I
Bu þiirlerin gerçek hikayesi Arke Adasý Romanýmdadýr. Soner ÇAÐATAY
Ona parayý verip, çýktý basamaklarý
Patates çuvalýný kavradý parmaklarý
Tam büzerken aðzýný, Sedat seslendi ona:
»Lütfen acele etme, yardým edeyim sana.«
Cemil bey kaldýrýrken omuzuna çuvalý
Andýrýyordu hali, iki büklüm hamalý
Merdiveni inerken kasaba »Sað ol!« dedi
Cemil beye hemen yol verdi onlarca kedi
Ürkütmeyeyim diye adýmlarý yavaþtý.
Fakat siyah bir yavru, ayaðýna dolaþtý.
Garip beni de götür der gibi bakýyordu
Turuncu gözlerinden, ricalar akýyordu
Burnunun çevresi ve ayaklarý beyazdý.
Aþikardý halinden, sevimli oyunbazdý
Cemil hoca yürüdü fakat beþ altý adým
Durup geriye baktý: »Niyetini anladým.«
»Hadi gel, korkma yahu, gel hadi pisi pisi.«
Tuttu ve kaldýrdý:»Aa varmýþ bunun pipisi.«
»Bir erkek daha girdi aileye, hoþ geldin!«
»Benim zayýf yerimi, uyanýk nasýl bildin.«
Kasap Sedat seslendi: »Hayýrlý olsun hocam!«
»Biraz et göndereyim, beraber yiyin akþam.«
»Tanrý misafirin var, aman iyi aðýrla.«
»Aðýrlarsan vallahi, anýlýrsýn hayýrla.«
Kasap hemen içeri koþup bir þey sardý
Bu paketin içinde ya ciðer ya et vardý
Hocaya yetiþti ve sol koltuðuna soktu.
Ýlk baþlarda almaya pek de niyeti yoktu:
»Yahu ne yapýyorsun, bu da nedir, al þunu.«
-Cemil hoca, kabu et, kýrma iþte komþunu.
-Bilirim gururlusun; hiç almazsýn hediye.
-Ýkram sana deðil ki… Þu küçücük kediye.
-Dikkat ettiysen artýk kovmuyorum onlarý
-Ve hoþuma gidiyor, gözleri, renk tonlarý
-Her akþam kedilere et ikram ediyorum.
-Çöpe gideceðine, onlar yesin diyorum.
Kasap Sedat’a baktý, mutlu ve tebessümle
Sonra aðzýndan çýktý teþekkürlü bir cümle
»Çok iyi yapýyorsun, sað ol kardeþim sað ol.«
»Mahluka merhamettir, berekete giden yol.«
»Öyle mutlu oldum ki anlatamam halimi.«
»Þaþkýnlýk düðüm düðüm baðladý þu dilimi.«
II
Konuþurken »Maþallah!« diyordu ikide bir
»Buna çok sevinecek benim küçük misafir.«
»Baksana ya ne kadar tatlý ne kadar þirin.«
»Billahi böyle güzel görmemiþtir gözlerin«
»Ýþinden geri kalma, ben de gideyim eve.«
»Gelirim dükkanýna, hemi de seve seve.«
-Kapým her zaman açýk, bir de þu yavrucaða.
-Onu yerden alsanýz gelmem demez kucaða.
Çuvalý yukarýya tam çekerken Cemil bey
Yanlarýndan geçti kamyonet gibi bir þey
Ezilmekten kurtuldu kasap ama kýl payý
Buna çok sinirlendi: »Birazcýk yavaþ ayý!«
Giden, kereste yüklü, kýrmýzý bir pikaptý.
Ayný hýzla giderken kavþakta saða saptý
Kalkan tozdan gözgözü görmüyordu adeta
»Ýnsan bir korna çalar.« dedi kasap Sedat’a
»Yaptýðýna bak þunun, þu aklaksýz adamýn.«
»Baþkasý umurunda deðil vahþi yamyamýn.«
»Sokakta hýz sýnýrý otuz birazcýk yavaþ.«
»Bu ne acelecilik, bu ne telaþ, arkadaþ.«
Yüzündeki tozlarý, güzelce sildi kasap:
-ÞýhlarýnTahir’indi geçen kýrmýzý pikap.
»Ha þunlar, tanýyorum, ama samiyetim yok.«
»Böyle adamlarla dost olmaya niyetim yok.«
Kalkan tozlar daðýldý; etraf görünür oldu.
Halkýn yürüdüðü yer asfaltý gitmiþ yoldu
Yaþlý adamýn gözü, kediciði aradý
Onu göremeyince inkisara uðradý
Sonra dedi ki »Korkup kaçmýþtýr kara þeker.«
»Hiç sanmýyorum onu ezip de geçsin teker.«
Sedat »Bence de bir þey olmamýþtýr ya.« dedi.
»Çok hýzlý, çok zekidir, bizim minnak kedi.«
Birden bir þey gördü, yatýyordu uzakta
Ýnsanlar da minibüs bekliyordu durakta
Konuþurlarken kimi ah dedi kimi vah, vah
Kimi gebermiþ dedi, kimi de yazýk, günah
Cemil hoca yaklaþtý yere serilmiþ þeye.
Her adýmda daha çok, kapýldý endiþeye
Yanýna gelir gelmez yere düþtü çuvalý
Göz yaþýyla ýslandý pamuk gibi sakalý
Patatesler daðýldý gitti misket misali
Canlandý hayalinde kedinin canlý hali
Pat diye yere düþtü koltuðundaki paket
Kaðýdý patlayýnca, göründü bir parça et
III
Cemil bey yere çöktü, kediciðin baþýna
Sonra hüzünle baktý, küçük arkadaþýna
Acýyla can verirken çýrpýnýyordu garip
Hýzlý hýzlý nefesler, alýyordu mustarip
Arka ayaklar kýrýk, seðiriyordu eti
Cemil beyi çok üzdü acýklý akýbeti
Kemik delerek çýkmýþ garibin derisini
Çekmesi artýk zordu, bedenin gerisini
Gözleri açýk kaldý, verirken tatlý caný
Kaldýrýma sýçradý kedinin sýcak kaný
Biraz önce peþinden yürüyordu adamýn
Sabýrla gelmesini, bekliyordu akþamýn
Cemil beyin elinde, kýpýr kýpýrdý kedi
Sonra baþparmaðýný yalamayý denedi
Turuncu gözlerinde kalmadý can ateþi
Garip göremeyecek bir daha da güneþi
Dizlerin tam üstüne yýlýkýr gibi çöktü
Cemil bey üzülerek, baþýný sola büktü
Dili dýþarýdaydý, benzi beti solmuþtu
Burun deliklerine sadece kan dolmuþtu
Ýnsanlar bakýyordu ancak ne olmuþ diye
Cemil bey yadýrgandý; ilgi yoktu kediye
Konuþmalar canýný sýktý yaþlý adamýn
Gerginliði gittikçe, artýyordu ortamýn
Nasýl olur da insan, üzülür bir hayvana
Yine yaratsýn aðýr gelmez ya Yaradana
Yenisini halk eder, ne iþi var Allah’ýn
Telafisi mümkündür bir af ile günahýn
Tabi tabi ne demek, kýr, dök, parçala, öldür.
Sonra Þeytaný ‘haklý çýktým’ diye de güldür.
Ne güzel sapa saðlam yaratmýþtý hayvaný
Dök diye mi doldurdu, damarlarýna kaný
Yarattýðýnda ne kýrýk vardý ne de çatlaklar
Dokundu, parçalanmýþ, zayýf arka ayaklar
Cemil bey kalktý birden ve Sedata »git« dedi
»Bir kutu bul, burada, kalmasýn güzel kedi.«
S / ÂYE 1 ARALIK 2017 / ESKÝÞEHÝR