gündüzden kalma fýrtýnalar içimde dalgasý yüreðime vuran sesin öfkelerin lav taþýdýðý bir halde yakýp, yýksan rahat eder belki de için
ruhumun kabristanýndan geçiyorum üzerime kürekle toprak atan sen misin? ne ara, yoksa öldürdün mü beni? bu aðýr sessizlik neyin nesi...
acýlar tuðladan duvar örüyor çatýsý olmayan ev misali içim su alýyor kendimden kaçtýkça rüzgarýn yüzüme çarptýðý kar taneleri ve yine ýslanýyor yokluðundan kaçmaya çalýþýrken benliðim
yabancýsý olduðum bu þehir kaldýrým taþlarýndaki anlayýþsýzlýk kendimi içine sýðdýramadýðým dünya sen yokken... neden her þey bu kadar küçük ya da fazla büyük...
yol boyu yükselirken gölgeler adýmlarým dünyaya olan öfkemi eziyor anlasam dillerinden konuþurdum insanlarýn anlayamadýðýný anlatarak aðaçlara
ayak bileklerimde buz kesiði ve parmak uçlarýmda raptiyeli bir aðrý sonradan fark ettim ayakkabý yerine terlik giydiðimi
merak etme iyiyim... henüz ölmediðimi üþüyünce anladým.
Stockholm 10 Mart 2019 / yokluðundan kaçarken... Sosyal Medyada Paylaşın:
Semihhan Åžiirleri
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.