Sen gidiyorsun...
Mavi gök siyah çarþafa sarýlýyor içimde
Ruhumda palazlanýyor arsýz acýlar
Yokluðuna ip atlýyor nicedir düþünceler
Dudaklarým kanýyor yokluðunun diþ darbelerinde
Sen gidiyorsun...
Öksüz bir çocuk gibi bükülüyorum boynumdan
En iyi ihtimalin uzaklýðý dahi ölçülemiyor
Burnumun dibini göremeyecek bir körlük var içimde
Ýyisin diyorum, þükür iyisin...
Bir teselli arayýþýnda kendime ulaþamazken
Sen gidiyorsun...
Dalýn gövdesinden kopuþu gibi kendimden kopuyorum
Bazen, hayatý sýðdýracak bir valiz arýyorum
Sonra, sen yokken sýðmýyorum hiç bir þeye
Toplayýp kendimi ulaþýlmaz uzaklara gideyim diyorum
Birde bakýyorum ki,
Ayaklarýmýn bastýðý yer kutup, içimi yakan çöl...
Sen gidiyorsun...
Yurtsuz bir mülteci gibi kalýyorum ortada
Bu sabah hayali alnýndan öptü tüm aynalar
Yüzün geçti yüzümün yorgun hatlarýndan
Sakallarýma vuran güzün o derin manasýnda
Bir serçe kanat çýrptý kýrýlmýþlýðýndan
Bulutlarýn su damýttýðý yerde duruyorum
Sen gidiyorsun...
Rüzgarýn savurduðu yaprak gibi direniyorum aðýrlýðýmca
Bugün, Rabbim gökleri koru diye dua ettim
Sonra yer çekimine direnemedi gözlerim
Yanaklarým taþkýn sellere maruz kaldý
Önce göl yataðýna döndü, sonra çöl kuraklýðý dudaklarým
Sen gidiyorsun...
Omuzlarýma taþýnamayacak bir dünya biniyor...
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.