*
guguk kuþunun kursaðýndaki su damlacýðýnýn
dönüþü yoktu
ne tuhaf ki ayný þiddette acýmasýzdý,
týpký hayat gibi…
sallandýkça þýkýr þýkýr sesler …
*
köklü bir deðiþim geçiriyor zaman,
karanlýk ile alacakaranlýk arasýnda yalpalayýp
fabrikalarýn bacalarýndan çýkan dumanlar,
hanelerden sokaða dökülen kömür isine karýþýyor,
kurum ve katran soluyor gök
kötü kokular adeta kýyamet habercisi
biraz soðuk iyi gelir ruhumun kasavetine
belki içim açýlýr
belki akþam yýldýzý çýkar
belki dolunay parlar gökyüzünde
elimde bir yiyecek kutusu
içinde bisküvi paketi
içimde açlýk duygusu
*
titremek ancak sýðardý ummanlarýn içine
suyun üzerindeki renkler titredi
titreyen gölgeler ilerlerken þekil þekil
her adýmda feleklerin içi titredi
ayak sesleri duyuldu uzaktan
toprak titredi her adýmda
yer ancak bu kadar
daðlar ancak bu kadar titreyebilirdi…
*
fevkalade ötesi
zihne yerleþen sanki bir eser silsilesi
kah o cenahta kah bu cenahta
kül renginde atmosfer
puslu bir sis yumaðýnýn arasýnda ilerler
gecenin karanlýk güçleri sokaklarda baþýboþ,
zangýr zangýr titreyerek dolanýrken hiç durmaksýzýn
pencereden sýzan odayý saran sis
sineyi kaplamýþ,
afak kýyamet kýzýlý
acýlar ayný yüreðin dinmeyen sesi,
ahlar ayný kalbin feryadý figaný
mahþere yürür, yanar daðlar çýldýrmýþ gibi …
*
nefeslere musallat karabasanlar
zaferlerini taçlandýran bir gizin içinden geçer
katran ve kurum,
griye çalan þehir sokaklarý,
uzun bir süre boyunca kar iþgali altýnda
göðü kaplayan tipi izin verdiði müddetçe…
*
her þeyin bir baþka þeyin gölgesi haline geldiði girdapta,
ne kadar haklý olduðumu þimdi daha iyi anlýyorum
meðer içimdeki buzdaðýnýn çatlama sesiymiþ.
gökyüzü yarýlmýþtý, bir çatýrtýydý
içimde yaðanlara bakýp ben de hatýrlýyorum
ne yukarýda cennet var ne de aþaðýda dünya
sadece sonu olmayan bir boþluk
içinden ýrmaklar akan bir sis alemi
kýraðýlar yaþamýþtý aylarca bu yok oluþu
basit, yalýn, gündelik ölüm
sýrlar tek bir odada yaþlanýrken
ýslak, soðuk ve karanlýk
düþülen boþluk
bu hiçbir yere varmayacakmýþ gibi görünen
bitmeyen bir döngüye dönüþen gece
redfer