ŞAİRİN ÖLÜMÜ
ÞAÝRÝN ÖLÜMÜ
EBEDE YOLCULUK VAR
Þairi þair tanýr kalemin efkârýnda,
Efsunlu mýsralarýn güzergâhýnda gam var.
Naðmeler hüzün söyler ayrýlýk þarkýsýnda,
Dönülmez akþam gibi yine ocakta sam var.
Þairin ölümü ölümsüzlük gibi bir þeydir. Zira onun kaleminden dökülen inciler dünya durdukça duracak ve her çaðda kendine göre okuyucusunu bulacaktýr. Mýsralar hüzün kokacak, naðmeler ter dökecektir arkasýndan.
Bir elveda þiiri çýkarken kaleminden,
Mýzrabý dile gelir hasretin eleminden,
Yolcuya yol görünür sessizler âleminden,
Dönülmez akþam gibi yine kucakta sam var.
O gün geldiðinde ocaða ateþ, kucaða sam düþecektir. Yürüyecektir sonsuzluk âlemine. Her canlý gibi o da tadacaktýr ölümü. Dönülmez yoldur, giden gelmez, gitmeyen bilmez. Sonsuz bir hasret baþlar yürekte. Diðer adý gurbettir. Ta ki geride kalanlar o yolun yolcusu oluncaya dek. Ýþin aslý ebedi mekanda kavuþmaktýr özlenene. Acý görünen tatlý son gibi.
Zamana mühür vurur Azrail’in kýlýcý,
Teselli kar eder mi, bulunur mu ilacý?
Giderken en sevgili acý içinde acý,
Dönülmez akþam gibi yine bucakta sam var.
Yamandýr Azrail’in kýlýcý. Mührünü vurdu mu tam vurur. Ýlacý bulunmaz, dermaný yoktur. Acý içinde acý gizler. En sevgiliyi koparýr sevilenden. Köþe bucak gam düþer haneye. Candan can gider. Dönülmez yoldur, akþam güneþi gibi. Bu âlemde batar, baþka bir alemde yeniden doðar, sabah güneþi misali.
Gül boynunu bükse de çekip gidecek yazlar,
Toprak soðuk olsa da deðmeyecek ayazlar,
Yüreðin ateþinde erimeyecek buzlar,
Dönülmez akþam gibi yine sýcakta sam var.
Yavrular boyun bükse de, kader aman vermeyecek. Ömür mevsiminin yazý bitecek. Topraðýn soðuðunu, mevsimin ayazýný duymayacak ten. Ancak ruh, ameline göre muamele görecek. Dönülmez akþamýn ufkunda, sam yelleri esse de, yüreðin ateþinde buzlar erimeyecek.
Bir barýþ güvercini þahinin kanadýnda,
En güzel kelimenin sevgi yazar adýnda,
Hasret bile güzeldir bazen gönül yâdýnda,
Dönülmez akþam gibi yine þafakta sam var.
Mevta Hakka yürüyüp tabuta konduðunda, küsler barýþýr, hemen hemen herkes hakkýný helal eder. Sevgiyle, övgüyle bahsedilir arkasýndan. Ne iyi insandý derler. Saðlýðýnda söyleyemediklerini söylerler. Þiirleriyle yad edilir. Dolaþýr dilden dile, gönülden gönüle.
Bazen istenmese de yollar gurbete çýkar,
Amansýz bekleyiþte özlem sineyi yakar,
Gidenler gelmez geri, bekleyen mahzun bakar,
Dönülmez akþam gibi yine uzakta sam var.
Son þafaktýr zaman, kapanan gözlerde. Son dem… Amansýz bekleyiþtir sinelerdeki özlem. Bekleyenler mahzun, giden sessiz, yol sonsuz. Hazan vardýr o yerde, sam vardýr. Dökülür yýldýz yýldýz. Uzaktýr menzil, çok uzak.
Sevdaya hüzün düþer, duygular yoðunlaþýr,
Þiirler mýsra mýsra yýldýzlara ulaþýr,
Sýr olan hatýralar gözyaþýna bulaþýr,
Dönülmez akþam gibi yine afakta sam var.
Hüzün düþer gönüllere. Duygular yoðunlaþýr. Mýsralarla anýlýr þair. Her mýsrada bir düðüm çözmeye çalýþýrlar. Gözyaþlarý süsler kýtalarýn üstünü. Dile gelir hatýralar bir bir. Sevda kokan kitaplarý dizilir raflara. O an dizeler ahlara karýþýr. Giden gitmiþtir dönülmez akþam gibi.
“Ölüm asude bahar ülkesi” diyor þair,
Ömrünü milletine feda ediyor þair,
Yüreði dile gelmiþ mutlu gidiyor þair,
Dönülmez akþam gibi yine ýrakta sam var.
“Ölüm güzel olmasa ölür müydü peygamber?” diyordu ya þair, bu ne muhteþem bir söz. Hak emri vaki olduðunda her kul ölecek. Kaçýnýlmaz son. Ölmek için doðduk, öleceðiz, bu kadar net. Ancak ölüm Allah’a giden yolsa güzeldir. Aksi halde ölümün ötesi ölümden beter.
Yolcuya dur olur mu menzil alacak elbet,
Gelince büyük melek buyur diyecek elbet,
Kaçýþ var mý o yerden son mekân ilelebet,
Dönülmez akþam gibi yine durakta sam var.
Yolcu yola koyulduðunda dur olmaz artýk. Elbet menziline varacaktýr. Önemli olan büyük melek geldiðinde, marifet ona hoþ geldin diyebilmektir. Bu önemli haslet, bilmem kaç kula nasip olur böylesi. Dönülmez akþam gibi son durakta sam olsa da; “Ölüm asude bahar ülkesi” diye vurguluyor þair. Böyle bir bahar ülkesini hangimiz görmek istemeyiz ki…
Rabia BARIÞ
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.