MENÃœLER

Anasayfa

Åžiirler

Yazılar

Forum

Nedir?

Kitap

Bi Cümle

Ä°letiÅŸim

HAYDİ TOPARLAN, GİDİYORUZ...
Faruk Başoğlu

HAYDİ TOPARLAN, GİDİYORUZ...


Sevdanýz öksüz, ruhunuz yetim kalmasýn,
Davranýn, toparlanýn, düþün Mekke yollarýna..
Hem öyle bir gidin ki;
Dualarýnýzý ekmek kýrýntýlarý gibi arkanýza döke döke gidin.
Arkanýzdan dualarýnýzý melekler bir bir toplasýn.
Rabbimin kutsal kýldýðý Mekke’ye giderken, çölün kum tanelerini serper gibi, tövbelerinizi serpe serpe gidin.
Ebu Kubeys daðýndan yankýlanan Ýbrahimi davetle gidin.
Hani; “Ýnsanlarý Hacca davet et!” diyen Rabbimize ;”Yâ Rabbî, kim var, beni kim duyar, sesim bütün insanlara nasýl ulaþýr?" diye soran Ýbrahim atamýza;
" O ses kýyamete kadar duyulacak , bak biz duyduk ta geldik" diye, Rabbimizin sesi duyurduðuna þahitliðe gidin.
Rahmet Peygamberi’nin Safa tepesinden insanlarý uyaran hakka davet haykýrýþýný duymuþ gibi gidin Mekke’ye.
Safa tepesine gelenlerden; “–Hay eli kuruyasý! Bizi buraya bunun için mi çaðýrdýn?” diyen Ebu Leheb’e inat ; “Ýyi ki çaðýrdýn, haklýsýn Ya Rasulallah, ölümüne yanýndayýz” diyecekmiþ gibi,
Ebu Leheb’in yüzüne Tebbet suresini okuyacakmýþ gibi gidin.
Giderken de unutmayýn!
Hacer annemizin tevekkülüyle, Ýsmail aleyhisselamýn teslimiyetiyle yürürken,
Yakup aleyhisselamýn, Yusufunu özlediði gibi Mekke’yi özleye özleye gidin.
Ammar bin Yasir’in göklere çýkan feryadýna , acýsýna ortak olmaya gelmiþ gibi, Ammar bin Yasir’e sarýlacakmýþ gibi gidin.
Öyle bir kararlýlýkla gidin ve arkanýzda býraktýðýnýz dünyanýzý öyle bir tepeleyin ki ,
Sizi görenler; bütün dünya zenginliðini, hatta anasýný babasýný dahi Allah ve Rasulü için terkeden Mus’ab bin Umeyr’in aþkýnda, kararlýðýnda görsünler.
Sokak sokak, kucak kucak serin yüreklerden topladýðýnýz serin selamlarý öyle bir serpin ki Mekke sokaklarýna; kýzgýn kumlara yatýrýlan Bilal’e serinlik olsun
Vardýðýnýzda öyle bir selam verin ki Mekke’ye; çaðýmýzdan kutlu çaðlarýna ulaþan selamlarla biz kardeþlerinden haberdar olsun, yýldýzlaþan kahraman sahabeler.
Ýþte bu umutla , bu duayla , bu inançla nefes nefes gidin.
Ya Rasulallah;
"Kardeþlerimi çok özledim, onlarý görmeyi ne çok isterdim. Onlarý havzý kevserimin baþýnda karþýlayacaðým." demiþtin ya; Sen ümmetine düþkün ve sevdalýydýn . Bize olan sevdan gibi Mekke’ye de sevdalýydýn, Senin sevdalý olduðun Mekke’ye biz de sevdalýyýz Ya Rasulallah.
Bu sevdalý olduðun þehirden çýkarýlmak istendiðinde Hicret ederken buðulu gözlerle Mekke’ye bakýp, yüreði Mekke olanlarýn yüreðini kanatacak þu sözleri söylemiþtin:
"Vallahi! Sen Allah’ýn en hayýrlý beldesi, Allah’a en sevgili topraksýn. Eðer senden ayrýlmak zorunda býrakýlmasaydým, senden ayrýlmazdým.”
Þimdi biz , bu sözlerin acýsýný bastýrmaya geleceðiz.
Peþine düþen müþriklerden Seni korumak için Rabbimin sebep kýldýðý Sevr maðarasýna ve kapýsýný ören örümceðe, yumurtlayan güvercine teþekküre gideceðiz Ya Rasülallah.
Ashabýn da senin gibi sevdalýydý Mekke’ye.
Her türlü iþkenceye raðmen; huzur diye ciðerlerine nefes gibi çektikleri topraktý, vatandý Mekke.
Hicretle Mekke’ye veda ettikten sonra hastalanan Hz. Ebu Bekir’lerin, Amir b. Füheyre’lerin, Bilal’lerin vardý ve Mekke’nin izhir otlarýnýn mis kokularý burunlarýnda tütüyor, Mecenne suyunun serinliðini hayallerinde hissediyorlardý.
Bu hayal, yüreklerinin ateþlerini söndürüyor gibi olsa da; gözlerinin önüne Þâme ve Tafil tepelerinden Mekke’nin seyir manzaralarý gelince yürekler yeniden tutuþuyordu.
Siz de yüreðinizi yakýpta öyle gidin Mekke’ye. Ve öylesine bir gidin ki;
Oku emri gelmeden önce Allah’ýn Rasulü Sallallahu aleyhi ve sellemin " bu toplumun hali ne olacak" diye kaygý duyup Nur daðýndan Mekke’yi izlediði gibi siz de izleyin Mekke’yi.
Ýzlerken; " bu toplumun hali ve bizim halimiz ne olacak?" Diye sorarak, düþünerek, utanarak ve dua ederek izleyin. Ve hayalini kurun;
Nur daðýnýn eteklerinde alemlerin efendisine azýk getiren , malýný mülkünü , tüm zenginliðini Allah yolunda tüketen ve yine alemlerin efendisine dað gibi arka duran anamýzý, Hatice annemizi hayal edin, ve hayalinizde vahiy getiren Cebrail meleðinin Allahýn Rasülüne , Hazret-i Hatice’nin elinde bir kap yemekle gelmekte olduðunu söylerken devamýnda;
“–Hatice yanýna geldiði zaman, ona Rabbinden ve benden selâm söyle! Onu, Cennet’te inciden yapýlmýþ bir sarayla müjdele! Orada ne gürültü vardýr ne de yorgunluk var.” diye söylediði müjdeleri siz de duyuyor ve þahit oluyormuþ gibi Mekke’de Nur daðýna, Hýra maðarasýna çýkýn… sonrasýnda inin oradan.
Hudeybiye anlaþmasýndan sonra aþkla özlemle ilk umreye alemlerin efendisi öncülüðünde Kabe’ye koþarcasýna giden ashap gibi siz de koþarcasýna, coþarak gidin.
Nice peygamberlerin ve alemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberin bastýðý yerlere siz de basýn. Ayaklarýnýz, ayaklarýnýn gölgesine deðsin.
Peygamberimiz Sallallahu aleyhi ve sellemin "Benim ashabým gökteki yýldýzlar gibidir" dediði yýldýzlarýn arasýnda yýldýzlarla beraber siz de tavaf yapýn.
Mültezem’e yapýþarak hüngür hüngür aðlayan sevgililer sevgilisi gibi Yüce Dostumuz Allah’a içli içli aðlayýn.
Aðlarken Safa ve Merve tepeleri arasýnda bebeði Ýsmail için telaþlanan koca yürekli , ana yürekli Hacer annemize yönelin.
Yapayalnýz ýssýz çölde kendilerini bebeðiyle býrakýp giden eþi Ýbrahim aleyhisselama " Madem ki bunu sana Allah emretti, Allah’ýn emri baþým üzerinedir, var git sen iþine bak, Allah bize yeter." diyecek kadar tevekkülün nasýl olduðunu bize gösteren Hacer annemizin analýk çabalarýný Safa ve Merve arasýnda say yaparken hissedin.
Hem gitmiþken iki yeþil direk arasýnda öyle bir heybetle yürüyün ki, heybetinizle yeri titretin.
Hudeybiye sonrasýnda Müslümanlar umre için geldiklerinde müþrikler þehri terk edip daða çýkarak Müslümanlarý o noktadan izlemiþlerdi.
Bunu bilen Alemlerin Sultanýnýn müþriklere karþý güçlü görünmek için sahabelerine söylediði "heybetli yürüyün" sözünü sanki size de söylediðini düþünerek yürüyün.
Hissiyatýnýzla; " Çaðýmdan çaðýna yetiþtim , Sana arka olmaya geldim, kavganda ben de varým Ya Rasulallah, yettim Ya Rasulallah, dercesine devleþerek yürüyün.
Hz. Adem atamýz ile Hz. Havva validemizin buluþtuðu yerde buluþmaya yani Arafat’a da gidin.
Gidin ve veda hutbesini iliklerinizde hissederek, sanki okunurken oradaymýþsýnýz gibi dinleyin.
Rasülün sözlerini, kalabalýktan kalabalýða tekrar ederek duyuranlar gibi , siz de dünyanýn kalabalýðýna tekrar edecekmiþ gibi bir kayanýn üstüne çýkýn, çýkýn ve haykýrýn, kibirden kuleler kuranlarýn kulelerini yýkarcasýna, insanlara zulmeden zalimlerin zulümlerini suratlarýna çarparcasýna Rasülün sözünü haykýrmaya gidin.. Gidin ve deyin ki;
“Ey insanlar! Rabbiniz birdir, babanýz birdir. Hepiniz Âdem’den, Adem de topraktandýr. Arabýn Arap olmayana, beyazýn siyaha üstünlüðü yoktur. Üstünlük ancak takvadadýr.” Deyin Sabahlayýn, aðlayýn, af dileyin.. Affýnýzdan þüphe duymadan “ömrümün fýrsatý Arafat” deyin de gidin.
Gidin.. ne olur gidin.. Hem de bir an önce, geç kalmadan gidin..
Ümmetin bugünkü haline, ýþýksýz kalmýþ gecesine, dua kandilleri yakýn da gidin.
Ama bunun evvelinde; candan, yürekten Allah’tan Mekke’ye gitmeyi isteyin.
Eðer nasip ederse Mevla.. Hiç durmayýn! Hemen gidin..
Haydi toparlan!.. Gidiyoruz... Mekke’ye gidiyoruz diye sevinerek gidin.
Bilin ki; Mekke nefestir, Mekke ekmektir, Mekke su..
Gidin… Gidin… Ne olur gidin.

Sosyal Medyada Paylaşın:



(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.