedeni yine bu deðil mi Yani düþünceye tahammülsüzlük deðil mi!
Yoksa yine mi yanýlýyorum!
Peki hem gavur deyip dýþladýðýmýz hor gördüðümüz ama sosyal siyasal kültürel hatta inanç
bizden çor daha ilerimizde olduklarý gerçeðine (seviyesine) batý nasýl geldi. Nasýl gelebildi.
El cevap Düþünce düþünce özgür düþünce
Düþüncenin özgürce konuþulmasý, yazýlýp çizilmesinden baþka nedir,ne olabilir ki.
EN canlý tutarlý inandýrýcý kanýtý da;
Rönesans denen bir nevi yeniden doðuþ denen kabuðunu yýrtan kültürün yani özgür
düþüncenin ýþýðýný nan-ý nimetleri deðil midir
Yanýlýyor muyum!
Ýþte toplumlar arasýndaki farkýn nedeni budur bunda aranmalý.
Doðudan batýya ölüm pahasýna göç akýmlarýnýn nedenleri yani temelinde
yatanýn yýllar ve asýrlar boyu insana , insanýn yaþam hakkýna, insanýn emek alýn teri ve göz
nuruna olan bakýþ ve yaklaþým ve anlayýþ ve saygý ve hukuki teminatlar kurallarýna olan
farklýlýklar deðil midir.
Baþa dönelim batý dediðimiz hem ötelediðimiz hem külüne -nimetine ýþýðýna gücüne muhtaç
olduðumuz için oraya koþuþtuðumuz hýrýstýyan aleminin yukarýda sözünü ettiðimiz gibi
rönesans denen kültürel devrimden önce bin yýl evet en az bin yýl yaþamýþ olduðu
dönemden sonra özgür düþüncenin özgürce konuþulmasý yazýlýp çizilmesiyle
varýlan kültürel aþamada batýnýn insanlýk olarak bir kaybý oldu mu ? Asla! Olduysa
neden peþinde koþuyor koþturuyoruz ki.Kendi üstün gördüðümüz din kardeþi onca petrol hazineleri üstünde keyif çatan devletçikler var iken ar iken. Deðil mi?
Onlar yani hýristiyan tomlumlar da uzun süre kargaþa yaþayýp mezhep denen üç büyük kola ayrýlmýþlar ayný kitaba baðlý olduklarý halde inançta yorumda bazý farklý düþünceler le ( mezhep) oluþmuþ ve yaþanmýþ bir gerçek olduðu gibi sonunda ve halen birbirlerine yani biri diðerinin inaançsal farklýlýðýna saygýlý ve hoþ görülü olduklarý da inkar edilemez bir gerçektir.
Ya biz de yani islam alemindeki durum nedir
Ýran Þiasýyla Arap Emeviyeliði ve Anadolunun aðzý var dili yok Aleviyle arap kültürü özentili fanatik
sun’i kesim arasýndaki çekiþmeye ( Allah tekrarýný yaþatmasýn) cinayetlerine ne demeli.
El cevap
Perslerle araplar arasýndaki üstünlük saðlama tarihi kökenli çekiþme yani tarihi þovenistlik kavgasýdýr tüm hýzýyla devam eden.
Anadolu da ise Anadolu’nun kendine özgü olgunlaþmýþ hoþ görü kültü ile araplarýn uzun süre egemenliðinde kaldýklarý Türklere karþý olan kinlerinden baþka bir þey deðildir.( okuduðum onlarca kaynak böyle der)
Yani Ýran Þia’siyla Arap Emevi’yesi arasýndaki inanç farký ve mücadelesi buz daðýnýn görünen kýsmýdýr.
Keza Anadolu’da da Aleviyle sun’i arasýnda asla ve asla bir düþanlýk yoktur. Olanlarýn altýnda ve temelinde yatan yine buzulun görünen ve kaþýnan kýsmýdýr. Külfette vergide askerlikte ve her türlü sýkýntýda birlik nimette mevkide makamda ihalelik iþlerde, giderek memuriyet sýnavlarýnda sözlü denen tezgahta el
-Yazýlda liste baþý olsalar da- ’haydý sen de...’
Bu gerçekleri göremeyenlere yani olacaklarýn olanlardan ya da olanlarýn olmuþlarýn sonucu olduðunu düþünemeyen düþünüp þu bu neden ve art niyet kýsa günün karý ayakta kalmanýn bastonu gibi düþünenlerin düþüncelerine acýrým
Baþa dönüyorum, bunun çözümü sanýldýðý gibi zor ve olmayacak þey deðildir.
Anahtarý Düþünceye saygýdýr hoþgörüdür
Tutuklanan görünürde kiþi ise de, aslýnda mahkum edilen düþüncedir ve toplumun bilme öðrenme
sorma hakkýný hakkýdýr. Bu bir kýsýr döngü gibi iktidarlarýn hamasi duygu edebiyatý ve yandaþ
destekçiliði nedeniyle olagelmiþtir hep siyasal tarihimizde.
Yakmaya yýkmaya yönelik olanlarý zaten düþünce hakký olarak görmüyorum,
görülmemesi gerekir diyorum.
Daha ne denir ki...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.