bir öyküydü bizimki
takvimler gösterirken
temmuz 85 ’ i
güneþli bir günde
sýcakmý sýcak
bir yaz mevsimi
ortada bir ahþap masa
önünde iki
gelin güvey
sandalyesi
sende bembeyaz
bir gelinlik
benim üstümde
koyu gri renkli
parlayan parýltýlý
bir takým elbisesi
ve o günlerden kalan
güneþin gözüme
vurduðundan
baþý öne eðik olan
öylece elimde durmakta
o eski düðün resimi....
acýsý tatlýsýyla tüketilen
yaklaþýk koskoca 25 yýl
bilmem acýsý daha da
çokmuydu ne
yoook...Yook
senden yana deðil
asla sýkýntým
yýllarýn... yýllarýn azabý
azameti be gülüm
*
boy pos endam
fiyaka alým çalým
deðildiki benim derdim
ben....ben senin
özünü sevdim
sözünü sevdim
yüreðini sevdim
o bakýþlarýn ardýndaki
doðal saflýðý, candan
cana yakýn oluþunu
gül gönlünü, her müsibeti
bir nasihat bilmeni
biliþini sevdim
onu sevdim...onlarý...
onlarý sevdim...SEVDiM
*
orta yaþta böylesi
bir sevgi sevda yaþamak
birbirine dayanýp tutunmak
imrenilircesine
bir dayanýþmayý
alabildiðine yaþamak
yuva için...çoluk çocuk için....
er için...kadýn için....
anadolu için
ondan alýnan edep
haya terbiye için
pek o kadar da
olaðan olmasa gerek
bazý paylaþýlanlar
küçük küçücük þeylerle
mutlu olmayý bilebilmek
aza kanaat getirip
çoða þükretmesini
becerebilmek
bizim dünyamýz iþte bu
fazla söze ne gerek
*
unutma gülüüüm
unutma sakýn
el ele...yürek yüreðe
daha ne þafaklar atýp
ne güneþler doðacak
göz göze...gönül gönüle
daha ne akþamlar olup
nice geceler
karanlýða duracak
unutma beklede gör
beklede gör gülüüüm
o bizim sevda ýþýðýmýz
çok camlarý kýzartacak
akþamlarý ýþýldadýkça
ýþýldayacak
geceleri parlatacak
etrafa nur yaðacak
*
unutma beklede gör
beklede gör gülüüüm
bu canlar
bu bedenlerde oldukça
yaþanýlmasý gerekenler
alabildiðine yaþanýlacak
dallardaki
meyvelerin çekirdeði
bir gün fidan olacak
unutma beklede gör
beklede gör gülüüüm
umutlar yeþerdikçe
yeþerecek,
duygular coþtukça coþacak
bizden sonraki sevdalar
bir akýntý bulacak
sel olup akacakta
deryalarý dolduracak
okyanuslara yol alacak
*