ve önümde gidemediðim kadar sensizlik
geceler sus
þehir sus
ben sus
bilsen
kaç sarhoþ gemi daha geçti bu denizden
defalarca býkmadan usanmadan
yalnýz sana gelmek için.
haberin yok sanýrým
derin
ýslak
mavilerden
*
rengi olmayan gökkuþaðý emziriyor gözlerimi þimdi
renkleri boðuyor yýldýz dolusu geceler
siyah beyaz fotoðraflarda
çerçevesi olmayan bir resimsin bu aralar
olmadýðýn kadar ayrýlýksýn
öncesi
týpký bir yaz yaðmuru hüznüsün
sonrasý
týpký bir þarkýnýn sonu
*
elinde bavul
istasyon köþelerinde siyah montlu bir kadýnsýn
buz tutmuþ raylarda koyu isyan çýðlýklarýmsýn
saatlerce vagonlardan yükselen hýçkýrýklarýmsýn
içinde ben varým býraktýðýn þehrin
þubat ayazlarýna terk ettiðin
anason kokan þiirlerin önüne diz çökmüþ
elleri cebinde
cebinde iki damla göz yaþý
rutin infiallerdeyim
yudum yudum buhranlardayým
önce
gidiþin kadar geri dön
sonra
geliþin kadar gecikme
*
ve sen kör kuyular kadar suskun
bilemedim
nevruz mu çok uzaktý
kýþ mý amansýzdý
aylar geçti gelmedin
lakin
içim sýcak , içim alevli , içim yangýn yeri
öncesi
paramparça, darmadaðýn
sonrasý
büklüm büklüm saçlarýnla
sen beni bekle þimdi
gelmem an meselesi
redfer