ÖTE, DERİN, YÜKSEK, ÖNCE
ÖTE, DERÝN, YÜKSEK, ÖNCE
Anlayýþtan öte kavrayýþ, idrak, tefekkür
Seziþten derin hissediþ
Sevgiden yüksek sevda, muhabbet
Sevgiliden öte-derin-yüksek mahbub, canan
Laftan öte kelam
Güzelden öte narin, zarif
Bedenden, etten öte-derin-yüksek can/ruh
Arkadaþtan öte dost
Dosttan yüksek gardaþ
Gardaþtan yüksek dava arkadaþý
Gerçek, doðru üstü, ötesi, aslý hakikat
Bakmaktan öte görmek, müþahede etmek
Anlamaktan öte özümsemek
Bilmekten öte-yüksek þuur-farkýndalýk
Bilmezden öte-derin gafil
Ýlimden önce edeb-usül
Ýlimden öte haddini bilmek-bildiðiyle amel etmek
Yüzden öte-önce özü görmek/sevmek
Görüntüden öte-derin-yüksek mânâ
Halktan önce-öte Hakk
Eþitlikten derin-yüksek-öte adalet
Etikten öte-derin-yüksek ahlak, vicdan, iman
Ýlgiden derin-yüksek adayýþ
Anlaþýlýrdan öte-derin-yüksek belið
Konuþmadan-söylemeden önce düþünme, tartma
Kabulden öte-derin-yüksek teslimiyet
Ýnanmaktan yüksek tabi’ olmak/ þüphe karýþmamak
Bilmek, anlamak, hissetmek, tatmaktan öte-derin-yüksek akl-ý selim, kalb-i selim, zevk-i selim
Uygun-olur’dan öte münasib, küfüv, muvafýk
Dokunmak, sahip olmaktan öte-derin deðer bilmek/vermek, korumak-gözetmek
Didiþme, yiyiþme, itiþme, ötekileþtirme, çatýþma, baðrýþma, ben bilirimden öte-derin-yüksek mülahaza, mütalaa, istiþare, münazara
Ölümden öte-derin-yüksek bitiþ deðil baþlangýç, diriliþ, hakikate tam eriliþ, yükseliþ-alçalýþ, yok deðil asýl var, zaman deðil sonsuz
Evden öte-derin yuva
Topraktan öte-derin-yüksek vatan
Geçip giden, yaþandý, oldu bitti, eskidi’den öte-derin tarih, mazi, kadim (eskimeyen)
Hatýrlamaktan öte-yüksek vefa
Sosyal Medyada Paylaşın:
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.