Mutlu Çocukluğum
Hayat izin vermedi çocuk kalmama,
Veya ben çocuk kalmayý beceremedim.
Keþke çocuk kalabilseydim…
O zaman bu üç günlük fani dünya, bana bu kadar zindan olmazdý.
Çocukken gülmek de çok güzeldi aðlamak da.
Elimin kiri, üstümün baþýmýn yýrtýk oluþu bile, bir baþka güzeldi.
Ekmek elden su gölden misali hayat, mutluluðun en alasýydý.
Karadeniz’de gemileri batmýþlar gibi kara kara düþünmek yoktu.
Yarýnlarýn gailesi de yoktu.
Salça sürülmüþ bir parça ekmekle iþtahlýca karýn doyurulurdu.
Aþk ve þevkle yediðimiz, bir salatalýðýn kokusunu, yüz metreden alýrdýk.
Karpitle patlattýðýmýz tenekelerin, metrelerce havaya fýrladýðýný görmek,
Biz çocuklarý haddinden fazla mutlu ederdi.
Birbirinden güzel, telden yaptýðýmýz arabalarý, renkli kablolarla süslerdik.
Hafif bir esinti olduðunda, uçurtmalarýmýzý çok yükseklere uçurturduk.
Uçurtmalarýmýz uçarken, keyfimize diyecek yoktu.
Uçurtmalarýmýzýn her bir köþesine bir buçuk vatlýk ampul yerleþtirir altý yýldýz konmuþ gibi
Geceleri ýþýl ýþýl yanar, sevinçten dört köþe olurduk.
Patika yollarda çevirdiðimiz çemberlerin, zevki anlatýlmayacak kadar muhteþemdi.
Çelik çomakla oynamak da, çok ayrý mutluluk veriyordu.
Boncuk boncuk terlemek de bu oyunun çok hoþ bir cabasýydý.
Bit pazarýndan aldýðým eski bisikletleri tamir edip, mahirce süsleyip tur atmanýn.
Neþe ve sevincini anlatmada ise kelimeler kifayetsiz kalýr.
Her bisiklette bir dinamo varken, biz dört dinamo takardýk ve
Geceleri ýþýl ýþýl olurdu. Herkes gýpta ederdi bizde mutluluktan dört köþe olurduk.
O günler her aklýma geldikçe keþke o yýllar hep öyle kalsaydý düþüncesi gelir aklýma.
Hevsel bahçelerinden satmak için aldýðýmýz kilolarca aðýrlýðýnda yaðlý marullarýn tadý lezzeti bir baþkaydý.
Komþularýn birbirine olan sevgi ile muhabbeti, sadakat ve vefalýlýlýðý anlatýlamazdý.
Komþu komþusuna namusunu teslim eder, gurbet ellerine giderdi.
Neþe ve üzüntüler seve seve paylaþýlýrdý.
Biz çocuklarýn, mutluluktan yanaklarý al al olurdu.
Yorulmak nedir bilmezdik.
Yemek asla ve asla seçmezdik.
Yemeklerimizin tadý ve lezzeti harikuladeydi.
Yazýn en sýcak günlerinde cici bici yapar satardýk.
Geceleri yataklarýmýz dama serilir, yýldýzlarý saymaya çalýþýrken,
En þirin uykulara dalar, uykudan uyanmak istemezdik.
Bazý þeyler anlatýlmaz anlatýlamaz ancak ve ancak yaþanýr.
Benim çocukluðum, yoksulluk içinde geçmiþ olmasýna raðmen,
Ben o çocukluðumu þimdi benim ben diyen en zengin ailelerin,
Çocuklarýnýn çocukluðuna deðiþtirmem.
Maharetli bayanlarýn,
Sabah namaz vaktinde, ince uzun sokaklarý, önce su serpip sonra da
Süpürülmeleri geliyor gözlerimin önüne.
Bir erkek sokaða girdiðinde, kadýnlarýn çarçabuk kendilerine çeki düzen vermeleri,
Ve bazýlarýnýn da saygý ve edepten dolayý hemen içeriye girmelerini hatýrlýyorum.
Ahhh ahhh ne güzeldi o günler!
Keþke çocukluðumun geçtiði o günlerdeki mutluluðun onda birini,
Tekrar yaþayabilseydim.
Keþke o günler bir daha geri gelseydi.
Zira her þeyde samimiyet, sevgi ve muhabbet vardý.
Komþular birbirlerine dönüþümlü olarak þahriye kesmeye giderlerdi.
Endamý güzel gelinlik kýzlar da, güzel giyinir süslenir, anneleriyle birlikte olurlardý.
Oðluna gelin arayan anneler de, gelin beðenmek için, ince eleyip sýk dokurlardý.
Gelinlik kýzlar, bu iþin bilincinde olduklarý için, oturup kalkmalarýna,
Söz hakký verildiðinde, konuþmalarýna azami özen gösterirlerdi.
Bazý adetlerin bilimsel açýklanmasý yapýlamazdý ama her bakýmdan çok faydalýydý.
Þimdi ki gibi çok kutsal olan evlilik müessesi birkaç ayda veya birkaç yýlda boþanmayla sonuçlanmýyordu.
Bin yýllýk deðer yargýlarýn, iþin kolayýna kaçýlmadan yaþanmasý,
Ýnsanlýða maddi manevi çok güzellikler katýyordu.
Þimdi neredeyse bu deðer yargýlarýnýn hemen hemen hiç biri yaþanmýyor,
Yaþayanlar hem hor ve hakir görülüyor hem de bunlar eski kafalýdýr deniliyor.
Böyle bir devirde yaþamanýn sýkýntý ve tasasý her geçen gün artýkça artýyor.
Ne yapacaðýmý bilemez olmuþum.
Ne onlar bizi beðeniyor ne de biz onlarý.
Ýnsanlarýmýzda insanlýk kalmamýþ,
Pire yüzünden yorgan yakýyorlar.
Çekirdeðin kabuðunu doldurmayan nedenlerden dolayý, boþanmalar her geçen gün,
Artýkça artýyor.
Peygamberlerin, Sahabelerin, Nebilerin, Memleketi olan Diyarbekir,e yakýþmýyor bunlar
Kim ben Diyarbekir’liyim diyorsa, biraz daha duyarlý olmalarýný rica ve istirham ediyor,
Eski mutluluklarýn yaþanmasý için Allah c.c ya dua ve niyaz ediyor,
En deruni sevgi ve muhabbetlerimi arz ediyorum.
11-12/Þubat/2020
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.