BİR TAŞRALININ İSTANBUL'DAKİ BİR GÜNÜ
hüzünlü gibiydi yüzü kurþun karasý bulutlar sarmýþtý baþýný
onu teselli edelim dedik,
eþimle el ele verdik damarýndan
ta yüreðinin ortasýndan giriverdik
can Ýstanbul’un döþüne
metrodan inip Marmaray’a binerek
Sirkeci’den Büyük Postahanenin hemen arkasýndan çýktýk
kýþlýk kasket aldýk bana
ekalliyet mensubu esnaftan
hem gerçek simitçiden
hem de heykel simitçiden simit aldýk
Yeni Cami’nin olmazsa olmazlarý güvercinleri yemledik
üþüyen ellerini avucumda ýsýttým yarimin
vakit öðle olmuþtu
Ezan-ý Muhammediyi dinledik
rast makamýnda
Mýsýr Çarþýsý’nda dolaþtýk
lokum ikram ettik birbirimize.
altýn taký ve hediyeliklere baktýk
çýktýk Tahtakale’ye açýlan kapýsýndan Kapalý Çarþý’nýn
bir kahve kokusu ki sormayýn
kokuyu takip edip ünlü kahvecisini bulduk
kahve kese kaðýdýn da sýcacýktý
yarim yine üþüyen ellerini ýsýttý onunla
rengarenk dükkanlar
akla hayale gelmez çeþitlilikte insan seli
daldýk selin içine
Mercan yokuþuna sardýk
çakýma kýn komando rozetlerimi aldým
silah satan av bayiilerinden
vakit ikindiye yaklaþmýþtý
acele adýmlarla önce vilayet binasýna
daha sonra Ýstanbul Üniversitesi’nin arkasýna geldik acýkmýþtýk
tarihi çeþmeden bozma dönerci dükkanýn da ki
<ayýptýr söylemesi> nefis döneri afiyetle yedik
yaðmur ahmak ýslatandý zararý yoktu bize
sonunda Muhteþem Süleymaniye Camii’ne ulaþtýk
ezan hicaz makamýnda okunmaya baþladý
insanýn iliðine kemiðine iþliyordu ulviyet duygusu
pirinç lüleli çeþmelerden abdest alýp
azamet ve görkemin sembolü muhteþem camiye girdik
içeride biz Müslümanlarýn haricinde
her dinden, her ýrktan insanlar vardý
namaz sonrasý Kanuni Sultan Süleyman Han’ýn türbesini
etrafýndaki mezarlýðý ziyaret ettik
baktým dünya ona da kalmamýþ
daha sonra yokuþ aþaðý dükkanlara baka baka
Eminönü’nde ki Kadýköy vapur iskelesine iniyorduk ki
tarihi yarým adanýn tüm camilerinden
segah makamýnda akþam ezaný okunuyordu
boðaz sisten pustan gözükmez vaziyetteydi
gün ýþýðý iyice azalmýþ
þehrin ýþýklarý çoðalmýþtý
bindik, Þirketi Hayriye eski ismiyle maruf þehir hatlarýnýn
“Fahri Korutürk” isimli vapuruna
kapalý salonunda seyyar satýcýlarý dinledik tebessümle
biri çakmak diðeri otomatik limon sýkacaðý satýyordu
adamlarýn ikna kabiliyetine hayran olduk
her ikisinden de aldýk
sonra Kýz Kulesi, Selimiye Kýþlasý
Haydar Paþa Garý derken Kadýköy iskelesine yanaþtýk
Kadýköy rýhtýmýnda akþam çayý içtik
siyahlaþan denizin dalgalarý
oturduðumuz masanýn altýnda hafif hafif çalkalanýyordu
ikimiz de bize bu imkaný ve saðlýðýmýzý bize ihsan eden
evlatlarýmýzý ve torunlarýmýzý bize veren
bizi birbirimize bahþeden
yüceler yücesi Allah c.c þükrettik
metroya bindik ve oðlumun Kartal da ki evine döndük
ömürden zarar etsekte yaþamdan kar ettik
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.